SAYIN BAŞKAN ÖZGÖKÇEN AYARLAMIZI BOZACAKSIN
06 Temmuz 2021, Salı 07:14Haftaya biraz tatlı sert girince bugün izninizle hemen vitesi boşa alacağım.
Ama bu demek değildir ki pes edelim.
Mesela kalemine hayran olduğum dahası şapka çıkardığım Konya’da iken birlikte omuz omuza çalıştığım kardeşim Haşmet Öyken dün sabah Antalya’dan bir paylaşım yapmış
Yıl 1984. Y.KONYA Gazetesi
Yedi dalda birincilik ödülü almışız.
Rahmetli Adil Gücüyener, Rahmetli Suad Abanazır, Haşmet Öyken, Rahmetli Galip Yenikaynak, Ahmet Sarı, Faruk Tolgay ve bendeniz.
Bu ödüller bizim için nasıl bir gurur vesilesi idi.
Nasılda mutlu olurduk.
Bunların kelimelerle tarifi mümkün olmazdı.
Ancak bu gururun bir de diğer meslektaşlarımızla, diğer yayın organları ile tarifsiz bir rekabeti yaşanırdı.
Bu rekabette bile samimiyet vardı.
Alçaklık, şerefsizlik, bel altı vurmalar hele hele iki yüzlülük asla olmazdı. Olamazdı.
Bakın o yıllarda Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı için listeler çarpışırdı.
Şehri yönetenler ile siyasiler bile taraf olurdu.
Bu seçimlerde benim en büyük ve tek rakibim Haşmet Öyken idi.
O günlerde derdim şimdide altını çizerek diyorum.
Bakın aradan 30 küsur yıl geçti.
Haşmet Öyken eğer o yıllarda Konya’dan çıkıp gidebilseydi kalemi ile Türkiye’nin en büyük gazetecilerinden biri olurdu.
Haaa birde rahmetli İbrahim Sur.
Neyse Haşmet Öyken bu tarihi gazeteyi paylaştıktan sonra altınada yazmış;
“45 yıldır yüzlerce haber söyleşi yaptık. Binlerce makale yazdık. Mizanpaj çizdik. Ödüller aldık ödüller verdik. Ama hiçbir zaman gazetecilikten ödün vermedik”
…………..
Aynen müdürüm.
Seni seviyorum.
Kalemine hayranım.
Mutluluğun daim olsun.
MEMLEKET MESELELERİ TAMAM
AMA ÖNCE OKURLARIMIZ
İstanbul dönüşü çalıştığımız kurumlarda 365 gün yazı yazarken ilklerimiz ve ilkelerimiz arasında hep önce OKUYUCU dedik.
Sizlerden gelenleri olduğu gibi yayınladık. (Tabii küfürler ve yasal olarak yasak olanlar hariç)
Bugünde rölantiyede giderken sizlerden gelenlere ağırlıklı olarak yer vereceğiz
TSK DAN EMEKLİ ALİ ABİMİN SERZENİŞİ
Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli Ali Demirhan abim şöyle diyordu;
“Yazdıklarınız çok doğru ama bizi bu hale Devletin kendi getirdi. Örnek kavgayı ayır orada polis seni alır. Yaşadığım bir örnek vilayetin önünden biri kaçıyor üç beş polis kovalıyor yakalayın hırsız diye ve yanımızdan geçerken bir genç çelme taktı ve hırsız yakalandı. Polisin biri demesin mi niye çelme taktın? Sana ne diye karakola götürmeye kalktı. Biz şaşırıp tepki verdik genç askerdi ve götürülmedi. Şimdi vatandaş ne yapsın sadece seyrediyoruz saygı ile…
FİKRET BEY HAKLI
Fikret Coşar abimiz ise “Milletimiz koronadan korunmak için gereken fiziksel mesafeyi sosyal mesafe diye yanlış tanımlayınca yerde trafik kazasında yatmakta olan yaralıya bile mesafe koyup, acil servisi aramaktan bile kaçınır oldu. Ya yerde yatan sizin çocuğunuz olsaydı ne olacaktı?. 112 yi aramak için konturum yok diye söyleyen cahilde ayrı bir mesele. Vesselam.
ELEKTRİK ZAMLARI
Abdurrahman Özkaynak Bey ise ihtisas alanı olan duruma şöyle yorum getirmiş;
“TEDAŞ, EPDK, Enerji bakanlığı dolayısıyla da hükümet. Cadde-sokak aydınlatma lambaları neden akşam daha güneş batmadan 45 dakika öncesinden yanmaya başlar ve neden sabah hava aydınlandıktan sonra dahi bile hala yanmaya devam eder?.
