Sn. Bakanın kulağa hoş gelen sözleri
17 Ekim 2024, Perşembe 00:17“Güvenilir gıdada yeni dönem başlıyor. Artık her şey daha hızlı ve daha güvenli olacaktır. Soframıza gıdanın sağlıklı ve güvenilir olarak ulaşması için öncelikle bitki sağlığını, hayvan sağlığını, yem güvenirliğini sağlamamız gerekir. Sağlıklı bitki ve hayvan sağlıklı gıdanın temel şartıdır. İnsan, hayvan ve çevre sağlığı açısından tehlikeli kimyasallar sınıfında yer alan 7 bitki koruma ürününün aktif maddesini yasakladık; kalıntıyla etkin mücadele için yeni çalışmalar başlattık; , kimyasal mücadeleye alternatif olarak Biyolojik Mücadele Desteği'ni yüzde 100 artırdık; QR Kodlu Bitki Sağlık Sertifikası ve Doğrulama Sistemi'ni uygulamaya koyduk; ihraç edilen ancak çeşitli nedenlerle geri dönen taze meyve-sebze ürünlerinin kontrollerini ülkeye ilk sınır giriş noktasında yapmaya başladık. Şap vakalarında aşılamayı artırdık, vakaları % 79 azalttık. Veteriner yol kontrol ve denetim istasyonları açmaya başladık, ari işletme olmayı kolaylaştırdık. İnsan yaşamının bulunmadığı alanlara 3 milyon doz kuduz aşısını havadan atarak yaban hayatındaki kuduz vakaları ile mücadeleyi artırdık. Bakanlık olarak 7 bin 800 kontrol görevlisiyle yıllık 1,3 milyon resmi kontrol gerçekleştirdik; gıda tebliğinde önemli değişiklikler yaptık. Taklit ve hileli gıda listelerini anlık paylaşacağımız sisteme geçiyoruz.”
Tarım ve Orman Bakanı Sn. İbrahim Yumaklı tam da uzun bir aradan sonra taklit tağşiş ve insan sağlığına zararlı unsurlar içeren gıda listelerinin kamuoyuna açıklandığı günde kulağa hoş gelen bu açıklamaları yaptı. “En iyi denetleyici tüketicidir” sözünü eden Bakan “alo 174” ve “guvenilirgida.tarimorman.gov.tr” sitesini de duyurdu.
30 yıl önce idarecilik yaptığım Belediyeye “üretim izni olmayan firmalar ve ürünlerin listesi “gönderilir ve satış noktalarından toplatılması talimatı verilirdi. Ben de üretim adresi bile belli ürünlerin nasıl olup market raflarına ulaştığına hayret ederdim. Bugün de benzer durum vardır sanırım. Güvenilir gıda “ her türlü bozulma ve bulaşmaya yol açan etkenden arındırılarak tüketime uygun hale getirilmiş, sağlık açısından bir sakınca oluşturmayan ve besin değerini kaybetmemiş gıdadır. Güvenilir gıda, raf ömrü süresince fiziksel, kimyasal ve biyolojik herhangi bir risk taşımaz.” Güvenilir gıda en tabii haktır , ulusal seferberlik ile sağlanabilir bence ve bu da bir beka sorunudur. Gelecekte sağlıklı nesiller, günümüzde kronik hastalıklardan korunmuş sağlıklı vatandaşlar ancak bu yolla sağlanabilir. Güvensiz gıda bir toplum sağlığı sorunudur. İnsan sağlığına zarar verebilecek veya hileli ürünler market raflarına ulaşmadan önlenmelidir. İyi de bugünkü ortamda maalesef önünde ciddi engeller vardır bence. Bakanlığın ne kadar cansiparane çalışırlarsa çalışsınlar 7800 uzman personelle 724000 gıda ile ilgili firmayı denetleme imkanları yoktur. Zamanımızda denetim yetkisine sahip ve her an bölgede etkin olabilecek mahalli idareler bugün denetimden uzaktırlar. Yılda bir denetim asla yeterli değildir. Günümüzde devletin resmi laboratuvar sonuçları bile kamuoyunca tartışılır durumdadır, idari para cezaları hileli üretim yapanları caydıracak düzeyde değildir. Son denetim raporları ilaç katkılı çocuklara yönelik ürünler ve peynirler