SIKINTI YOK BİZE HER GÜN BAYRAM

Türkiye uzun bir bayram ve bayram tatilinin ardından normal gerçek hayatına dönüyor.

Ben beni bildiğim zamandan bu yana haftanın her günü çalışan bir amele(!) olarak bayram benim için anamla babamla 24 saat yan yana diz dize olmanın nimeti idi.

Ama bu demek değildi ki anamızın babamızın dizinin dibinde yedik içtik yata gittik.

Bahçede çalıştık bilgisayarın başında tıkırdadık.

Hadi gelin hemen bayram sonrası millet olarak normalleşme sürecinin ilk gününün yazısına.

MEMLEKETTE SU KALMAMIŞ

YİYECEK BULUNAMAMIŞ

Dün ziyaret eden telefonla bayramlaştığımız dostların pek çoğu su bulamamaktan, et dışında sebze meyve bulamamaktan şikayetçi idi.

Ne güzel değil mi?

Demek ki bu memlekette insanların suya bile verecek bu kadar çok paraları var.

Ve satıcılar su yetiştirememişler.

Ete doyan insanımız pazar günü ota dönmüş.

Ot bulamamış.

Tatilciler şehirlerine dönüşte yolları kilitlemişler.

Şehirlerarası yollar olmuş boğaz köprüsü girişi.

Hani yok benzine zam, mazota zam diye ağlaşanlar nerelerdesiniz?

Yakıt bu kadar pahalı da onun için mi evinizde oturamadınız yüzlerce kilometre yol gittiniz yüzlerce kilometre yol geliyorsunuz.

Neymiş oteller pahalı imiş.

Hadi oradan.

Otellerde motellerde pansiyonlarda yer yokmuş yer.

Yazlıklar dolmuş taşmış.

Yazlık bölgelerinde bizim Konyalı'nın aktığı Akdeniz ve Ege sahillerinde ekmek için fırınlarda kuyruklar oluşmuş.

Oralardan da ağlaşıyorlardı;

“Ekmek yok.

Soğan patates sebze meyve yok” diye.

Demek kiiii…

Bizim insanımızda para çok.

Vakit de bulunca ye iç yat Osman dönemi tam hızı ile devam ediyor.

Demek ki bizim insanımızın fakiri yok.

Bizim insanımızın yok diye ağlaşması da yalanmış. 

ZENGİNLİKTE BUNU DA

ATLAMAMAK GEREKİR

Yıllardır Türkiye’yi il il, ilçe ilçe gezip görüp oralardaki insanlarımız ile birlikte çalıştıktan sonra bende şöyle bir kanaat oluşmuştu.

Türkiye’de en çok para İstanbul’da.   

Ondan sonra da Konya’da.

………..

Bendeki bu kanaati kimse değiştiremez önce bunu belirtelim.

Sonra dün öğrendiğimiz şu bilgiyle bu durumu pekiştirelim.

Sonra bunu bizimle paylaşan büyüğümüzün yazdıklarını birlikte okuyalım

“Abi Konya’da aynı etli ekmeği 120 TL'ye satan iş yerleri var

Bu durup ayıp ötesi

Ekonomi filan bahane

Bu resmen ahlaksızlık abi

Sivas’ta en pahalı mekânda etli ekmek 60 TL

Sivas’ta sadece bir mekanda 70 Lira

O da mezelerden etlekmeği yemeye sıra gelmiyor.”

………….

Biz abimizi sakinleştirmeye çalışıyoruz.

Konyalı'nın damak tadı.

Konya’da etin soğanın daha kalitelisi falan diyoruz.

Aynı zamanda AK Parti'den Milletvekili aday adayı olan değerli büyüğüm devam ediyor;

“Abi benim mahallede etli ekmek 50 TL

Geçen sordum

Abi ben bu fiyata da kar ediyorum çok şükür dedi.

Bizim Konyalılar ya da Konya’da yaşayanların birbirlerine gubuzluk olsun diye lüks mekan takıntısı bizi birilerine çöktürüyor abi.

Neyse bayram sonrası bir etliekmek yiyelim.

İyi bayramlar abi”

……………….

Biliyorum şimdi bizim Konya’da bugünden itibaren yok suya zam, yok ulaşıma zam diye birileri yine davul çalacaklar.

Akılları sıra.

Vallahi Başkan Uğur İbrahim Altay kılı kırk yararak olmadık tasarrufları yapacağım diye sıkmadığı musluk bırakmadı.

Ne olacakmış?

Suya zam yapılmayacak.

En ucuz şehir Konya olacak.

Ulaşıma zam yapılmayacak.

Niye?         

En ucuz ulaşım Konya’da olacakmış.

…………

Başkanım salıver gitsin Allah aşkına.

Haaa sen bizim insanımıza yazın klimalı serin, kışın kaloriferli ıscacık(!) otobüsü tramvayı ver parasını hiç düşünme.

Bizde para gani.

