ŞEKERDEN MERCİMEĞE İÇİMİ KARARTIYORSUNUZ

Bugün yine şehrimizden sizlerden gelen bilgiler, fotoğraflar, bizim dolaşırken şahit olduklarımızla her şeye dokunmaya çalışacağız.

Yazılarımıza yapmış olduğunuz olumlu olumsuz dönüşler için en içten samimi saygılarımı ve şükranlarımı sunuyorum.

TURAN DEVLETLERİ TEŞKİLATI KONYA’DA

Dün güne Gazi Lisesinin efsane müdürü Mehmet Parlak Hocam ve Konya’nın özellikle sivil toplum kuruluşlarında etkin olarak yer alan ama görünmeyen yüzü İsmail Çiçek abimin ısrarlı daveti üzerine TURAN DEVLETLERİ TEŞKİLATI Konya Şubesinin basınla buluşma ve bilgilendirme toplantısı ile başladık. Toplantıda dikkatimi çeken isimler arasında Nogay Türkleri Dernek Başkanı Abdurrahman Berkcan, Anadolu Türkistanlılar Dernek Başkanı İbrahim Şerefli, İstanbul Kazak Türkleri Vakfı Başkanı ve Genel Merkez Yönetim kurulu üyesi Abdulvahap Kılıç, Uygur Türkleri Derneği Başkanı ve Genel Merkez yönetim kurulu üyesi Abdullah Turksun, Genel Başkan Vekili Bilgehan Karaca gibi tanıdık isimler vardı.

Genel Başkan Murat Çobanoğlu Turan Devletlerinin Türkiye’de teşkilatlanma çalışmaları 26 ilde tamamladığını ve en kısa sürede de Dünya’da Amerika’dan Asya’ya Türkün olduğu her yerde olacaklarını söyledi. Ekipte yer alan özellikle eğitimcilerin bilim insanlarının heyecanları gerçekten görülmeye değerdi. Bizde kendilerine yolları açık olsun diyoruz.

İSTANBUL HAVAALANI MI?

ESENLER OTAGARI MI?

Bizim yazar ailemizden. Benimde dostum değerli abim Ahmet Çapanoğlu gerçekten çok dolu dolu bir insandır. Tam felsefe beynine sahiptir. Konya’nın Türkiye’nin karşılıksız seven gönül dostlarındandır.

Dün öğle saatlerine doğru bizi aradı.

“Abi beni iki dakika dinle çok üzgünüm” diyordu.

Ne demek Ahmet abimize her şey feda olsun dedik ve dinledik;

“İstanbul havaalanı bugün sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin en prestijli bir eseridir.

Dünya burada birleşiyor.

Dünya buraya iniyor ve buradan dünyanın her yanına buradan gidiliyor.

Ama gördüklerim karşısında şok oldum, dumura uğradım.

Antalya uçağı kalkacak. Görevliler sürekli yolculara sesleniyorlar “Antalya uçağı…Antalya uçağı”

O bitiyor yine görevliler bağrışıyorlar “Trabzon yolcuları… Trabzon yolcuları”

Bir anda kendimi Esenler otogarında hissettim.

Bağıran bayanlara yanaştım ve “Niye böyle bağırıyorsunuz ki bu havaalanı için çok yakışıksız ve çirkin bir ortam oluşuyor”

Görevli bayanın cevabı “Biz bağırmaz isek yolcular uçağı kaçırıyorlar”

………………

Yahu oraya kadar gelen yolcu uçağı kaçırırsa kaçırsın.

Bu nasıl mantık?

Bir diğer konu.

Hani yardıma muhtaç, yaşlı engelli insanlarımızı taşıyan çok güzel hizmet veren tekerlekli servisler var ya.

İçinde dört yaşlı hanımefendinin bulunduğu servis Malatya uçağını bekleyen yolcuların oraya geldi.

Durdu ve genç görevli bayanlara seslendi “Hadi kızlar geldik”

…………..

Bu nasıl bir laubalilik?

Bizim zihniyetimiz bu işte.

Dünyanın en prestijli havalimanını yapıyoruz ama şehir şehir bağırmalar ile Esenler otogarından hiçbir farkımız yok.

