ŞEFİK CAN’I KAYBETMEDEN KÖKLÜ ÇÖZÜM YOLLARI BULALIM
23 Eylül 2023, Cumartesi 00:07Bugün pek çok okurumuz ve insanımız için tatil günü.
Havalarda yeniden düzeldi.
Güneş ve sıcak.
Sağlıklı ve özgün olanlar için muhteşem bir sonbahar günü.
O zaman bizde insanların fazla baaaam teline dokunmadan ortadan bir yazı yazalım istiyoruz.
ŞEFİK CAN’IN
TRAFİK MESELESİ
Bizim millet olarak kötü bir ananemiz vardır.
Testiyi kırdıktan sonra herkes akıl verir,
Ama bizde her ne kadar kötü adam, muhalif hatta Erol Taş’ta olsak tehlikeyi önceden ilgililere iletmek duyurmak yolunu tercih ederiz.
…………..
Şefik Can mahallesi.
Şefik Can bölgesi.
Şefik Can caddesi.
Şefik Can yeşil alanları.
Konya’nın şu anda en cazip en görkemli bölgesi.
Konya’nın en zenginlerinin oturup kalktığı, ikamet ettiği, çay-kahve içmek için, yemek yemek için gittikleri bölge.
Konya’nın trafik akışı yönünden en rahat en güzel caddesi.
………………
Özetli bu güzelliklerin mimarı Selçuklu Belediye Başkanı iken projeyi hayata geçiren Sayın Uğur İbrahim Altay’dır.
……………
Ama bu görünen kısmı.
Yani buz dağının üstü.
Altı sıkıntı.
Buranın bir de vitrin arkası var.
Mesela bu bölgede özellikle de ana cadde üstünde yeşil alan kısmında kafeler bölgesinde hava karardıktan sonra vuran vurana, kıran kırana dahası çöken çökene idi.
Burada bıçaklar kamalar dahası silahlar konuşurdu.
İş öylesine çığırından çıkmıştı ki bazı insanlarımız korkularından yaz günleri balkonlarına çıkamaz hale gelmişlerdi.
Zaten buradaki vurdulu kırdılı kanlı bıçaklı çökmeler polis kayıtlarında adliyede ki dosyaları cezaevine girenleri ile ortada.
Yeni Emniyet Müdürümüz Sayın Mahmut Karabulut Bey makama geldiğinde önündeki en sıkıntılı konulardan birisi de Şefik Can’ın asayiş meselesi idi.
Sayın baş müdür ayağının tozu ile direk kendisi bizzat bu bölgeye çöktü(!).
Ve devlet büyük devlet tık diye burada huzuru kaçıranların sesini soluğunu gölgesini bile kazıdı.
…………..
Şimdi gelelim sadede.
Şefik Can Caddesine ve trafiğe.
Burası sözüm ona üç şerit geliş üç şerit gidiş.
Kısaca Konya’nın nadir trafik açısından rahat güzel caddesi.
…………
Yok kazın ayağı hiç de öyle değil.
Burası zaman zaman bazı araç sürücülerinin yolun üstüne park etmesi ile iki şerit olmaya başladı.
…………
Polis yine devreye girer ve özellikle cumartesi-pazar yolun üstüne yasak park edenlere nefes aldırmaz.
…………..
Şimdi polisinde bir dönüm sonra devre dışı kalacak olması durumuna gelelim.
Bu cadde muhteşem dedik.
Bu caddeyi güzelleştiren cazibe haline getiren yol boyunca sağlı solu dükkanlar işletmeler.
………..
Bundan sonrasına lütfen dikkat.
İnsanlar bu dükkanları alırken ya da kiralarken belli bir bedel ödüyorlar.
Ardından iş gücü müşteri potansiyeline göre de işçi çalıştırarak istihdama katkı sağlıyorlar.
Bunun bedelini de devlete ve belediyeye ödüyorlar.
Doğru mu?
…………
Peki cadde boyunca bu dükkanlara bu işletmelere girecek insanlar alışveriş yapacak insanlar karınlarını doyuracak insanlar buralara uçarak mı gelecekler?
Geldikleri zaman araçlarını nereye park edecekler?
………….
Mesela Fatih caddesine gidiş yönünde yolun başında alt geçitten çıktınız mı Büyükşehir’in yeni muhteşem binası var.
Sonunda da kafesi.
Peki bu bölgede belediyenin bir tane otoparkı var mı?
Yok.
Dün sabah bir işletmeci ile görüştüm.
20 tane kadın çalışanı varmış.
En az 10 tanesi ya bekar ya da eşinden ayrılmış.
Şimdi dükkanına müşteri gelmiyormuş.
Niye?
Çünkü gelen müşteri arabasını koyacak yer bulamıyormuş.
Koyduğu anda da polis geliyormuş.
Müşteri masadan korkarak acele ile kalkarak gidiyormuş.
Peki o insan ailesi ile bir daha o iş yerine gelir mi?
……………….
Haaa belediyenin kafe bölgesinde belediye kafe müşterileri için muhteşem otopark yapmış durumda.
Hatta buranın gece aydınlatması da süper.
Ama benim gittiğim dükkanın önüne gece adam kessin zifiri karanlık.
…………..
Belediye kendi işletmesi için otopark yapıyor.
Aydınlatmasını yapıyor.