PARA YEMEK DEMİŞKEN

BU BİLGİYİ SİZİNLE

PAYLAŞMAZSAM

ÇATLARIM

Önce konu ile ilgili olarak yazılanları çizilenleri sizinle paylaşalım;

“NUSRET'İN NEW YORK'TAKİ RESTORANI KAPANDI

Bir süre önce "New York'un en kötü restoranı" olarak nam salmış olan Nusret Gökçe'ye ait 'Salt Bae Burger' kapandı.

"Müşteriler yemek sunumlarını abartılı, fiyatları ise 'soygun düzeyinde' bulduklarını gösteren çok sayıda sosyal medya paylaşımı yapınca restoranın imajı hızla bozuldu.

Mümkün olan en iyi hamburgeri bulmaya takıntılı bir şehir olarak bilinen New York'ta "Şu Anda NYC'deki En Kötü Restoran" başlığı ile ilan edilen Salt Bae Burger üç yıl sonra kapandı.

EN BÜYÜK ELEŞTİRİ KONUSU

Ancak esas sorun en baştan bu yana fiyatlarla ilgili oldu. Salt Bae Burger, 99 dolarlık altın karışımlı milkshake ve altın varak kaplı 100 dolarlık 'Altın Burger' ile müşterilerde şaşkınlık, ilgi ve öfke gibi hislere sebep oldu.

New York Post, 521 dolara mal olan iki kişilik akşam yemeği için "1 Numaralı Kamu Soygunu" ifadesini kullandı.

Restoran ambiyans açısından da eleştiriler aldı. Meşhur eleştirmenlerden Robert Sietsema, "Burası ancak bir uçak hangarı kadar cazibeye sahip" diye yazdı.

Bir başka eleştirmen Scott Lynch, "Birkaç hafta önce hastane yemeği yemek zorunda kaldığını ancak Salt Bae'de yediklerinin bundan bile kötü bir tecrübe olduğunu" ve restorandaki menünün, "yemek kültürüne dair zevk veren her şeyin öldüğüne işaret eden bir mezar taşı gibi metalle çerçevelendiğini" yazdı. Lynch, Salt Bae Burger'ı şehrin en kötü restoranı olarak adlandırdı."

Euronews”

………………

Devam edelim;

“About Nusret!

Bu yorumların yapıldığı zamanları bizzat yerinde okumuş 20 yıllık bir New York sakini olarak yazıyorum.

Dükkanı, paraya boğulmuş doğası ve yoza yakın sahip tavrı ile utanç kaynağı haline almaya başlamıştı. Bayağılığın popülerlikle sıvandığı bu yüzyılımıza en başta uygun ve ete yansıyan hali şeklinde karşımıza çıktığı ender dükkânlardandı.

Fakat etin renginin fazla yaldızlanması sağduyulu ve farkındalıklı beyinlerde rahatsız edici öz güven patlamaları ile zaman içinde huzursuzluğa yol açtı.

Her sohbet o meşhur yılan hareketi ile bölünüyor ve en ciddi sohbetlerin içine ediliyordu… o epey dedikodu ve komedi ve en sonunda şikayet nedeni bile oldu!

İçi şişirilmiş yaldızlı balonların cidarının sivri bir iğneye baktığı ve yaklaşık her gün 10bin restorandın sadece bu yüzden kapandığı bir şehirde tutuklanmadan bu işin son bulması sevindiriciydi.

Yoksa halk sağlığını altın esansı ile toksik hale getirmesi şikayeti ile bile hakkında yasal suç duyurusu yapmaya yeterli idi.

İlim, bilim burada sunum dışında da önemli olabiliyor idi.

Mutfak dünyası evrime müsaittir.

Fakat ya uygulayanın evrimi?

ONUN İÇİN HÂLA GÖRGÜ VE EĞİTİM ŞART!

Ne öğrendik?

PARA İLE KÜLTÜR SATIN ALINMAZ.

Satın alınıyor gibi görünen kısa bir bahar hızla kışa döner.

Kişinin görgüsü aldığı kültürü sindirmesi ve eğitimi her daim ilerletmesi ile mümkün.

Fakat bunu çakma — Pulp Fiction— ile yapması uygun sonuçlar çıkarmayabilir.

Ona ve New York sakinlerine geçmiş olsun.”

Ucuz atlattı… atlattık!

Etin taciz edilmeden yendiği sağlıklı ve sağduyulu bir Kurban bayramı hepimize dilerim.”

………….

New York sakini Türk, Amerikalı ya da falanca yerden gelen göçmeni bizim Nusret’in ocağına incir ağacını diktirmiş.

Benim iddiam şu.

Nusret Konya’da o altınlı eti Konya’da açsın.

Para basar.

………….

Fakat Allah için New York sakini Türk’ün yazdığı şu cümle de çok hoşuma gitti doğrusu;

“PARA İLE KÜLTÜR SATIN ALINAMAZ”

………..

Vallahi çok doğru demişsin hemşerim.

Ama bizde para çok.

Biz neyi istersek onu satın alırız.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Elinde sadece iyi niyetle yaptığın şeylerin kırgınlıkları kalır

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?  

Hava karardıktan sonra farları yanmayan binbinlerin sokakta caddede yasak olduğu zamanlarda daha iyi ADAM oluruz.