Laubalilik had safhada.

İnan yıkıldım yıkıldım…

Uzaya merdivende koysak zihniyetleri düzeltmedikçe bizden bir şeycik olmaz” diyordu.

………….

Eeeee Ahmet abim biz sana bazı şeyleri anlattığımız zaman ya da bu sütunlara taşıdığımız zaman hemen her şeye sahiplenip aslan kesiliyordun.

Hiçbir şeye toz kondurmuyordun.

Demek ki acı gerçekleri birebir yaşayınca insanın kanına dokunuyor değil mi?

Yapacak bir şey yok güzel abim

Dünyanın en prestijli eserlerini yaparız ama insanımızı bozduk insanımızı.

Ayarlarımız karıştı.

Daha duuuur.

Allah beterinden korusun inşallah.

ŞEKERİN TADI, MERCİMEĞİN RENGİ

Dünya’da en son bahanemiz Rusya-Ukrayna savaşı.

Öncesi başka bir bahane.

Yarına yeni bir tiyatro.

Bunlara iklimsel değişiklik.

Küresel krizler…

…………..

Bahane üretmek için üretin üretebildiğiniz kadar.

Nasıl olsa iyi niyetli temiz yürekli sağ Anadolu insanı hepsine inanır.

Bakın Pazar günü ülke sevdalısı, Sayın Cumhurbaşkanımızın hayranı bir abim benimle şu bilgileri bizimle paylaşıyordu.

Durun ondan önce.

Bazı okurlarımız soruyor “Verdiğin örneklerde niye AK Partili?

Niye Cumhurbaşkanına inanan diye yazıyorsun?…”

……………

Şunun için bu dostların siyasi görüşünü, dünyaya bakışlarını bildiğim için.

Çünkü bizde bizi yöneten büyüklerimizi sevip onlara inansak da birebir görüşmelerde en sonunda bana “Haklısın, haklısın. Doğru da söylüyorsun ama daha iyisi mi var” diyorlar da onun için.

Yani asıl sıkıntı içeriden görünüyor demek istiyorum.

Diğerleri zaten adı üstünde muhalif(!)

………………

Abimiz önce bu fotoğrafları gönderdi;

Sonra şöyle diyordu;

“Mercimek Kanada Mahsulü

Marka Resmi Kamu Kurumu

Toprak Mahsulleri Ofisi markasıyla satılan bu kırmızı mercimek Kanada'dan ithal edilerek, Mersin'de paketleniyor.

TMO markasıyla satılan ürünün 2020 mahsulü olduğu anlaşılıyor.”

…………..

Vallahi bilmem.

Billahi anlamam.

Ama bu sütunlarda birkaç ay önce Kanada’dan gelen fasulyenin hikayesini sizlerle paylaşmıştım.

Bir tek Allah’ın kulu resmi ya da özel sektörden bir tek kişi çıkıp da yalan ya da yanlış dememişti.

Alın size birde kendimizden özümüzden örnek vereyim.

Nasıl alsa herkes benim gibi korkusundan gerçekleri yazamıyor,

Konya’da şeker yok biliyor musunuz?

50 tane iş adamı parası ile pulu ile şeker bulamıyor.

Peki kilo ile bulabiliyor musunuz?

Biliyorsunuz hani Türkiye’nin ünlü anlı marketler zincirinde Konya’da bir kişiye sadece iki paket alma şansı ile var. (İsteyene o markanın adını adresini de veririz)

Benim dostlarım üç paket için yalvaran müşteriye nasıl “hayır sadece iki paket” dendiğini anlatıyor.

Peki şekerde neler mi oluyor?.

O zaman şöyle diyelim de siz anlamış olun

Ben dersen yine kötü olurum.

Faturalı fiyatı üzerinden söyleyelim

“12. Ayın başında 5 TL. bugün bulabilirseniz çuvalı 800.00 TL, yani Kg fiyatı 16 TL”

………….

Ağzınızın tadını mı kaçırıyorum.

Çok özür dilerim.

Bütün suçlu kabahatli benim.

Ne olur af edin.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bazı Meram Yaka dolmuş sürücüleri Beş Yol’da yeşil ışık yanarken yolcu indi bindisi yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.