Sayın Özteke çok güzel belirtmiş; Çünkü alım garantili ve depolanamayan enerji tüketilsin ki bu enerjiyi üreten, dağıtan ve pazarlayan şirketler de kârlarına kâr katmaya devam etsin. Biraz izan lütfen !!!”
BİR KONYA HAYRANI
Benim için oldukça sessiz sedasız köşesinde otursada, öne çıkmadan görev aldığı STK’da işini en iyi şekilde yapmaya çalışsa da duyarlı dostumuz Muaz Bey şöyle diyor;
“Abi Sille gerçekten tarihi bir değerimiz. Sizin de dediğiniz gibi insanımız, insan olmadıktan sonra ne tedbir alırsan al. İş varacağı yere varır. Ancak bizim yöneticilerimiz tabii ki tedbiri bırakmayacaktır umarım. Hem Belediye zabıtalarını devamlı surette orada bulunduracak ve sıkı denetim yaptıracak. Hem de orasının asayiş sorumluluğu kimde ise (Polis-Jandarma) onlar motorize ekiplerini devamlı surette orada bulunduracak, Aynı zamanda gece bekçileri de geceleri devriye gezmeleri gerekir.”
ÖFKELİ AMA HAKLI
AŞ rumuzlu okurumuz ise biraz kızgın bir şekilde;
“Yorumlarda 12 farklı konu var hepsi ofsayt. Havai fişek satılıyor zabıta nerde? Havai fişek atılıyor polis nerde? Doğal gaza zam var devlet nerde? Konyaspor para sıkıntısı çekmeyecek ne demek? Para nerden gelecek? TÜVTÜRK çatır çatır para kazanıyor sorumlulara inceleme nerde?”
“KONYALI” HEM NALINA HEM MIĞINA DEMİŞ
Konyalı rumuzlu okurumuz her yere bize de dokunduruyordu;
“Sayın Özteke, TÜVTürk, ………. Holding yani ……………. ' in şirketidir. Araç muayene istasyonlarını devletten ihale ile aldı ve bu şirket ile hizmet veriyor. Beyefendi çok akıllı. Kendisi büyük şehirlerdeki en iyi para getiren yerleri işletiyor. Anadolu’daki pek çok yer ise alt yüklenicilere yani taşeronlara verildi. ………. Holding onlardan karını alıp keyfine bakıyor. Konya Selçuklu ise çok tanıdık bir firma: ………………. (Yani KYC Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş). İnanmayan "https://www.kyc.com.tr/kurumsal-hakkimizda_5" bu linke tıklar ve gerçeği görür.
Konyalının sesi olan gazeteler olarak ………….'nun reklamlarına muhtaç olduğunuz için muhtemelen bu konuyu hiç gündeme getirmeyeceksiniz. Belki de bu yorumu yayımlamayacaksınız ama ben yine de yazayım ki içimde kalmasın. “
……………
Değerli okurumuzun girişteki yorumlara kendisine ait. Ama şunun bilinmesini isterim ki; mesela bizim yayın grubumuza söz konusu şirketten 1 kuruş reklam dahi almamaktadır. Bir yerde benim de kendime isyan edişim geliyor. Keşke para alsaydık da yazmasaydık demek istiyorum. Çünkü bizi öyle etkisiz elaman haline getirdiler ki (Bin beter olsunlar inşallah) reklam parası dahi almadan böyle olduk. Ya birde alsaydık nice olurdu halimiz.
KAZIM BEY İSE MUTLU İDİ
Kazım rumuzlu okurumuz ise bu şirketten duyduğu memnuniyeti belirtiyor;
“BUGÜN TÜVTÜRK'TE 11:45'te randevum vardı. 11:30'da oradaydım, parayı ödedim, bekledim sıram 11:43'te geldi, 15dk 'da işim bitti, çıktım gittim.”
MAĞDUR MAHALLELİ
Ahmet Bey havai fişek meselesine şöyle bir yaklaşım gösteriyordu;
“ Sn. Uğur abi; Ot mücadelesi de Belediyenin görevi değil mi? Havai fişek vb. maddelerin satışı yasak. Ve onu da zabıta marifetiyle satışını engellemek mümkün. Ne yapsın belediye deme lüksümüz yok bence. Yasayı çıkartıp denetim eksikliği nedeniyle uygulamayı yapamıyoruz, o hazin. Sonuçta en mağdur mahalleli. Saygıyla”
OĞUZ BEY AF ETMEZ
Sıkı takipçimiz OĞUZ OĞUZ rumuzlu okurumuz ise yine bize döşenmiş
“Uğur abi hani çuf çufluyordun asgari ücrete zam geldi, yüzler gülüyor diyordun. Hani Tüketici ve rekabetin korunması kurumu marketlerde göz açtırmıyor, fiyat istikrarı için denetim yapıyor diyordun. Ne oldu fiyatlar geri mi geldi? Şimdi bu zamları kim yapıyor, dış güçler mi?
