SEZERYAN DOĞUMUN ARTIŞ SEBEPLERİ?
21 Mayıs 2019, Salı 08:47Sezeryan doğum, batın (laparatomi) ve rahim duvarına yapılan insizyonlarla (histeretomi ) fetusun doğumu olarak tanımlanır. Ülkemizde ve dünyada artan sezeryan doğum oranları doktorlar ve sağlık politikalarını yönetenler için bir problemdir.
Gerekli olduğunda yapılan sezeryan anne ve bebeğin sağlığını koruyan bir ameliyat şeklidir. Kitabı olarak olması gereken sezeryan oranı yüzde15 olmalıdır. Ülkemizde sezeryan oranı yüzde 50 civarındadır. Yani her iki doğumda biri sezeryanla olmaktadır. Güncel sezeryan oranı ABD de yüzde 35,Avrupa ülkerinde yüzde 30- 35 oranındadır. Bircok ülkede de artış eğlimindedir. Hatta Brezilya ve Arjantin gibi güney Amerika ülkelerinde sezeryan oranı yüzde 80 oranındadır. Yukardaki örneklerden de anlaşılacağı gibi sezeryan sadece Türkiye’nin değil dünyanın problemidir. Ancak Türkiye sezeryanla doğum oranında dünyadaki üst sıralardaki ülkelerden biridir.
Genel olarak sezeryanı artıran sebepler şunlardır;
• Günümüzde doğum eylemi sırasında bebek kalp atımlarının sürekli takibi ile bebekte güven vermeyen durumların tespit edilebilir hale gelmesi (fetal monitörizasyon)
• Orta forseps uygulamaları, vakum uygulaması, ikiz gebeliklerin ve vajinal makat doğumların yerini sezeryana bırakması,
• Bir kez sezaryen ile doğuran kadınların daha sonraki bebeklerini de sezaryen ile doğurması,
• Günümüzde kadınların ileri yaşlarda ve daha az sayıda doğum yapmaları ve sezaryen istemeleri,
• Doğum korkusu: epidural anestezi ile ağrısız doğum imkanı olmayan merkezlerde kadınların doğum sancısı çekmekten korkmaları
• Normal doğum sırasında çıkan sorunlar nedeniyle kadın doğum doktorlarına açılan davaların azaltılmak istenmesidir.
Bu yazılan sebepler dünya genelinde sezeryanla doğumu artıran sebeplerdir.Sezeryanla doğum oranını artıran en önemli sebep olan doğum sırasında bebek kalp atımlarının takip edilmesi(fetal monitörizasyon) günümüzde doğum takibinde vazgeçilmez bir yöntemdir.Değerlendirilmesi başlı başına bir ders konusudur ve belli bir bilgi ve tecrübe kazanılmasından sonra yapılabilir.Bu sayede normal doğumun bebeğe zararlı olup olmayacağına karar verilebilir.Hatta doğum ağrısı çekerken bebeğin anne karnında ölüm riskinin önüne geçilebilir.Pekâlâ bu kadar faydası olan bir yöntem neden sezeryan oranını artırmaktadır?
Fetal monıtörizasyon dediğimiz doğum ağrısı çekerken bebek kalp atım trasesinin takibi Kalp trasesi normalse yüzde 99 olumludur. Kalp atım trasesindeki bozulma gösterdiği zaman her zaman kesin olumsuzluk göstergesi değildir. Ancak fetal distres (bebekte oksijen yetersizliği )olarak değerlendirilir. Kesin olumsuzluk göstergesi olmamakla birlikte sezeryan yapılma zorunluluğu vardır. Fetal monitörizasyon dediğimiz bebeğin kalp atımı takibinin tek bir göstergesi yoktur, çeşitli göstergeleri mevcuttur. Bu gösterge çeşidine göre bebeğin zarar görme oranı da değişir. Normal doğuma bırakılırsa bebeğin zarar görme ihtimali mevcuttur. Zarar görmeme ihtimali de vardır. Bu zarar görme ihtimali doktoru sezeryana yönlendirir. Tüm dünyada sezeryan oranını artıran birinci sebep budur. Gelecek haftadaki yazımda Türkiye’deki sezeryan oranını artıran sebepleri değerlendireceğim.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.