Sevgili Peygamberimiz ve Mucizeleri (2)
25 Nisan 2016, Pazartesi 08:45“–Peygamber Efendimiz’in yanına girip oturunuz ve kendisini bu habîsten koruyunuz! Çünkü o, güvenilir bir kimse değildir!” dedi. Rasûlullah (s.a.v.):
“–Ey Ömer, onu serbest bırak! Sen de ey Umeyr bana yaklaş!” buyurdu ve niçin geldiğini sordu. Umeyr:
“–Esir aldığınız oğlum için geldim. Onun hakkında ihsanda bulununuz!” dedi. Allah Rasûlü:
“–Öyle ise şu kılıcın boynunda işi ne?!” diye sordu. Umeyr:
“–Allah kılıçların belâsını versin! Onların bize ne faydası oldu ki?” dedi. Rasûlullah tekrar:
“–Bana doğru söyle, sen buraya niçin geldin?” diye sordu. Umeyr:
“–Ben, başka bir şey için değil, sadece elinizde esir olan oğlum için geldim” dedi. Rasûlullah:
“–Senin Hicr’de Safvân’a koştuğun şart ne idi?” diye sorunca, Umeyr korktu ve:
“–Ben ona ne şart koşmuşum ki?” dedi. Rasûlullah (s.a.v.), onların konuşmalarını kelimesi kelimesine nakledip:
“–Allah, yapacağın işle senin arana girdi, sana mânî oldu!” buyurdu. Bunun üzerine Umeyr:
“–Ben şehâdet ederim ki, sen muhakkak Allah’ın Rasûlü’sün! Yâ Rasûlallah! Biz semâdan gelen vahiy husûsunda seni yalanlardık. Ama bu işten ben ve Safvân’dan başka kimsenin haberi yoktu. Vallahi bu haberi sana ancak Allah vermiştir! Beni İslâm’a hidâyet eden ve buraya getiren Allah’a hamd olsun!” dedikten sonra şehâdet getirdi. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.v.):
“–Kardeşinize dînini iyice anlatınız! Kendisine Kur’ân okuyup öğretiniz! Esîrini de serbest bırakınız!” buyurdu. Peygamber Efendimiz’in buyruğu derhâl yerine getirildi. Umeyr:
“–Yâ Rasûlallah! Ben, Allah’ın nûrunu söndürmeye çalışan ve Müslümanlara şiddetle işkence yapan birisi idim. Müsâade ederseniz Mekke’ye gidip müşrikleri Allah’a, Rasûlü’ne ve İslâm’a dâvet edeyim! Umulur ki Allah onlara hidâyet nasîb eder” dedi. Rasûlullah (s.a.v.) ona izin verdi.
Bu esnâda Safvân bin Ümeyye, olup bitenlerden habersiz, Mekkeli müşriklere:
“–Birkaç gün içinde gelecek olan haberle sevineceksiniz. O size Bedr’in acısını unutturacak!” diyor, gelen kâfilelerden haber sorup duruyordu. Nihayet bir süvârî ona Umeyr’in Müslüman olduğunu bildirdi. Umeyr bin Vehb, Mekke’ye gelince insanları İslâm’a dâvet etmeye koyuldu. Onun sâyesinde birçok insan Müslüman oldu. Umeyr birgün Kâbe’nin yanında Safvân bin Ümeyye ile karşılaştı ve ona:
“–Sen büyüklerimizden birisin! Bizim taşlara taptığımızı ve onlar için kurbanlar kestiğimizi görmüyor musun? Bu mudur dîn? Ben şehâdet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur! Muhammed de Allah’ın kulu ve Rasûlü’dür!” dedi. Safvân ona bir kelime bile söyleyemedi, öylece sustu kaldı.
Gönülden Muhabbetlerimle.
Dipnotlar:
1-Buhari, İ’tisam, 1. 2-Bkz. İbn-i Hişâm, II, 306-309; Vâkıdî, I, 125-128; İbn-i Sa‘d, IV, 199-201; Heysemî, VIII, 284-286.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.