Sinema alışkanlığı yitiriliyor

Son yıllarda sinema alışkanlığının giderek yok olduğuna tanık oluyoruz. Eskiden sinemalar, arkadaşlarla buluşup bir film izlemek, hafta sonunu keyifli geçirmek için popüler bir tercih iken, artık bu kültür yerini dijital platformlara bırakmış durumda. İnsanlar evlerinin rahatlığında, diledikleri zaman film izleme özgürlüğüne sahip olunca, sinema salonlarının büyüsü kaybolmaya başladı. Büyük perdede bir film izleme deneyimi, o karanlık salonda hissedilen heyecan, yerini evde ekran başında geçirilen sakin akşamlara bırakıyor. Bu değişimde yüksek bilet fiyatları, sinema salonlarının eski cazibesini yitirmesi ve teknolojinin hızla gelişmesi büyük rol oynuyor. Özellikle pandemi süreci, sinemalara vurulan son darbeyi indirdi. İnsanlar evde vakit geçirmenin, kalabalıktan uzak kalmanın daha güvenli ve ekonomik olduğunu fark etti. Film endüstrisi de bu dönüşüme ayak uydurdu; birçok yapım artık sinemalara bile gelmeden dijital platformlarda izleyiciyle buluşuyor. Ama sinemaya gitmenin o kendine has ritüelini özleyenlerin sayısı da az değil. O büyük ekranda film izlemek, patlamış mısır kokusu eşliğinde salona adım atmak, gerçek anlamda bir deneyimdi. Sinema alışkanlığının yok olması, aslında toplumun genel olarak sosyalleşme biçimlerinin de değiştiğini gösteriyor. Artık herkes kendi kabuğunda, bireysel eğlenceye yönelmiş durumda. Peki, bu sinema kültürü tamamen yok mu olacak? Belki de sinemalar, nostaljik bir deneyim olarak varlığını sürdürecek. Ama şurası kesin ki, sinema alışkanlığı eskisi gibi yaygın ve güçlü değil. Toplumun bu değişimi kabul etmesi ve yeni eğlence biçimlerine yönelmesiyle birlikte, sinema salonları da kendilerine yeni bir yol bulmak zorunda kalacak.