Sizin Kırmızı Çizginiz “Kıyamet Kopunca” mı Aşılmış Olacak?

11 Haziran 2024, Salı 00:44

A+
A-

Filistin; bitişik kıtalarda hâkimiyet kurmak isteyen veya yeni güçlerin oluşmasını engellemek isteyen bütün küresel güçlerin bir şekilde ilgisini çekti ve çekmeye devam ediyor.

Asya ve Afrika kıtalarına geçiş yolu üzerinde olan ve Hint Okyanusu ile Akdeniz'i yolunun kenarında bulunan Filistin, tarihin bilinen ilk büyük güçlerinden itibaren hep çatışma alanı oldu.

Tarih boyunca Afrika'da kurulan veya Mısır'ı kontrol eden güçler Filistin üzerinden Suriye, Anadolu ve İran taraflarına ilerlerken; Asya tarafında kurulan veya buradan gelen büyük güçler için Filistin, Süveyş Kilitmekanı'nı ele geçirmek için bir karargâh niteliği taşıdı.

ABD’den Avrupa’ya, Çin’den Japonya’ya, G-7 ülkelerinin enerji güvenliği buraya bağlı. ABD-İran anlaşmazlığı, Basra Körfezi yoluyla Batı’ya ihraç edilen petrolün güvenliğini önemli ölçüde tehdit etme potansiyeli kazandı. Ayrıca Körfez’in, Hürmüz Boğazı yoluyla tek çıkışa kanalize olması ulaşım güvenliğini de tehdit ediyor. Bu nedenle Batı’nın yeni enerji güvenlik stratejisi, Körfez yoluyla ihraç edilen petrolün, boru hatları ile doğu Akdeniz’e akıtılması ve buradan ihraç edilmesi üzerine kuruluyor.

Bu bağlamda HAMAS’ın kontrolündeki Gazze Şeridi’nin Batı için ne anlama geldiği apaçık ortada. İsrail vasıtasıyla Gazze Şeridi, HAMAS ’tan temizlenerek, burada İsrail kontrollü bir yönetim kurulması fikri eskiden beri planlanıyor.

Büyük bir olasılıkla, Gazze Şeridi’ndeki Filistinli nüfusun çoğunluğu sopa stratejisi ile El Fetih’in yönettiği Batı Şeria’daki Filistin bölgesine göç ettirilmesi için zemin hazırlanıyor. Böylece, burada kurulmasına izin verilecek Filistin Devletinin, Yugoslavya’nın Sırbistan örneğinde olduğu gibi denizle irtibatı kesilecek.

Bu nedenle her türlü insani boyuttan yoksun olan ve vahşetin sınır tanımadığı bu savaş, Batılı “demokrat ve insan hakları savunucusu!!” devletlerce destekleniyor.

ABD, Süveyş Kanalı'nın anahtarını yitirmeyi stratejik açıdan büyük bir tehdit olarak kabul ediyor. Başkan Biden'ın bahsettiği ABD'nin elde edeceği büyük karın, İsrail'i kullanarak Süveyş Kanalı'nı kontrol etmek olduğunu, bilinen tarihten günümüze kadar yaşanan rekabetleri dikkate aldığımızda, net bir şekilde anlamaktayız.

Batılı ülkelerin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ağız birliğiyle yalnızca birkaç gün içerisinde Rusya Devlet Başkanı Putin’e yaptırım uygulamaya karar vermeleri, ancak Gazze’de katliam yapan İsrail’i “güvenlik çıkarlarına” uygun gören ABD Başkanı Biden’ın İsrail’e askeri yardım göndermesi, Batı’nın ikiyüzlü tavrına örnek iken bu ülkelerin medya organlarının devletlerin bu tavırlarına karşı söylem üretememesi de Batı basının ne kadar özgür ve bağımsız olduğunu gözler önüne seriyor.

Gazze’de siviller için bir sığınak ve kaçacak yer olmadığı için beklenmedik bombalamalar yüzünden kaçınılmaz olan ölüme teslim olmak, kitlelerin ve bireylerin benimsediği bir durum. Zira şiddetli bombalama esnasında güvenli bir sığınak yok.