olduğunu ortaya koymuştur. Bu ürünlerin ilgisiz firmalarca nasıl tedarik edildiği tartışılmadı bile. Resmi yoldan ve faturalı olarak tedarik edilmediğini tahmin ediyorum. Sn.Bakan gıdalardaki kalıntılarla ilgileneceği gibi çok önemli konuyu açıklamış hatta 7 kimyasalın yasaklandığını belirtmiştir de yeterli eğitime sahip olup olmadığı tartışılır çiftçilerimizin reçeteli hatta kontrollu zirai ilaç satışının olmadığı ülkemde bunun nasıl yapılacağı konusu endişe vericidir. Salçalarda, baharatlarda insan sağlığına zararlı boya ve kimyasallar kazara karışamayacağına göre acaba nasıl tedarik edilmiştir? Benzer şekilde tavuk eti ile ilgisi olmayan kırmızı et firmalarının ürünlerinde tavuk ve sakadat ürünleri de kazara karışamaz yani bilinçli olarak tedarik edilip katılmıştır ve elbette iyi niyet söz konusu değildir. Benim en üzüldüğüm konu daha fazla para kazanmak için yapılan ve aslında toplum sağlığını hiçe sayan üreticilerimizi hala savunanlar olmasıdır. Mesela zeytinyağı hileleri için tüketici daima “ucuz ürün almayın” şeklinde uyarılmaktadır konunun paydaşları tarafından, izahı olmayan şeyin mizahı olurmuş ya tam da hileli ürün satanlara “aman ucuz satmayın, hileli olduğundan kuşkulanırlar” önerisi gibi, şaka gibi. Oysa her sektör kendi içindeki hilekar ve çürük elmaları temizlemeli ki kendi sektörleri zarar görmesin. Bence en önemli eksiklik madem bakanlık yılda bir kontrole bile zor yetişiyor haklı da olabilirler o zaman tüketici ürünleri fabrika satış mağazasından almıyor ya, satan çoğu zincir marketlere müşterek ve müteselsilen sorumluluk verirseniz bırakın tedarikçilerinden yılda bir analiz raporunu her parti malda kontrol isteyeceklerinden emin olabilirsiniz ki ben vatandaş olarak ürün aldığım markete güveniyorsam, market bunları pazarlıyorsa kontrol ettirerek alması kadar doğru yöntem yoktur ve buna harcayacakları bedel devede kulak değil tüy bile olamaz. Son söz, öyle cezalar koymalısınız ve denetimler yapmalısınız ki taklit tağşiş veya insan sağlığına zarar verebilecek ürünü üretip satmayı akıllarından geçirmeye bile cesaret edememeliler.
Helale haram karıştırmak, düzgün esnaf olmayı boş verip para kazanma hırsına dalmak , vatandaşı önemsememek kimsenin harcı olmamalıdır. Sn. Bakanın sözleri keşke gerçekleşebilse ama bugün bu noktadan uzağız maalesef. Gerçekten ulusal seferberlik ilanı, tüm paydaşların konuyla mücadeleye katılması gerekir. Her sektör içindeki çürük elmaları önlemeli, oda başkanları bir kez de üyelerine kıyak istemekten vazgeçip “hileli mal üretmeyin, verginizi düzgün verin, vatandaşı affedersiniz kazıklamayın” demeli, ürün satıcıları da tedarikçileri veya üreticileri gibi hileli ürünlerden müşterek ve müteselsilen sorumlu olmalı ve cezalar bu tip davranışlara cesaret edemeyecekleri kadar yüklü olmalıdır. Madem gıdalardaki kalıntılara kontrol başlatılacak ki geç alınmış bir olumlu karardır o zaman ilk adım çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve zirai ilaçların reçeteli ve kontrollu satılması, sanal alemden satılmasının ve yasaklanmış ürünlere ulaşımın kesinlikle önlenmesidir. Yoksa biz otuz yıl sonra bunları konuşmaya devam ederiz maalesef ve olan yitirdiğimiz sağlığımıza , canlarımıza olur.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.