ŞEHİTLİK VE GAZİLİK (1)
21 Eylül 2016, Çarşamba 09:15Yüce dinimiz İslam'da şehitliğin ve gaziliğin fazileti ve sevabı çok büyüktür. Allah yolunda öldürülen ve canını veren kimseye şehid, (çoğulu şüheda) düşmanla çarpışırken veya vatan savunmasında yaralanan veya yara almadan sağlıklı dönen kimseye de gazi (çoğulu guzat) denir. Gazi unvanı, "din uğrunda savaşanlar için özellikle Türkler tarafından mücahid karşılığında kullanılan bir sıfat ve unvandır ve savaşta başarı kazanan kumandanlara hatta hükümdarlara şeref unvanı olarak verilmiştir." (Abdülkadir Özcan, "Gazi", DİA, c. 13, s. 443) Şehitlik, Muhammed (sav) ümmetine tahsis edilmiş en üstün paye ve mertebedir. Şehide bu ismin verilmesiyle ilgili üç görüş bulunmaktadır:
1. Şehidin cennete gireceğine şahitlik edilmiştir. Şehidin cennete gireceğine Allah ve melekleri şahitlik etmiştir.Şehidin şehit olduğuna şahidi vardır; o da kanıdır. Mahşer halkı, misk gibi yayılan kan kokusu ve vücudundan henüz yeni yaralanmışçasına akan taze kanı ile sadece şehitleri tanır, onların fazilet ve şerefine şahitlik eder. İşte bu sebepten dolayı şehitlerin kanı ve cenazesi yıkanmaz.
2. Şehidin ölümü anında rahmet melekleri hazır bulunmuştur.
3. Şehid, diridir, Allah katında bulunacak ve rızıklandırılacaktır.
ŞEHİTLERLE İLGİLİ AYET-İ KERİME VE HADİS-İ ŞERİFLER Şehitlerle ilgili pek çok ayet ve hadis bulunmaktadır:
"Allah yolunda katledilenlere/öldürülenlere "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz. (sezemezsiniz, anlayamazsınız, hissedemezsiniz, bunun şuurunda/farkında değilsiniz) (Bakara, 2/154)
"Allah yolunda katledilenleri/öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler /hayattadırlar, Rableri katında Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin (şehidlik mertebesi) sevincini yaşayarak (cennet nimetleriyle) rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler. («Onlara hiç bir korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir» diye müjde vermek isterler/hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.)" (Al-i İmran, 3/169-170)
"(Şehitler) Allah'ın nimetine, keremine ve Allah'ın, mü'minlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler." (Al-i İmran, 3/171)
"Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır." (Nisa, 4/69)
Bu ayette de şehitlerin Allah katındaki itibarına işaret edilmektedir.
"Şüphesiz Allah, mü'minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah, bunu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kesin olarak vaadetmiştir. Kimdir sözünü Allah'tan daha iyi yerine getiren? O hâlde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır." (Tevbe, 9/111)
Peygamber (sav) Efendimiz de bir hadislerinde "şehid cennettedir" buyurmuş (Ebu Davud, Cihad 25) başka bir hadislerinde de "Sizden biriniz karıncanın ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar." (Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 26) buyurmuştur.
Peygamberimiz şehidin Allah'a kavuşma anındaki huzur halini bize açıklamıştır. Bu, Cenâb-ı Hakk'ın şehitlere bir ikramı ve bir yardımıdır. Dolayısıyla şehâdete de bir teşviktir. Allah Teâlâ şehitlere ölümün elem ve acılarını hafifletir. Dünyada Allah'ın rızasına uygun bir hayat geçirenler, yani nefisle mücâhedeyi kazananlar da şehitler gibi güzel bir akibete kavuşurlar.
"Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister."
Bir rivayette: "Şehitliğin faziletini gördüğü için" denilir. (Buhârî, Cihâd 21; Müslim, İmâre 109)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.