Peki aynı caddedeki diğer işletmeciler için otoparkı niye yapmıyor?
…………..
Yine fesatlığım tuttu.
Bunu yazmasam duramam.
İşletmecilerin yani belli bir kesim zengin insana hizmet eden iş verenlerin çoğu da AK Partiyi yönetenlerin, başkanların kankası.
………….
Partinin KARA LİSTESİ ne girmeme adına susuyorlar.
Ama sıkıntı içeride de büyük
…………….
Ben bu yoldan geçerken uygunsuz park eden her araç sürücüsüne sövüyorum.
Ama dün sabahtan sonra sövmemem gerektiğini anladım.
Çünkü bu insanlar araçlarını nereye pak edecekler?
Uçacaklar mı?
……………
Buradan Uğur Başkanın akıllı vizyonlu adil A takımına rica ediyorum.
Siz bu sorunu çözersiniz.
Ne yapın edin bu cadde bu bölge trafik ve otopark yüzünden keşmekeş düğüm olmadan bu işi sessiz sedasız halledin.
…………
Hafta sonu yazımızı güzel bir çay yazısı ile noktalayalım mı?
ÇAY İÇMEYEN ADAMA NEDEN GÜVENİLMEZ?
Çay dört özelliğinden dolayı kutsal bir sıvıdır.
Birincisi; sınıfsız bir içecektir, ayakkabı boyacıları ile ceoların ortak içeceğidir. Sınıfsal kaynaşma sağlar. Her statüden insanın tükettiği bir sıvı olup, içecekte eşitlenmenin sembolüdür aynı zamanda.
İkinci olarak zamansızdır; sabah kahvaltısında, öğlen yemeği sonrasında, akşam üzeri, yatmadan önce yani günün her saati içilebilen tek içecektir.
Üçüncüsü; Muhabbetin demini aldırır. Çay olmadan yapılan sohbetlerin hiçbir tadının olmadığı malumunuzdur.
Dört; mekânsızdır her mekânda içilir.
…………..
Çay; yoksulların, şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir. Ona öyle alelade bir içecek muamelesi yapamayız. Ona sıradan bir içecek gibi davranamayız. Yok ben çay sevmem, çayla aram iyi değildir gibi hezeyanlar delikanlı bireylere yakışmaz. Çay içmeyen adamı anlamak zordur. Eğer bir rahatsızlığı yoksa, ki çay sıhhat verir.
O kişinin niye çay sevmediği bizim için ciddi bir sorun olarak masada duracak ve dostluğumuzu sorgulatacaktır.
Zamansız-mekansız-sınıfsız bir içecek olarak çaya karşı yapılan bu haksızlık ve sevgisizlik bizi yaralar. Çay içmeyen adam şüphelidir.
Ona güvenemeyiz.
Çünkü ince belli bardakta tüten nefis dumanıyla, karanfil kokulu sıcak ve demli bir çayı yudumlamamış insan, Anadolu’yu, bozkırları ve kırılgan yağmurlarımızı tatmamış demektir, kırkikindilerle yıkanmamış, gökyüzünü tanımamış demektir.
Çay içmemenin hiçbir mantıklı izahı olamaz.
Çay içmeyen adama güvenemeyiz çünkü buralardan ve bu toprakların kadim içecek kültüründen fersah fersah uzaklaşmış bir adam bizi tedirgin eder.
Çay; yoksulların, şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir. Ona öyle alelade bir içecek muamelesi yapamayız. Ona sıradan bir içecek gibi davranamayız.
(Derleyen-: izvef RIMEDZO)
…………..
Demli bir çay kokusuyla gelirim belki yanına
Yağmur olur düşerim şehrine
Belki gözyaşların olur düşerim avuçlarına
Ama can dostum hep yanında olurum
Sen bana bakma
Ben senin baktığın yerde olurum.
Özdemir ASAF
……………
İyi tatiller.
Muhabbetiniz bol olsun.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsanları geçimsiz yapan sevgisizliktir, birbirine düşman eden iletişimsizliktir. Güzellikten yana ne varsa yok eden de ilgisizliktir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yaşamın her anında biz erkeklere örnek olmasını arzu ettiğimiz kadınların direksiyon başında seyir halinde iken telefonla yazışma adına trafik akışını engellemedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Giray
24-09-2023 12:25Kuyuya atılan taşlar serisinde bugünkü derdimiz; zengin ablaların para bolluğu ve can sıkıntısı odaklı olmayıp, istihdam oluşturma odaklı açtıkları işletmelerin otopark sorunu. Bu taşı çıkartmaya meraklı çok sayıda akıllı bulunur. Oralar, hatta Meram Yeniyol üzerindeki kafeler, 1940’lı yıllarda açıldıkları ve o dönemde cehepeli belediyeler otopark ihtiyacını sorgulamadan, orada ikamet edenleri düşünmeden ruhsat verdikleri için, bugünkü belediyelerimizin yapabileceği de pek bir şey yok. Sen böylesine büyük problemlerle yorma kendini Uğur Bey bu kez de biz başka bir kuyuya kaya atalım sen çıkart; Türkçe’yi Türk’çe öğrenmeden Türkçe dersinden en az 70 alması istenecek talebelere tecrübeli bir öğretmen amcaları olarak tavsiyeniz nelerdir?