SOLCU İŞÇİ HIRSIZ İŞÇİ Mİ? SAĞCI PATRON ADİL Mİ?
30 Eylül 2021, Perşembe 08:01Bugün küçük bir itirafta bulunarak yazımıza başlayalım.
Konya’da gazeteciliğe başlayan daha sonra Ankara ve İstanbul merkezli olmak üzere uluslararası arenada profesyonel gazetecilik yapmış ve mesleğimi de hala hastalık derecesinde yapmaya çalışan emekli bir yerel gazeteci olarak, Konya’da gazetecilik yapmaktan keyif alamıyorum.
Allah için bu meslekte parayı Ankara ve İstanbul’da gördüm.
Bu mesleğin hasını, gazeteci olmanın keyfini onurunu ve gururunu Ankara’da İstanbul’da yaşadım.
Neden döndüm geldim?
Bir anlık yıkkınlığımın bedelini şimdi Konya’da çekerken inanın gazetecilikten keyif alamıyorum.
Nedeni ise tek kelime ile “GAZETECİLİK YAPAMIYORUM” olmaktan.
Ne demek istediğimi bugünkü yazımızın ikinci bölümünde daha iyi anlayacaksınız.
BAŞKAN KAVUŞ İŞİNİ EN İYİ YAPIYOR
Dün güne Meram Belediye Başkanı Sayın Mustafa Kavuş’un Turgutreis Evleri toplantısı için Tantavi’de idik.
Daha Başkanlık koltuğuna oturmadan aday iken o günkü köşemizde yazmıştık.
Mustafa Kavuş’u ve Kavuş ailesini en az 30-40 yıldır tanırım bilirim. Kavuşa ilesine kefilim demiştik. Günlerde geldi çattı ve sandıktan Sayın Kavuş Başkan olarak çıktı. O gün tekrar yazdım. Sonra defalarca bir daha, bir daha yazdım.
Başkan Kavuş bile bile hak yemez, bile bile haksızlıklara göz yummaz, hak hukuk gözetmeye çalışır, Allah’tan korkar demiştik.
Dünkü toplantının konusu hedefi ne olursa olsun Sayın Başkanı dinlerken huzurlu idim.
Birkaç gazeteci arkadaş kooperatifçilik ve daire alış satışları yani bu konutta rant işine girmek istedi. Sayın Kavuş o kadar samimi ve net ifadeler kullandı ki. Kardeşim daireyi kimi alır kimi satar. Parası olan para kazanır parası olmayan zarar eder. Dünyanın düzeni bu değil mi? Dünyada önüne geçilemeyeni Mustafa Kavuş mu çözecek? Ya da nasıl çözecekti.
Sayın Kavuş’un belediyenin öncülüğünde yapılan konut meselesinde de çok titiz olduğunu öğrendik. Cumartesi günleri bu kooperatifleri tek tek gezip kontrol edermiş. Zaten asıl işi müfettişlik yani denetçilik olan Başkan bu konuda da açık kapı bırakmıyormuş.
Başkana tek diyeceğimiz konu “Allah yolunu açık etsin, şaşırtmasın, şımartmasın”
Bu arada toplantı sırasında masada birlikte olduğumuz Başkan yardımcıları Ahmet Şenyiğit, Yusuf Yöreli ve Selahattin Özçelik’e de samimi ev sahiplikleri için teşekkür ederiz.
İŞÇİYİ SOLCU DİYE ATABİLİRSİNİZ AMA YA KUL HAKKI
Önce 60 yaşındayım hiç solcu olmadım. Olamadım. Olamam da.
Amma velakin 12 Eylül darbesinin öncesi bir gazeteci ve üniversite öğrencisi olarak tanıdığım siyaset, Ankara’da TMBB muhabirliğinden Çankaya Köşkü muhabirliğine siyaseti gördükten sonra bugün solcu sağcı, milliyetçi, muhafazakar benim hiç hiçbir anlam ifade etmiyor.
Bugün dünyamda tek bir geçerli kural var.
“Allahtan korkuyor mu? Kuldan utanıyor mu?”
Gelelim bu bölüme.
………….
Şehrimizde son aylarda bir iş yerinden toplu halde 100 küsur işçinin kapı önüne konma olayı var.
Konya basınında maalesef işçilerin işlerinden olma olayına pek yanaşmıyoruz. Yanaşmadık da.
Bizim için tek önemli olan işçileri toplu halde işten atan kurumdan gelecek ilanlara yani paraya bakıyoruz. Baktık da.
Belki konuyu yakından takip edenler görmüştür. Pek çoğunuzun da dikkatinden kaçmıştır.
Düne kadar bizde kapı önüne konulan işçilerin yerine kendimizi hiç koymadık.
Konuyu görmezden geldik.
Tabii bize de işçileri yasal maddesine uyarak işten çıkartan firmanın ilenleri geldi ama kabul etmedik.
Çünkü bu işte inanın bir samimiyetsizlik vardı.
İşçileri çıkartan işveren sadece bize basına ilan verip bir başka açıklama yapmadığı için konuyu bilmiyorduk.
Ama dün ekmeklerinden aşlarında olan insanların sesini birebir kendilerinden duyma fırsatını bulduk.
Konuyu şöyle özetleyebiliriz.
İşten çıkartılan işçilerin hepsi solcu sendikaya üyesi imişler.
Zaten işçilerin iddiasına göre işveren durumu öğrenir öğrenmez iki üç gün içerisinde hepsini toplu halde tüm işçileri kapı dışarı etmiş.
Eğri oturup doğru konuşalım.
DİSK yani bu işlerinden olan işçilerin sendikası Türkiye’de Ankara’da işçi işveren hakları konusunda yasal bir sendika olabilir.
