Selâm Verelim
21 Aralık 2020, Pazartesi 08:29Mümin bir insan olarak çevremizde yaşayan kişilerle sosyal ilişkilerimizde gözetmemiz gereken ahlâkî kurallardan biri de selâmlaşmadır. Selâm, Rabbimizin bir ismidir. Selâm, Allah(c.c.)’ın kullarını, her türlü tehlikelerden selâmete çıkaran, cennetteki kullarına selâm eden Rahman sıfatlarından biridir.
Mümin, kâinattaki her varlıkla selâm ve güven ilişkisi kurar, her işinde selâm ve barış dili kullanır. Selâm müminin parolasıdır. Müminler selâm verirler, selâm alırlar. Allah’ın selâmını veren Müslüman, adeta bulunduğu yerde sözleriyle ve davranışlarıyla huzurun teminatı olur.
Selâmlaşma aynı zamanda sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in bizlere sünnet olarak bıraktığı en güzel hediyedir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Ey nas! Aranızda selâmı yayınız. Yemek yediriniz. Akrabalarını ziyaret ediniz. İnsanlar uykuda iken namaz kılınız; selâmetle cennete girersiniz.”
Yaratıcımız Yüce Allah, selâm konusuna büyük önem vermiş ve selâmlaşma ile ilgili birtakım prensipler koymuştur: “Bir selâm ile selâmlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeli ile selâmlayın yahut aynı ile karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını arayandır.”(Nisa Suresi, 86. Ayet)
Yüce dinimiz İslâm, isminden de anlaşılacağı gibi selâmet cihanıdır ve İslâm’da selâm bir ebediyet pusulasıdır. Müslüman’ın iman parolası ve muhabbet nişanıdır. Müminler selâm vermekte yarışırlar. Gerek ayetlerden ve gerekse hadislerden anlaşıldığına göre; selâmı yaymak, insanlar arasında dostluk, sevgi ve barışın yaygınlaştırılması, Müslümanların kalplerinin birbirlerine ısındırılması bakımından da son derece önemlidir.
Bir Müslüman ile ilk karşılaştığımızda her şeyden önce selâm vermek gerekir. Ayrılırken de yine selâm vererek ayrılmak lâzımdır. Selâm, gönüllerde muhabbet sümbüllerinin boy vermesini sağlar, sevgiyi kuvvetlendirir ve kardeşi kardeşe yaklaştırır. Çünkü bilirler ki selâma önce başlamak daha güzel ve daha sevaptır. Selâm yaklaştırır, kaynaştırır, birleştirir.
Selâm, en güzel dua, en bulunmaz hazine, en erişilmez saadettir. Bir selâm ile karşılanan insan artık emniyet iklimindedir. En güzel duaya nail olmuş bulunur. Selâm, esenlik, barış, maddî ve manevî sıkıntılardan kurtulup rahatlamak demektir.
Selâm vermede cimri davranmak Müslüman’a yakışmaz. Müslüman tıpkı bir güneş gibi herkese şefkat dolu olmalıdır. Müslüman’ın dudaklarından selâm ve selâmet niyazları dökülmeli ve kardeşlerinin iyiliğini dilemelidir. O halde, en yakınlarımızdan başlamak üzere selâmı yayalım ve tanımasak da selâm verdiğimiz müminlerin sayısını artıralım. Bir huzur ve bereket duası olan selâmın hakkını verelim.
Varlığımızla bulunduğumuz her yere güven ve huzur taşıyalım. Çünkü, selâm vermek ve almakta pek büyük ecirler vardır. Selâmımızla dillerden gönüllere kardeşlik bağları kuralım.
Demek ki, gönülden gönüle kardeşlik köprüsünü selâm kurmakta, sevgi ve muhabbeti ebedi olarak yine selâm yaşatmaktadır. Bizler özümüzden getirdiğimiz o eşsiz değerler ve Yüce dinimizden aldığımız ölçüler ile bütün insanlığa faydalı olacak davranış şekillerini geliştirmişizdir. Daha güçlü ve huzurlu bir geleceğe bu birlik ve beraberliğimizle ulaşabileceğimizi asla unutmamalıyız.
Sonuç itibariyle; Selâm, gönüllere huzur veren ve mümini cennete ulaştıran bir haslettir. Selâm, duanın en bereketlisi, niyazın en güzelidir. Selâm aramızda bulunması gereken kardeşliği tesis eden, sevgi ve saygıyı artıran, bizi birbirimize bağlayan ana unsurdur. Bu sebeple selâm vermeli, selâm almalı ve selâmı yaymalıyız.
Selâm ile yazımızı bitirelim: Allah’ın selâmı, rahmeti, sonsuz hayır ve bereketi okurlarımıza ve bütün müminlerin üzerine olsun. Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.