SİSLİ GÜNLERİMİZ HAYIR OLA
21 Aralık 2024, Cumartesi 00:00Bugünkü yazımızın başlığını aslında bu hafta şehrin üzerine kabus gibi çöken meteorolojik bir olayı kastederek yazmıştım.
Ama cümleyi tamamlayınca başlık çok farklı anlamlarda taşıyabileceği için sevindim.
Bir meteorolojik durum olan sis yani görüş mesafemizi kısıtlayan nefes almamızı engelleyen durum aslında bu güzel ülkenin insanlarına başta ekonomi olmak üzere her konuda çökmüş durumda.
Konya’da sis ise en çok ulaşımı ve de özellikle hava ulaşımını engellemiyor tamamen kesip atıyor
Öyle ki şehir içinde ya da şehirlerarasında kara yolunda bile etkili sis, kazalar başta olmak üzere ulaşımı yavaşlatıyor.
Sise yapabileceğiniz hiçbir şey de yok.
Bu durum Konya’nın yerleşiminin gerçeği.
Ama bakın sis ile ilgili ilginç ya da klasik diyebileceğimiz bilgiler ve görüntüler de geliyor.
Bir büyüğümüz Recep abimiz perşembe akşamı İtalya’dan İstanbul’a gelip, İstanbul’dan Konya’ya gelemeyişini bizimle şöyle paylaşıyordu;
“Uğur
Yurt dışından geldik İstanbul’a Konya bağlantılı.
Ama ne yazık ki SİS nedeniyle Konya uçuşları İptal.
Ve millet perişan Sabah 07.30’a çevirdiler.
Sabah kalkacağı da şüpheli.
Son durum bu
Ben sabaha YHT’den bilet aldım
Bu nasıl iş?
Şu anda havalimanında tek ve sadece bir iptal var o da KONYA
Almanya’dan Fransa’dan gelmiş insanlar var
Konya’ya gidemiyorlar.
Perişan durumdalar.”
………….
Biz artık bu konuya yorum yapmak istemiyoruz.
15 gün önce de yine havalar bozunca Amerika’ya gidecek olan bir abimizin korkusundan aldığı uçak biletini iptal edip YHT ile İstanbul’a gittiğinin şahidiyiz.
………….
Yapacak bir şey yok.
Bence havalar bozdu mu uçak işini unutup hep birlikte trene yüklenmeliyiz.
RAMAZAN BEY’DEN
FARKLI BİR ŞİKAYET
Bürokrat abimiz Ramazan Bey bizim de birebir hele hele nerede ise haftada bir mutlaka kullandığımız bir konuyu yazarak ve de onlarca fotoğraf çekerek bizimle şöyle paylaşıyordu;
“Sizde büyük ihtimalle biliyorsunuz ama yine ben de yazayım dedim.
Siz hiç Numune Hastanesine gittiğiniz zaman hastaların üst katlara çıkıp inerken çektiği eziyeti gördünüz mü?
Asansörlerde zaten sıra bulmak zor.
Asansörleri mümkün olduğu kadar tekerlekli araç kullanan ve çok yaşlılar kullanıyor.
Katlar arasında normal geniş merdivenler olmadığı için acil giriş çıkış için yapılan merdivenleri insanlar kullanmak zorunda kalıyor.
Bugün Numune Hastanesine gittim inanın merdivenlerden inip çıkmak için bile sıraya girmek gerekiyor. Daha geçmişi on sene bile olmayan bir hastanenin yapılırken merdiven niye düşünülmez anlamış değilim. Bunu çizen mimar hadi düşünmedi bir yetkili bir Başhekim bir doktor da mı demedi kardeşim bu hastalar nereden inip çıkacak. Söyleyecek söz bulamıyorum.
Not: Resimleri gelişigüzel çektim. Yayınlarken kişilik haklarına saygı bakımından yüzlerini kapatırsınız.
Ramazan abimiz bu sıkışıklık ve yoğunluktan yana çok haklı.
Ama son 1 ayda her gün ama her gün Numune Hastanesinin koridorlarını merdivenlerini kullanan birisi olarak bir şey söyleyeyim mi?
Yakınlarımız gereği bizde hastalıklar ile uğraşıyoruz.
Buradan yazıp çizmediğimize bakmayın.
Hastanelerimizden sağlık ocaklarından şifa bulmaya çalışırken hiçbir zaman gazeteci kimliğimi kullanmam.
Yalnız size şunu söyleyeyim mi?
Numune Hastanesinin bir acil servisi var.
Yemin ediyorum şapka çıkartıyorum.
Bu kadar düzenli bu kadar hasta ve hasta yakınına saygılı yemin ediyorum acil servis görmedim.
Tekrar söylüyorum bugün itibari ile Numune Hastanesi ile hiçbir işim yok.
Yani kimseye şirin gözükmek gibi bir durumum yok.
İki hafta Numune Hastanesi yoğun bakım servisinin üçüncü bölümüne her gün ama her gün girdim çıktım.
En büyük yemini ediyorum ki yoğun bakımın üçüncü kısmı yani en ağır kısmının böyle düzenli bir güvenliği olur mu?
Servise geçebilmek için en az iki hatta üç güvenlik görevlisinin isim kontrolünden geçiyorsunuz.
Bu servisteki doktor ve yardımcıları hasta yakınına bu kadar mı merhametli davranır?
