SEYİT KÜÇÜKBEZİRCİ İLE 41 YIL
11 Eylül 2021, Cumartesi 08:15SEYİT KÜÇÜKBEZİRCİ’Yİ 41 YILLIK YAZARLIK YILINDA 41 YILLIK 6 DOSTU ANLATIYOR
Hey yavrum hey.. 41 YIL... Benim için boşuna; ama Seyit Küçükbezirci için dop dolu, uzun metrajlı, renkli bir film, kırk bir yıl...
Ben bu filmi yakından izledim, yanı başında izledim.. Çok şey öğrendim bu filmden. Hep dağarcığıma not ettim. Şimdi, bu filmi şu dört satırlık yazıda anlatacak değilim... Sadece satırbaşları ile, bazı paragrafları aktaracağım; hepsi bu kadar...
41 yıl önce bıyığımız yok, sakalımız yeni terliyordu. Daha on yedisindeydik.
Ben Fenni Fırın'ın arkasında, iki odalı kerpiçten yapılmış, elektriksiz bir evde kalırdım. Adanalı Süleyman, Kubilay, Ahmet Sami de aynı evde kalıyorlardı. Birbirimizi severdik, iyi çocuklardı.. Fato Hala'nın evinde tanışmıştık Seyit'lede...
Seyit Küçükbezirci, bu yıl 41 yıllık filmin baş aktörüydü. Fuat Önderle ikimiz, Ona "Seyit Ağa" derdik.. Öyle de kaldı. Bu unvan, onu hiçbir zaman para ağası yapmadı. Ama, gerçek bir "Kültür Ağası" yaptı.
Gençliğimizde ele avuca sığmazdık. Seyit Ağa'nın kırmızı renkli, o zamanlar herkeste bulunmayan, ejderha gibi bir java motosikleti vardı. Tozda, karda buzda üstüne atladık mı Konya'yı fır dolanırdık. Akşamları soluğu istasyondaki yeraltı bitirimhanelerinde alırdık. Buralar gönül dostlarının, harabilerin, harabatların uğrak yeri, çoğunun da mekânıydı. Konya'nın "kulağı kesikleri" de eksik olmazdı. Bunlardan adı aklımda kalanlardan sarhoş Kasap Memduh ile Faytoncu Cin Ali.. İkisi de hoş sohbet, Konya Oturak Âlemlerini, Konya Türkülerini, fıkralarını, tekerlemelerini anlatırlardı. Seyit, onları dikkatle dinler, defterine not alırdı. İkisi de öldü, toprakları bol olsun.
Seyit Küçükbezirci'nin hangi yönünden söze gireyim, bilemiyorum derin bir kişiliği var. Dost canlısı insanlar arasında ayırım yapmaz, kişilikli, olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan; "Bir yanı çocuk, bir yanı delikanlı..." Kırk bir yıldır ne "çocukluktan" tam vazgeçti, ne de "delikanlılıktan...
"Kişilikli/dürüst dedim de aklıma geldi:
Yıl 1960. Batı illerimizden birinden, Konya Kız öğretmen' de okuyan, bugünkü mankenlere taş çıkartacak güzellikte, alımlı mı alımlı bir kız arkadaşım vardı.
Aralarında gönül bağları oluştu. Meğer kızcağız memleketinde sözlüymüş. Ziyaretine gelen sözlüsüyle bizi tanıştırdı. "Bunlar Konyalı arkadaşlarım" dedi; oğlana... Birlikte sözlüsünün kaldığı otele gittik. Hayli söyleşiden sonra, kızın sözlüsü genç, Küçükbezirci'ye döndü, gözleri yaşlı şöyle dedi: "-Seyitçiğim, tanıştık, biliştik, dost olduk, iki saat sonra Konya'dan ayrılıyorum. Sözlümü sana emanet ediyorum. Ona toz kondurmayacağınıza içten inanıyorum."
Seyit, bu teklif karşısında kızardı, bozardı, terledi... "Tamam" dedi. Emanete ihanet etmedi...
Benim bile kızla konuşmamı yasakladı. Bu sevgi dolu gönül bağı, ikisinin de içinde iz bırakarak battı gitti.
Seyit Küçükbezirci düşüncelerinden, ilkelerinden, inançlarından taviz vermez. Bir şey, Onun ilkelerine uymuyorsa "olmaz" yani "olmazsa olmaz". Gerçek bir "Cumhuriyetçi"dir. ''-Cumhuriyet sevgilim, Gazi Kemal Atatürk arkadaşım" diyecek kadar ileri gider.
Gözlemciliği, araştırmacılığı, gazeteciliği, ekonomist kariyeri zaten tartışılmaz.. Bunlar üstüne pek çok yazı yazdı, birçok araştırmacı yazar... Ancak, ben şunu rahatlıkla söyleyebilirim Seyit Küçükbezirci şiirden, romandan, öyküden, hele halk türkülerinden iyi anlar.. "Folklorun Piri"dir.
Seyit, tutkulu bir koleksiyoncu, usta bir "arşivci", katıksız bir "Konya Sevdalısı", usta bir yazar.. Konuları adeta ince eleklerden eler, imbiklerden geçirerek damıtır, kristalize eder, önünüze koyar...
Seyit Küçükbezirci için "Konya sevdalısı" demiştim. Bu sevda, "ilk göz ağrısının "kara sevdası" gibidir. Konya onun aşkıdır, hatta şah damarıdır. Bu sevda onu Konya dışına çıkarmadı; bu gizemli, tılsımlı aşk ve sevda ikliminde demirledi kaldı.
Seyit Küçükbezirci Konya folkloru, halk deyişleri konularının dışında; Konya madenlerine, tarımına, sulama kooperatiflerine, köy kalkınma kooperatiflerine öncülük yaptı. Çalışmalarını cilt cilt kitaplar halinde yazdı. Türkiye'nin "köyden çıkan ilk kooperatifçilik gazetesi" ni yayınladı; Türkiye'nin ilk "Türk Kooperatifler Haber Ajansı"nı kurdu.
Yirmi beş yıl Hollanda'dan, İsrail'den getirdiği verimli sebze ve meyve tohumlarını Türkiye'nin her yanında yüzlerce çiftçiye bedava dağıttığına tanık oldum.
Seyit Küçükbezirci "Garip bir adam".. Zaman bulduğunda Konya'nın dar sokaklarında, izbelerinde, geçmişten kalan, bir tarihe tanıklık eden ne varsa inceler, değerlendirir, yorumlar.
Sevgili kardeşimi, yani Seyit'i anlatmanın imkânsız olduğunu yazımın başında belirtmiştim. Şimdilik bu kadar yeter. Ömrü uzun, başarısı bol, yolu açık olsun.
MEHMET CEYLAN
Eminim ki buluştunuz…..
İkinizin de kabriniz cennet olsun….
Allah’ın rahmeti üzerinize yağsın….
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.