Tüvturk facia. Resmen devletin vatandaşı söğüşleme yeri. Birde POS cihazı koymuşlar. Görünce Kredi kartı ile ödeyebilir miyim diyorsun, hoooop cevap geliyor. 12 TL ekstra komisyon gideri köseriz diyorlar, yapılan işe, alınan hizmete ve ödenen rakama bakıyorsun, bir kızgınlık, bir tiksinti oluşuyor sisteme karşı..”
BENDE MUZDARİBİM
Bulut rumuzlu okurumuz ise beni de çıldırtan konuya parmak basıyordu;
“Uğur Bey havai fişekten mahalle olarak çok muzdaripiz. Erenköy’de akşam olunca başlıyorlar. Bu durumu sık sık dile getirirseniz belki çözüm bulunur.”
VE HAFTANIN YARASI SİLLE
Cinayetle kanla sonuçlanan Sille olayı vatandaşı sade Konyalıyı şehir sevdalılarını gerçekten derinden hem de çok derinden yöneticilerin anlayamayacağı şekilde acı mağdur etti.
Bakın Mustafa …. Bey ne diyor bu duruma;
“Selamünaleyküm hayırlı akşamlar.
Uğur abicim nasılsınız iyi misiniz? Abicim bugün yasaklara kalkmış iken çoluk çocuk bir Sille’ye gidelim dedik. Gezdik dolaştık. Özlemişiz de hani iyi oldu. Ama bir sorunla karşılaştık. Çocuklar wc ye gitmek istediler. Allah razı olsun belediyemiz wc yaptı oraya. Yalnız giriş 1₺ ve kapıda turnike var. Yanımızda bozuk para yok. Bu sefer yanı başımızda ki seyyar satıcılar sormaya başladık. 5 ₺ bozar mısınız? diye. 1-2-3-4 derken kimse bozmuyor. Sonra mısır satan ablanın biri sokranmaya başladı. Akşama kadar 500 kişi para bozar mısınız diye bıktırdılar usandırdılar valla ha billaha diye.
Abla kusura bakma napalm dedim.
Ablada biz ne yapalım ablam bıkıyoruz vallahi dedi.
Şimdi belediyeye gelmek istiyorum.
Oradan alacağı 1 ₺ ye çok mu ihtiyacı var acaba?.
Akşama kadar topladığı 1 ₺ ile köşe mi olacak belediye?.
Madem çok karlı bir wc den para kazanmak o zaman oraya 1 adam koysun ki millet para bozdurma derdine düşmesin.
Üzerine kaçırmasın. İnşallah belediye sesimizi duyar da bir çare bulur. Senin de başını ağrıttık abi. Hakkını helal et. Allah a emanet ol hayırlı akşamlar”
…………………..
Yeminli Mali Müşavir kardeşimiz Mustafa …. İse aynı konuya şöyle bir yaklaşım yapıyordu;
“Uğur Abi' ye Saygı ve Selamlarımla;
Sille' de olan olayla ilgili yazınızı okurken, benim de üzüldüğüm bazı olaylar hakkındaki düşüncelerimi dile getirmek istedim. Konya’ da ikamet eden Silleliyim, Küçüklüğümüzde silleyi çok bilen kişi yoktu ne turizm alanıydı ne de insanların gözdesi bir yer değildi. O zamanlar Şehrin gürültüsünden, stresinden ve hava kirliliğinden bir nebze olsa kurtulmak için ve kafamızı dinlemek için köyüm silleye gider gerek köy kahvesinde gerekse güzel yerlerine piknik malzemelerimizi de yanımıza alarak gidip orada şehir gürültüsünden uzak ailecek vakit geçirirdik.
İnsanlar birbirine sevgi beslerdi, saygı vardı ve yardımlaşma vardı. Çünkü herkes birbirini tanırdı, dostluk arkadaşlık ahbaplık kurardı.
Ne oldu bir anda bilemedik Sille insanların cazibe merkezi haline gelmeye başladı, turist akınları almaya başladı ve yerli yabancı herkesin uğrak yeri haline geldi.
Sille’nin ortasından akan bir dere vardı, şu an akan havuzları bahsetmiyorum, o dereyi yerin altına aldılar önce, sonra evleri yenilemeye başladılar, restore edilen evler birer birer kafe olmaya başladı ve bir anda Sille yabancı bir yer haline geldi ne eski silleden eser kaldı ne de eski insanlarından.