İnsanlar kaçsa bile, tehdit altındaki bir mekândan belki de biraz sonra bombalanacak başka bir mekâna kaçıyorlar. Yerinden edilmiş pek çok insanın başına gelen de bu; başkalarının evlerinde öldüler, halbuki orada güvende olduklarını düşünüyorlardı.

Tam olarak bu savaş bize bu modern dünyada “insanlığın” olmadığını öğretti.

Bu savaşta aile üyeleri, gazeteciler, doktorlar ve sağlık ekipleri, korkuyu biraz olsun yenmek için askerî bir düşünceyi ödünç alarak, birbirlerine şöyle teselli veriyorlar: “Önce füze sesini, sonra da patlama sesini duyuyorsan bu sefer kurtuldun” demektir. Füze sana yönelmişse de hiçbir şey hissetmeyeceksin; çünkü sen öleceksin ve patlama sesini başkaları duyacak.

Bebek katili İsrail, Gazze kasabı Netanyahu…

ABD ve batılı ülkeler kendi çıkarlarını nasıl koruyacağını hesaplarken açlığın kol gezdiği Gazze'deki insani dram had safhaya ulaştı. Bir lokma yemeğe muhtaç çocuklar kaktüs yiyerek hayatta kalmaya çalışıyor

UNICEF'den yapılan açıklamada, "Gazze'de yetersiz beslenen bebekler dünyanın gözü önünde yavaş yavaş can veriyor. Daha binlerce bebek ve çocuğun hayatı, şu an alınacak acil önlemlere bağlı" uyarısı yapılıyor.

İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarda, öldürülen Filistinlilerin sayısı 36 bini aşmış durumda.

Son 4 yıldaki tüm dünyada cereyan eden savaşlarda öldürülen çocuk sayısı 12 bin 193 iken, Gazze'de öldürüldüğü bildirilen çocuk sayısı 16 binin üzerinde olduğu aktarıldı.

Geçen haftalarda İşgalci İsrail ordusu, Gazze'nin güneyindeki Refah'ta iki kez sivillerin sığındığı çadır kentleri vurarak 70 sivili “yakarak” öldürdü. Uluslararası toplum ve uluslararası mahkemeler, yaşananlara isyan ederken İsrail'in suç ortağı ABD yönetimi, işgal devletinin henüz büyük katliamlar işlemediğini savunmaya devam ediyor.

Saldırılara ilişkin Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada ise İsrail'in Refah'taki saldırılarının "boyutunun büyük olmadığı" ve "kırmızı çizgileri" aşmadığı savunuldu.

Sizin kırmızı çizginiz “kıyamet kopunca” mı aşılmış olacak?

Hiç bir zamanda hiçbir zalim, bugünkü terörist İsrail kadar zulüm ve vahşette ileri gidemedi. Gazze’de bir avuç Müslümana aylardır sınır tanımaz bir vahşet, bir soykırım uygulanıyor. Hem de zenginlikleriyle, ordularıyla övünen, İslam ülkelerinin ve iki milyar Müslümanın gözüne baka baka ve hepsine meydan okuyarak vahşetini aralıksız olarak sürdürüyor. Ne kahredicidir ki, bütün insan hakları savunucu ülkeleri İsrail’i silah, araç, mühimmat, ekonomik, psikolojik, basın-yayın kısaca her alanda canla başla desteklerken, İslam ülkelerinin çoğu bırakın Filistinlilere yardım etmeyi, İsrail’i kınamaya bile cesaret edemiyor.

Çocukların güvendiği insanlar ölüyor ya da yaralanıyor. Güvenli hissettiği evleri yıkılıyor. Yaşadığı şehirden ya da bölgeden sürülüyorlar. Böyle bir durumda bir çocuğun dayanıklı olması mümkün değil.

Çocuk ve gençlerin hayatında bu yaşanan olayların, bombalamaların, kayıpların, insanların katledilmesinin anlamı çok daha yıkıcı, çok daha geri dönülmesi geri döndürülmesi mümkün olmayan acılar oluşturuyor.

İsrail, bunları bilinçli bir şekilde katliam yapıyor.

Gazze’nin geleceğini yok ediyor.

Çocuklar uyurken susulur, ölünce değil.