SANAYİ VE DİĞER SEKTÖRLER
19 Şubat 2021, Cuma 09:11Önceki gün Bahaaddin Canbilen’le konuştuk.
Telefonla yaptığımız konuşma 15-20 dakika kadar sürdü.
Kendisi çıraklıktan usta ve yılların sanayicisi.
Uzun yıllar Konya Ticaret Odası’nın yönetiminde etkin görevlerde bulundu.
İş dünyasını iyi tanır.
Konya’yı çok iyi tanır.
Türkiye’nin hassas damarlarını iyi bilir.
Ülkenin sorunları hakkında bilgi birikimi de, öngörüsü de var.
Kendisini bir taziye için aramıştım.. Sonra konu döndü dolaştı başka alanlara ve daha çok da konunun önemine binaen ekonomiye gitti.
Bahaaddin beye “Sanayi de işler nasıl?” diye, sordum.
“Çok iyi arkadaş herkes harıl harıl çalışıyor. İş yetiştiremiyoruz.. Üretim kapasitelerimiz arttı..” dedi.
Bir sonraki sorum “Para kazanıyor musnuz?” oldu..
Bu soru karşısında güldü ve şöyle dedi :” Karlar azaldı. Az kazanıyoruz ama kazanıyoruz.. Çünkü malzeme fiyatları arttı.. Üretimde ihtiyacımız olan hammedde ve malzeme fiyatlarını her defasında farklı ve yüksek fiyatlarla alıyoruz. Ayrıca enerji başta olmak üzere diğer girdiler de arttı. Buna da şükür çalışıyor ve üretiyoruz. Çarklarımız dönüyor.”
Bir soru daha: “Sanayicinin finansman sorunu var mı?”
Cevap: “Hiç olmaz olur mu? Esasen sanayicinin finansman sorunu her zaman oldu. Dolayısıyla bugün de var.. Son yıllar da devletin uyguladığı KGF kredileri sanayicinin çok işine yaradı.. Sanayiciler başka kırediler de kullanmış olabilir.. Öz kaynakları ile çalışanlar da var.. Dikkatli olmak lazım.. Ülkemiz dikkatli iş yapılması gereken hassas bir süreçten geçiyor.”
Anlaşılan..
Sanayi de işler iyi. Esasen olayı bilen bir çok kişi bunun farkında.
Bazı sektörlerin aksine sanayiler çalışıyor.
Çarklar dönüyor.Üretim iyi.
KGF kredileri sanayiye hayat verdi.
Devletin pandemi döneminde uygulamaya koyduğu Kısa Çalışma Ödeneği başta olmak üzere aldığı bir takım farklı önlemler sanayi de hayatın sürekliliğini sağlamış görünüyor.
Üretimin sürekliliği sağlandı.
İşçi çıkartmalar geride kalan iki yıla göre az da olsa azaldı.
Sanayici ülkenin içinde bulunduğu zor ekonomik şartların farkında,
Eskiden olduğu kadar çok kazanma hesabında değiller.
Malzeme ve enerji maliyetlerinin yüksekliği karşısında da direnmeye devam ediyorlar.
Fırtına öncesinde hesabını iyi yapamayanlar, tedbirini alamayanlar da yere düşüyor mu, düşüyor.
Yere düşünlere ya da düşmemek için can havliyle mücadele etmeye çalışanlara da bakalım.
Mesela en başta inşaat sektörü.
Yaşadığımız şehirde yüzlerce sayı ile ifade edilen inşaat şirketi vardı.
Marangoz, inşaatçı.
Demirci, inşaatçı.
Kalıpçı, inşaatçı.
Sıvacı, inşaatçı.
Boyacı, inşaatçı.
Kumcu, inşaatçı.
Hazır betoncu, inşatçı.
Emlakçı, inşatçı.
Çiçekci, böcekci, inşaatçı.
Gıdacı, inşaatçı.
Emlakçı, inşaatçı.
Komisyoncu, inşaatçı.
Bir miktar da mektepli inşaatçı vardı, mühendis kökenli olan.
Velhasıl parası olan, parayı bulan, bürokrasi de kat artırımı, oran avantajı bulan inşaatçı oldu.
Marangozun, demircinin, kalıpçının, sıvacının, boyacının,kumcunun, emlakçının inşaat işlerine girmesi hadi diyelim bir yere kadar normal ve olabilir. Fakat kumun, demirin, çimentonun sadece adını bilenlerin inşaatçı olması tuhaf değil mi? Böyleleri de inşaatçı oldu.. Siyasi nüfusları ve belediyelerden sağladıkları iddia edilen ayrıcalıklarla inşaat işlerine girenlerden para kazananlar da, başüstü yere çakılanlar da oldu.
Yahu doktorlardan, avukatlardan bile inşaat işlerine giren ve bir hayli de çok para kazananlar, kazanmayarlar oldu.
Vehbi Koç’un hayatının anlatıldığı kitapta çok güzel bir söz var.. Koç, “Çıraklığını yapmadığın bir işin ustalığını yapamazsın” diyor.
Hayatın her alanında örnek alınması ve ilke edinilmesi gereken bir söz, Vehbi Koç’un sözleri.
Basın mesleğinden örnek verelim.
Gazeteci, mühendisin yapması gereken işi yapamaz.
Gazeteci, doktorun yapması gereken işi yapamaz.
Gazeteci, avukatın yapması gereken işi yapamaz.
Gazeteci, pilotun yapması gereken işi yapamaz.
Bir işin ya mekteplisi ya da alaylısı olacaksın.
Yani anlayacağınız önce bir işin çırağı, sonra da ustası olacaksınız.. İster alaylı, ister mektepli olun çırak olmadan yapamazsınız.. Çıraklık şart.
Çıraklık yapanlar büyük hatalar yapmadığı, özel hayatlarında ve ülkede sarsıcı-yıkıcı olağanüstü dönemler olmadığı takdirde girdikleri sektörde ve yaptıkları işler de başarılı bir şekilde yol alıyor.Bu böyle.
Sanayi de işler iyi.
İnşaat sektörü fena halde sallandı.
3-5 yıl öncesinin sektör büyükler bugüni ortada yok.
Sektörün reklam yıldızları, bilekleri, boyunları altın aksesuarlı patronları ortada yok.
Yol boylarındaki lüks inşaat ofislerinı artık göremiyoruz.
Çoluk çocuğu son model Mercedes’li, BMW’li inşatçıları da göremiyoruz.
Tapu hileleri yapanlar da sokağa çıkma korkusu içinde yaşıyor.
İnşaat sektöründe..
Küçüklerin ruhuna da çoğunlukla fatiha.
Sektörde iyi olanlar, işini düzgün, prensipli ve tedbirli yapanlar hayatta ve yıkılmadan, yere düşmeden fırtınan geçmesini bekliyor.
Bu arada el emeği, göz nuru ile geçinen üreten esnaf kesimi sıkıntıda.
Esnaf darda.
Esnaf zorda.
Ülke genelinde sayıları 2.5 milyonu bulan esnaf son yıllar da zorlanmaya başladı.
Bu kesim her türlü desteği hak eden bir kesim.
Bu kesime bakmak lazım..
Bu tarafı yere düşürmemek lazım.
Devletin her türlü teşvik ve desteğinin bu kesim üzerinde yoğunlaşması lazım.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.