Eski insanları diyorum çünkü bu sürede silleden uzaklaşan çok kişi oldu ve sillelerin dışında da ikamet alınan yerler haline geldi veya evlerini kafelere restoranlara kiralayan insanlarla doldu taştı.
Daha sonra bir grup ortaya çıkmaya başladı sokaklarda, mahallelerde ellerinde tespihler çeteleşmeye çalışan bir takım mahalle gençleri, Sillenin gerçek sahipleri olduğunu iddia etmeye başlayıp, mahallede huzuru ve güveni kaçırdılar.
Ne Sille ile nede Silleli ile bağı olmayan bu kişiler, serserilik taslamaya, milletin bacısına kızına bakmaya, niye yan baktın ile niye ters baktın demeye başlayıp, egsozu açık araçlarla volta atmaya başladılar.
Yüksek seste bağrışarak konuşmalar, küfürler ahlaksızlıklar had safhaya ulaştı.
Aslında bu sadece Silleye has bir durum değil, hemen hemen Konya’nın tüm mahallelerinde bu durumlarla karşılaşıyoruz, mahallenin parkını kendilerine mekan yapmış, mahallenin ağaları gibi gezen, mafyacılık oynamaya çalışan gençler ile doldu taştı güzel memleketim.
Kaldırım diplerine oturmalar, motorlarla mahallede volta atmalar, gecenin geç saatlerine kadar insanları düşüncesizce rahatsız ediyorlar. Belli bir saatten sonra bakkala markete gidilebilecek bir yerin dışına çıktı Konya.
Bunun önüne geçilmezse ne yazık ki Konya Teksas’ a dönüşecek, otopark kavgası diye çıkan silahlı çatışmalara ve buna benzer olaylara daha çok rastlayacağımızı korkarım ki görüyorum.
Güzel Konya’mda ahlaklı, edepli, saygılı sevgili, genç bir nesil yetişmesi gerekirken, mahallede çete kuran gençleri gördükçe yüreğime attığım dertleri sizinle paylaşmak istedim. Hakkınızı Helal edin.”
…………..
Hadi gelinde bu kardeşimizin yazdıklarına katılmayın.
MUSTAFA ALADAĞ’I TEBRİK EDERİM
Şehrimizde son Baro Başkanlığı seçimleri alışık olmadığımız şekilde hareketli dolayısıyla bereketli geçti. Bu işin bu kadar çekişmeli olmasında bile mevcut Başkan Sayın Aladağ ve ekibinin rolü vardı. Ve sonuçta da Sayın Başkan Mustafa Aladağ nerede ise diğer üç rakibinin aldığı oyu tek başına toplamış. Konya adına, Konya barosu adına sandıktan net bir zaferle çıkan Sayın Aladağ ve ekibini tebrik ederken diğer adayları da kutluyoruz ve seçim bir nasip meselesi diyoruz..
VE GELELİM KONYASPOR’UMUZUN YENİ BAŞKANINA
Yahu bu şehirde doğup büyüyen insanların birkaç sevdası tutkusu vardır.
Mesela biri etliekmek ise bir diğeride Konyaspor’dur.
Şimdi malum son Hilmi Başkan dönemi bitti, Sayın Fatih Özgökçen dönemi başladı.
Ama Hilmi Başkan döneminden sonra öyle bir Fatih Özgökçen dönemi başladı ki uyum sağlayabilene, ayak uydurabilene helal olsun.
Aslında sadece bizim değil camianın dengesi bozuldu.
Ne demek istediğimi merak edenler sosyal medyadan görebilirler.
Ayarlarımız bozuldu.
Hilmi Beyi ekranda, gazetelerde görebilmek asla ama asla mümkün değil iken, şimdi Fatih Beysiz gün değil saat geçmiyor.
Saat geçmiyor ki Fatih Başkandan bir açıklama gelmesin.
Hele hele 40 küsur yıllık gazetecilik hayatımda bir adliye binasında ilk kez bir Spor Kulüp Başkanın basın açıklamasına tanıklık ettim.
Sakın biri iyi biri kötü falan demiyorum.
Ama camia olarak dengemizi bir düşünsenize.
Şimdi ilk günden bu yana kendimce medya takibi yapmaya başladım.
Şu anda basında Konya’nın 1 numarası Sayın Başkan Özgökçen.
Aman başkanım ne olur yavaş.
Biz bu kadar hıza alışık değiliz.
Ayarlarımızın yivi tutmayacak.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bilgeliğin ilk adımı her şeyi sorgulamak, son adımı da bunları olduğu gibi kabullenmektir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Motorlar bisiklet yollarında hız yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.