Ramazan abi yoğunluk asansör ve merdivenlerde adım atamadığımız doğrudur.
Ama bu millet niye bu kadar hasta?
Bu yoğunluk sağlık ocaklarında niye böyle?
Bu konuda bir saat konferans verebilirim.
Çünkü bu milleti hasta eden sistemi kuranlar bu milleti bilinçli olarak hasta ediyorlar.
Niye mi?
Çünkü sağlık sektöründeki para madenden petrolden daha düzenli ve çok.
MEVLANA TÖRENLERİNİN
ARDINDAN BİZİM BASIN
Bugün aslında basından yazma günümüz
Gelin burası ile ilgili yani bizim basın ile ilgili bir konuya değinelim.
Hazreti Mevlana’nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus) kapsamında düzenlenen etkinlikleri takip etmek isteyen yerli ve yabancı basın mensuplarımızın çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürlüğü ve Konya Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde bu yıl ilk kez, Mevlana Kültür Merkezi’nde “BASIN MERKEZİ” oluşturuldu.
Meslektaşlarımızın haber yazımı, canlı yayın, haber ve görüntü aktarımı başta olmak üzere tüm teknik imkanlar bizim arkadaşlara sunulmuş.
Ayrıca basın akreditasyon işlemleri de bu merkezden yürütülmüş.
Biz gazeteciler hiçbir şeyden memnun olmayız.
Dahası zor memnun oluruz.
Ama Allah var bizim ekip de dahil hiçbir gazetecinin bu yıl bir şeyden şikayetçi olduğunu duymadım.
Teşekkürler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürlüğü ve Konya Büyükşehir Belediyesi Basın İletişim Başkanlığı.
BU YAŞANMIŞ OLAYI
HİÇ AKLIMIZDAN ÇIKARMAYALIM
40 yaşında mide kanserinden ölmeden önce dünyaca ünlü tasarımcı ve yazar Kirzaida Rodriguez şöyle yazdı:
1. Garajımda dünyanın en pahalı arabası vardı, ama şimdi tekerlekli sandalyede dolaşmak zorundayım.
2. Şirketim her çeşit marka giysi ayakkabı değerli eşyalar satıyor ama artık vücudum hastanenin verdiği küçük beyaz önlüğe sarılmış.
3. Bankada çok param var ama artık ihtiyacım yok.
4. Evim kale gibiydi ama şimdi hastane yatağında uyuyorum.
5. Beş yıldızlı otelden beş yıldızlı otele gittim ama şu anda zamanımın çoğunu hastanede bir laboratuvardan diğerine geçerek geçiriyorum.
6. Yüzlerce kişiye imza attım ama bu sefer tıbbi kayıtlarda imzam var.
7. Saçımı yedi kuaföre yaptırdım ama şimdi bir tane saçım bile yok.
8. Özel jetim var her yere uçabilirim ama şimdi hastane kapısına ulaşmak için iki görevliye ihtiyacım var.
9. Kesinlikle her yiyeceğe gücüm yetse de artık diyetim günde iki tablet geceleri birkaç damla tuzlu su.
10. Bu ev, o araba, o uçak, o mobilyalar, bankadaki para, itibar ve şöhret, hiçbiri bana yardım edemez, hiçbiri acımı dindiremez.
Ve sonra anladım ki günün sonunda en önemli şey SAĞLIKMIŞ.
…………….
Ben buna bir de ÖZGÜRLÜK ve HÜRRİYETİ ekleyeyim.
HASTANEDE VE HAPİSHANEDE DEĞİLSEK BU YALAN DÜNYANIN CENNETİNDEYİZ.
Hafta sonunda bizim gibi çalışacaklara iyi mesailer.
Tatil yapacak şanslı okurlarımıza ise iyi tatiller.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Dervişe hayırlı cumalar demişler o da; cuma zaten hayırlı demiş, cuman mübarek olsun demişler; cuma zaten mübarek demiş, Ne diyelim sen söyle demişler; cumanın hayrı ve bereketi üzerinize olsun deyin demiş.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sisli havalarda trafikte ister yaya isterseniz sürücü olalım azami dikkatten vazgeçmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Emre
21-12-2024 13:44Tanıdık Gassal olan varsa lütfen yazsın tel bilgi almak için
ReCaİ
21-12-2024 11:57gassallara imamlara zam yapılsın bi de diyanet reisine audi araba alınsın
Fatma fidan
21-12-2024 11:50Konya'da sis var Konya'da pus var Konya'da sıkıntı var Konya güzel şehir Konya Selçuklu şehridir ama eski Konya değil..
Salih
21-12-2024 11:38Ey sevgili. Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayallerde harap olmuşuz.Hz. Mevlana
Emre
21-12-2024 11:20Ugur abi ölünce bizi kim yıkayacak diye bilboardlarda okudum araştirdim ölüleri yikayanlara Gassal deniyormuş pamukta tikiyorlarmis Allah Allah acaba neden 3 gündür bunu düşünüyorum uğur abi yaş 27 amma kafaya taktim tanidik Gassal da yok bilgi alacagimiz psikolojimiz bozuldu abi bu konuda ne önerirsiniz bir türlü kafamdan silinmiyor açıklayıcı bir bilgi verseniz memnun oluruz çoğu insan bunu merak ediyordur