SIRADIŞI VALİLER
20 Ocak 2020, Pazartesi 08:16Vali ne demek? Vali daha çok bir ilde en tepedeki devlet memuru olarak bilinir.Vali memurdur ama devlet adına gözeten, yöneten, idare eden ve hakimiyet yetkisi kullanan kişidir. Vali doğrudan doğruya devleti temsil eder. Cumhurbaşkanı’nı temsil eder. Vali, devlet adına iş ve işlem yapar. Dolayısıyla bir takım olaylar karşısında valilerin otoriter olmasına fazla şaşırmamak gerekiyor.Bizim ülkemizde yetkilerine bakıldığında valilik makamlarının protokol makamı olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Fakat bu bir çok yerde böyle olmuyor. Bu anlayış valilerin idari manadaki karakter ve tarzına göre değişebiliyor. “Ne şiş yansın, ne kebap” mantığı ile hareket eden ve oturduğu koltukta, uzun yıllar kalmaya çalışan çok sayıda validen söz etmek mümkün.Konya’da bunun örneklerini gördük. Ayrıca ülke genelinde de var böyle örnekler.Bu bir ehliyet ve liyakat meselesi olmaktan ziyade anlayış meselesi olmalı.Yani “yukarının emirlerine riayet et, rahat et.”gibi bir şey.Bu sebeplerden dolayı olmalı ki ülkemizdeki sıradışı valiler dikkat çekiyor ve ilgi odağı haline geliyor. Onlar istese de, istemese de unutulmuyor. Ne adları ne de icraatları hafızalardan silinmiyor. Bu tarz valilerin ortak özelliği devletin kendilerinden beklediği görevleri , devleti temsil dahil en iyi şekilde yapmalarıdır. Ayrıca vali oldukları ilin ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetine sahip olmalarıdır.Bir diğer önemli görevleri de devleti halka sevdirmeleri ve halkla kucaklaştırmalarıdır. Bunun için vailerin halktan kaçması değil, halkla kucaklaşması lazım. Sıradışı valileri düşünürken ilk olarak bir kaç vali geldi aklımıza.Bir Recep Yazıcıoğlu vardı.Sıradışı bir valiydi. Hem öyle böyle değil çok sıradışıydı kendisi.Trabzonluydu.Tokat, Erzincan ve Denizli valiliği yapmıştı. Kendisi Konya’yı da çok severdi. Burda özel dostları vardı.Yazıcıoğlu her zaman sert ve disiplinli bir valiydi. Gözünü budaktan, sözünü kimseden esirgemezdi. Turgut Özal’ın has adamlarındandı. Devletçiydi ama halkı da çok seviyordu. Devlete karşı sert eleştiriler yapıyor ve sistemi eleştiriyordu. Kimi zaman muhalefet lideri gibi ağır eleştiriler yapardı. Sıradışı bir hayatı da vardı. Su sporları yapar, dağlara tırmanır ve Erzincan valiliği sırasında bölgeye yerleşen terörist gruplara göz açtırmazdı.Yazıcıoğlu halkı her zaman el üstünde tuttu. Denizli valiliği yaparken kenndisiyle görüşmek isteyen vatandaşların yakasındaki ziyaretçi kartını görünce yetkililere “Burası müze mi? Ben de tarihi eser miyim?” diye tepki göstermiş ve bu sözleri dönemin bazı ulusal gazetelerinde manşetten haber olarak verilmişti. Ama ne yazık ki ömrü vefa etmedi. 2003 yılında Denizli’den Ankara’ya gelirken makam otomobilinde geçirdiği kazadan sonra hayatını kaybetti. Vefatından sonra adına kitap yazıldı ve film çevrildi.”Köprü” filmi onun Erzincan valiliği döneminde, teröristlerle yaptığı mücadeleyi konu etmesi bakımından önemli.Konya’da da bizler çok az sayıda sıradışı valiler gördük.Onlardan en bilineni Kemal Katıtaş’tı.Katıtaş’tan sonra en az 10 vali daha görev yaptı burda. Onların çoğu unutulup gitti ama Kemal Katıtaş adı hala ve canlı bir biçimde hafızalardaki yerini koruyor. Katıtaş aslen Malatyalı’ydı.Malatyalı olmasından dolayı o dönemin başbakanı Turgut Özal’ın hemşehrisi olarak değerlendirildi ama o tüccar olan babasının Adana Ceyhan’a taşınmasından sonra, Adanalı olarak kubul edilmişti. Müthiş bir valiydi. Ayhan Işık gibi bıyıkları vardı. Kısa boyluydu. Omuzu düşüktü. Topuklu ve sivri burun ayakkabı giyerdi. Tam bir külhanbey görüntüsü vardı. Bazı geceler ayağına Adana şalvarını geçirip, başına sekiz köşe bir kasket giydikten sonra bar, pavyon, umumhane ve gayrimeşru mekanları korumasız bir şekilde teftişe çıkardı. Gördüğü uygunsuzluklar karşısında külhaybeyliği devreye girerdi. Kemal Katıtaş Bingöl Kığı’da kaymakamlık yaparken halk ona “İmparator” ünvanını vermişti. Bu ünvan İç İşleri Bakanlığı tarafından da teyit ve tescil edilmişti. Valilik yaptığı dönemlerde de “İmparator” olarak anıldı. Katıtaş aynı zamanda şairdi. Gelelim son Konya Valisi Cüneyit Oran Toprak’a.Toprak’da sıradışı bir vali.Her şeyden önce görevi ve doğası gereği , devleti son derece iyi temsil ediyor. Şahsına yapılan saygıyı da, saygısızlığı da devlete karşı gösterilen saygı ve saygısızlık olarak görüyor. Cumbaşkanı’nı ve devleti temsil ederken eleştiri ve tehdit nerden gelirse gelsin, taviz vermiyor ve boyun eğmiyor. Devletin saygısızlık ve tehditler karşısında boyun eğmeyeceğini, geri adım atmayacağını herkese gösterirken, halkla lkucaklaşmayı da ihmal etmiyor. Cüneyit Orhan Toprak tıpkı diğer sıradışı valiler gibi halka çok yakın. Epeyce oldu kendisi bizim gazeteyi ziyarete gelmişti. Onu uğurlamak için iş merkezinin önüne birlikte indiğimizde halk vali beye büyük teveccüh gösterdi. Vali beyi alkışlayan ve onu ısrarla çaya davet eden esnaflar oldu. Bizim gazetenin iş merkezinde bulunan esnaflar onu”ünlü bir star” gibi uğurladı.Vali Cüneyit Orhan Toprak sert olunması gereken ve devlet adına tavır konulması gereken yerlerde de tavrını koyuyor. Geçen yıl Konya’ya geldiğinin haftasında 10 Kasım törenlerinde, İstiklal Marşı’nın okunması gecikince, “İstiklal Marşı’na geçin” tepkisi, devlet adına anlamı olan bir tepkiydi. Ayrıca vali bey ilin ihtiyacı olan hizmetleri yerine getirmek için siyaset kurumu ile uyumlu bir çalışma gösteriyor. Vali bey tarzı ve tavırlarıyla sıradışı bir vali olduğunu gösteriyor. Serde biraz da külhanbeylik var.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.