Hatta en sağcı hükümetlerin bile bir masada oturup konuştuğu pazarlıklar yaptığı bir sendika olabilir.
O iş sadece Ankara olur.
Ankara’da rağbet görür.
Ama Konya’da bu işler asla yasal olamazlar.
Anadolu’da bu insanlara yağmur altında su bile verilemez.
Adı üstünde bunlar solcudurlar(!)
Solcu kardeşim solcu… anlamıyor musunuz(!)
………
Allah şahit biz bu solcu-sağcı meselesini 12 Eylül öncesi birebir yaşadığımız için bu konu bu oyun bugün için tamamen bir tiyatro oyunu gibi geliyor.
İşveren haklıdır, haksızdır.
İşçi suçludur, suçsuzdur.
Bunlar bizim boyumuzu aşar.
Bizim vicdanımızı rahatsız eden tek bir konu var.
Bu yüz küsur işçi baba.
Eşleri var, evlatları var.
Böyle bir ortamda yani pandemi döneminde formülünü bulur bunları kapı dışarı ederken çıkartılma gerekçesi olarak “HIRSIZLIK, İŞ YERİNİN SIRLARINI İFŞA ETME, İŞ YERİNİN ŞARTLARINI KÖTÜYE KULLANMA” gibi tamamen yüz kızartıcı bir damga yiyorlar.
Yani bu işçi arkadaş yeni bir iş müracaatı yapsa alnında hırsızlıktan bilmem neye kadar kötü utanç verici bir damga ile sizin kapınızı çalacak.
Siz iş veren olsanız bu suçu yemiş, damgalanmış insana kapınızı açıp iş ekmek verir misiniz?
Vallahi benim öyle bir durumun olsa böyle bir işçiyi kapıdan içeri sokmam.
O zaman kim sokar ki?
İşte vicdan ve Allah korkusu burada ağır basıyor.
Bizde bu yüzden Konya’da her gün gözümüzün önünde olan bu konuya yerel gazeteci olarak pek çok konuda olduğu gibi üç maymunu oynayarak görmezden, duymazdan ve söylememekten utandık korktuk ve bu satırları yazdık.
İşçileri kapı önüne bırakan firma maddi yönden çok güçlü imiş.
İster misiniz şimdi de bu yaştan sonra bizi para ile terbiye etsin.
Patrona şikayet etsin.
Yok yok Allah var keder yok.
Hem biz sendikalı değiliz.
İki, solcu değiliz.
Sizce yırtar mıyım ne dersiniz?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Parası giden tek şeyi, sağlığı giden çok şeyi, imanı giden her şeyi kaybeder.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Plakasız motorlar birde kırmızı ışıkta göz göre göre geçiyorsa bunlara da bir ceza uygulandığı zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Kızgın Emmi
30-09-2021 15:05Bence işledikleri fiille vatana ihanetle eş değer olan, katillerin, fikir budalaları tarafından “ulusal kahraman” ilan edildiği, şairlerin “vatan haini” ilan edilip iadei itibar sağlandığı, sudan sebeplerle başbakanların asıldığı bir ülkede yaşadığını unutarak derin konulara girmişsin, Uğur abi.Senin bugün yazdığın bu tek taraflı işçi-işveren yazına tamamen karşıyım. Bilemezsin abi, ben de bilemem, “Her bacadan bir duman tüter ama kimse bilmez o dumanın hangi yangının dumanı olduğunu” yangını ve nedenlerini görmek lazım, karar verebilmek için. Bilemezsin belki de işçiler sendikaların isteği doğrultusunda gerçekten yanlış işlere girmiş olabilir. Hiç kimse bu kadar işsizin olduğu bir dönemde işe çalıştıracak adam bulamazken, kalifiye veya değil, işçi çıkarmayı göze almaz, alamaz.Bence bu işçi çıkarımı konusunda bahsettiğin siyasal düşünceden farklı bir olgu vardır. Karşıt görüşü dinlemeden karar verme hastalığına sen de düşmüşsün. Anlıyorum, gerekçeler doğruysa da yanlışsa da çok abartılı ve utanç verici. Kim olursa olsun böyle bir düşünceyle doğru veya yanlış olsa bile böyle söylemlerle insan onurunu zedeleyemez. Ama isnat edilen suçlar doğruysa bunun solculuk ve sağcılıkla alakası olmadan ilişiğinin kesilmesi de doğrudur. Bu yemek yediği kabı pislemektir. “Böyle işine son verileni siz olsanız alır mısınız?” demişsin. Kusura bakma ama bunun gerçekliği varsa kimse kendi ayağına sıkmaz, öyle bir işçiye de istihdam sağlamaz.
bir bilen
30-09-2021 12:53sendikanın solcu olması o işten çıkartılan garibanların solcu olduğu anlamına gelmez.Sendika sağcı olsaydı yine çıkartılırlardı çünkü bizim zenginimiz parayı kendi kazandığını sanıp kimseyle paylaşmaz.Bilmezki veren Hüdadır Alan Hüda.Keramet kendinde sanır o kardeşim.kendiyle eşinin bindiği arabaların parası 1600 asgari ücretlinin bir aylık maaşı eder.
Bilir kişi, bilmez ki işi.
30-09-2021 10:45Abey, kefillik risklidir dikkat et. Patlarsın sonra.
Toma
30-09-2021 10:03Bravo Ihtiyar Delikanlı.Yine yapacağını yaptın ve daglılığını gösterdin, işçilerin meselesine değindin.Ne güzel herkes mutluydu sende meselelere dokunmayarak mutlu olaydın.Kolayliklar dilerim