SİYASETİN YAKIŞTIĞI ADAM: AKYÜREK
28 Ağustos 2019, Çarşamba 09:04Her şeyden önce ve ilk önce avukattı.
Bağ-Kur’da avukatlık yaptı.
Bürokrat oldu.
KTO’nun genel sekreterliğini yaptı.
Parti il başkanlığı yaptı.Konya’nın gördüğü en disiplinli ve bilgisine güvenilen il başkanıydı. Ayın belli günlerinde dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere, üç merkez ilçe belediye başkanlarını partiye çağırır, onlara ne yaptıklarını sorar ve ne yapmaları gerektiğini söylerdi. Hiçbir işi kendi haline bırakmazdı. Mutlaka takip ederdi.
2002 seçimlerinde Saadet Partisi’nden 1. Sıra Milletvekili adayı oldu.
Milletvekili adayı olduğu günleri takip eden günlerden birisinde, il başkanlığı odası’nda başbaşa oturup sohbet etmiş ve iskender yemiştik. Bana göre adaylığı yanlıştı ve ben bunu kendisine defaatle söylemiştim.” Sen 1. Sırada da olsan 2002 genel seçimlerinde Konya’dan tek milletvekili çıkartamazsınız” demiştim. Fakat rahmetli Erbakan Hoca Konya’da partisindeki düşüşü gördüğü için ona”aday olacaksın” talimatını vermiş ve o da aday olmuştu. Erbakan’ın Konya’da en çok güvendiği adamlardan birisiydi ve Hoca’nın prensiydi. Aslında kendisi de adaylığa sıcak bakmıyordu ama aday yapılmıştı bir kere.
Bu anlattığım olaydan önceki yılllardan birinde muhtemelen 2001 yılında olmalı; parti il başkanlığı makamında oturup kendisiyle çeşitli konular üzerine yine sohbet ederken, partinin özel kalem müdürü pat diye içeriye daldı ve Ak Parti’nin kuruluş çalışmalarını yürüten Abdullah Gül’ün 5-10 dakika içinde kendisini ziyarete geleceğini söylemişti. Gül’ün bu ani ziyareti beklenmiyordu ve önceden de haber verilmemişti. Neyse Gül, siyah bir mercedesle geldi, aşağıda karşılandı ve biz kendisiyle merhabalaşıp oradan ayrıldık. Sonra öğrendiğimize göre Abdullah Gül, onu yeni kuracakları partiye davet etmek için gelmişti. Onun bu daveti ziyaret sırasında, Gül’e ilgilerinden dolayı teşekkür ettikten sonra kibarca reddettiğini biliyorum. Bir şeyi daha çok iyi biliyorum: Erdoğan-Gül ikilisi, O Ak Parti’ye geçmeden önce kendisiyle çok ilgilendiler.
2002 genel seçimlerinde 1. Sıradan aday olduğu halde milletvekili seçilemedi. Parti bütün Türkiye’de olduğu gibi Konya’da da döküldü ve yere çakıldı. Aslında böyle olacağı belliydi çünkü yeni kurulan Ak Parti müthiş bir rüzgarı arkasına almış ve çok sayıda partiyi süpürüp, siyasi tarihin çöplüğüne atmıştı.
2002 hezimetinden sonra düşünmeye başladı.
Şimdi ne yapacaktı, ne yapmalıydı?
Gerçi Erdoğan- Gül ikilisi seçimlerden sonra da onu aramayı hiç eksik etmediler. Ama kendisi bir karar vermeli ve bir adım atmalıydı. Günlerden birinde bugün bizim gazetenin bulunduğu iş merkezinde ortağı olduğu avukatlık bürosunda oturup dertleştik. Aklında Ak Parti vardı. Muhtemelen bir çok kişiye sorduğu o malum soruyu bize de sorma gereği duymuş, ve “Nasıl olur?” diye sormuştu. Ben bunun müthiş bir olay olacağını ve Türkiye’de yankılanacağını söylediğimi bugün gibi hatırlarım. Sonra dedim ki “ Madem Ak Parti’ye geçmeyi düşünüyorsun il başkanı olmayı falan aklından çıkart. Mutlaka Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmalısın.”
Ak Parti’ye geçti ve bu şehirde en uzun süreli (tam 15 yıl) büyükşehir belediye başkanlığı yaptı.
Tek işi vardı, o da belediye başkanlığıydı.
Çünkü en sevdiği iş siyaset ve hizmetti.
Siyaseti, ticaret yapma ve zengin olma vasıtası olarak kullanmayı aklının ucundan bile geçirmedi. Belediye’den aldığı maaşla ve mütevazı bir ev de hayatını sürdürdü. Ne kendisinin ne de çocuklarının ve aile mensuplarının villası, yalısı, lüks araçları ve bankalarda milyonlarca dolar parası ve onlarca şirketi olmadı. Bu bakımdan ülkemizde örneğine az rastlanan siyasetçilerden birisi oldu. Ne seçmeni, ne partisini, ne halkı ne de dini istismar etmedi. İşi neyse onu yaptı o kadar.Bazen siyaseten kendisine saldıranlar da oldu ama yılmadı ve her zaman dürüst oldu. Ayrıca küsmedi, küstürmedi.
Biz kendisiyle 25 yıllık Konya hayatında yakın temas içinde olduk.
Yöneticilik yaptığımız, yazı yazdığımız gazetelerde kendisiyle ilgili çok sayıda haber yaptık, köşe yazısı yazdık. Röportajlar yaptık. Bulunduğumuz, programlar yaptığımız yerel televizyonlarda onu bir çok defa konuk yaptık. Konya’yı, Türkiye’yi konuştuk. Dünyadaki gelişmeleri bilen bir insan hakkında yazı yazmak, televizyon programları yapmak gerçekten değerliydi.
Hülasa bu şehirde 15 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı ve arkasında hiçbir kara leke bırakmadı.
O şimdi milletvekili ve adı Ak Parti’de öne çıkan milletvekillerinin başında geliyor.
Önümüzdeki günlerde Hükümet ya da parti üst yönetiminde, flaş bir göreve getirilirse buna kimse şaşırmamalı. Devletin tepesi onun kendisine verilen her görevi başarıyla yerine getirebileceğini biliyor. Biraz bekleyin, göreceksiniz..
Son olarak bir şey daha..
Siyasetin içinde de olsa, siyasetin yakıştığı ve yakışmadığı adamlar var. Ama siyaset ona yani Tahir Akyürek’e çok yakışıyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.