ŞEHİTLİK VE GAZİLİK (3)

Peygamberimiz'in rüyaları da vahyin bir çeşidi kabul edilir. Nitekim bu rüyada bahsettiği iki kişiden birinin Cebrâil diğerinin de Mîkâil olduğu aynı hadisin diğer rivayetinde açıkça belirtilmiştir. Bu demektir ki, onun rüyası sâdık ve sâlih bir rüya idi. Bu prensip, Hz. Peygamber'in bütün rüyaları için geçerli kabul edilen itikâdî bir esastır. Bu hadis-i şerife göreşehitler için cennette göz kamaştırıcı mevki ve makamlar vardır.

Şehitleri rahmet melekleri çepeçevre kuşatır. Peygamberimiz (sav):

"Melekler ara vermeksizin onu kanatlarıyla gölgelendiriyorlar." buyurdu.

(Buhârî, Cenâiz 3, 35, Cihâd 20, Meğâzî 26; Müslim, Fezâilü's-sahâbe 129-130)

GAZİLERLE İLGİLİ AYET-İ KERİME VE HADİS-İ ŞERİFLER

        "Onlar yaralandıktan sonra Allah'ın ve Peygamberinin davetine uyan (Allah ve Peygamberin çağrısına uyup gönül veren) kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükâfat vardır." (Al-i İmran, 3/172)

"Bir kısım insanlar, müminlere: «Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!» dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve «Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir!» dediler." (Al-i İmran, 3/173)

"Bunun üzerine, kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah'ın nimet ve keremiyle geri geldiler. Böylece Allah'ın rızasına uymuş oldular. Allah büyük kerem sahibidir." (Al-i İmran, 3/174)

Uhud savaşından dönüşte Ebû Süfyan, daha önce yapılan Bedir savaşının intikamını almak maksadıyla Hz. Peygamber Aleyhisselâm Efendimize şöyle demişti: "Bedir savaşının yıl dönümünde yine aynı yerde buluşalım ve savaşalım." Peygamber Efendimiz; "İnşallah", buyurmuştu. O gün gelince, Ebû Süfyan ordusu ile savaşa çıktı, fakat Allah kalbine bir korku verdi. Ebu Süfyan ve ordusu Bedir mevkiine varamayıp geri döndüler. Müslümanlar Bedir'de düşmanı bekledilerse de onlarla karşılaşamadılar. Ancak, orada alış-veriş yaparak, bir hayli kâr ve ticaret yaptılar ve böylece selâmetle geri döndüler, Peygamberin emrini dinlediklerinden de Allah'ın rızâsına kavuştular. İşte bu âyet-i kerime, bu olay üzerine nâzil oldu. Bu sefere "Küçük Bedir Seferi" denir. 

"Allah yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet gününde yarasından kan akarak Allah'ın huzuruna gelir. Renk, kan rengi, koku ise misk kokusudur."      (Buhârî, Cihâd 10, Zebâih 31; Müslim, İmâre 105)

"Müslümanlardan bir şahıs, deve sağılacak kadar bir süre Allah yolunda cihad ederse, cennet onun hakkı olur. Allah yolunda yaralanan veya bir sıkıntıya düşen kimse, kıyamet gününde yaralandığı gün gibi kanlar içinde Allah'ın huzuruna gelir. Kanının rengi zağferân gibi kıpkırmızı, kokusu da misk kokusu gibidir." (Ebû Dâvûd, Cihâd 40; Tirmizî, Fezâilu'l-cihâd 21)

"Bir birlik veya seriyye cihada çıkar, ganimet elde edemez, şehit olur veya yaralı dönerlerse onların ecirleri ahirette tam olarak verilir." (Müslim, İmâre 154)

Bütün bu ayet ve hadisler, İslam'ın şehitlere ve gazilere verdiği önemi, onlara verilecek mükafatları, dereceleri ve makamları göstermektedir. "Hz. Peygamber’in şehitlik ve gaziliğin faziletleri hakkındaki sözleri, gaziliğin değerini artırmış ve“ölürsem şehid kalırsam gazi” düsturunun ortaya çıkmasına vesile olmuştur. İslâm fütuhatında bu prensibin birinci derecede rolü vardır." (Abdülkadir Özcan, DİA, c. 13, s. 443)

 Vatanımızı bize emanet bırakan bütün şehit ve gazilerimizden Allah razı olsun. Mekanları cennet olsun.  Gaziler gününü kutluyor, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize, yaralı ve hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Allah vatanımızı, milletimizi ve İslam alemini her türlü tehlikeden, düşman işgalinden, vatan hainlerinin, kafirlerin, zalimlerin ve münafıkların şerrinden muhafaza eylesin. Amin.