SOSYAL MESAFE VE MASKE
11 Mayıs 2020, Pazartesi 08:39Önce 1 metre dediler.
Sonra baktılar tehlike ciddi bu sefer 1.5 metre dediler.
Hafta sonu (dün) İstanbul’un bazı bölgelerinde insanlar arasındaki sosyal mesafe 3 metre olacak, dediler.
Bu mesafe ölçümleri neyi anlatıyor?
Tehlikenin geçmediğini.
Demek ki halen “Her an her şey olabilir”
Lakin sokak manzaraları öyle değil.
Devlet 11 Mart’tan beri uyarıyor. “Aman sosyal mesafeye dikkat edin” diye.
Bilim Kurulu üyelerinin virüse karşı alınması gereken önlemleri sosyal mesafe dahil anlatmaktan dili damağı kurudu ve sesleri kısıldı.
Onlar az konuşmaya başlayınca son günlerde “yanlı” bilim adamlarını ekranlara çıkarmaya başladılar.
Onların bir kısmının yaptığı ilk iş gevşeme sinyalleri oldu.
Gevşemeyi bekleyen milletimiz de bir anda fevaran etmeye başladı.. “Öldük, bittik, yandık” diye.
İyi de İstanbul’da dün sokağa çıkan 65 yaş üstü insanlara getirilen 3 metrelik sosyal mesafe kuralına ne demeli?
İstanbul’da 3 metre olarak açıklanan sosyal mesafe kuralı anadolu şehirlerinde de 1- 1.5 metre olarak açıklandı. Soruyu yineleyelim: Neden acaba?
Yerel marketlerin bazılarında kasiyere 1.5 metre kala çizilen sınır kaldırıldı.
Çizilen o sınır “Hopp.. Orda dur. Sosyal mesafe kuralına uy” demekti.
Son günlerde müşteriler marketlerde kasiyerin ağzının dibine kadar sokulmaya başlamış.
Sanki ilahi bir emir geldi insanlara “Gevşe.!” Diye.
Ve.. insanlar başladı gevşemeye.
Sütçüler elinde alimünyum güğümlerle binalara girip dolaşıyor.
Halı yıkama araçları binaların önünde duruyor. Adam basıyor zile, biniyor asansöre, çıkıyor yukarıya halıyı omuzlayıp indiriyor aşağıya.
Bir başka halıcı yıkadığı halıları aracıyla getirdikten sonra alıyor omuzuna, basıyor zile, biniyor asansöre hopp. Çıkıyor yukarıyor. Efendim bunun adı “Bayram temizliğiymiş.”
“Bayram gelmiş neyime?” Farklı şehirlerde ve hatta aynı şehirde yaşayan anneler, babalar, çocuklar, akrabalar, komşular bir araya gelemeyecekse. Bayram sofraları kurulamayacaksa. Böyle bayram yerin dibine batsın. Halıllar da varsın yıkanmasın öyle kalsın. Bu bayram gelecekteki bayramların “bayram” tadında olması için daha çok dilek ve duaya sebep olsun.
Hanımlar elindeki kıyafetin yakasını, paçasını düzelttirmek ve söküğünü diktirmek için mahalllelerde parça işi yapan terzilere koşuyor.
Hanımların bu işte kusuru yok. Beyler evlerine iğne, iplik almamış. Bu durumda evin hanımı söküğü dikmek için ne yapacak ? Mahalledeki terziye gidecek. Balkondan bakıyorum.. Terzi dükkanının açılıp açılmadığını görmek için 10-15 dakikada bir evinden çıkıp gelen hanım kardeşlerimiz var.
Terziyi buldun. Derdini anlatırken yani yapılacak işi tarif ederken sosyal mesafe var mı?
Hadi canınm sende.
O da nerden çıktı?
Bırakın 1 metre, 1.5 metre mesafe kuralını. Mesafe 30-40 Cm. Kadar düşüyor.
Sokakta yürüyen insanlara bakıyorum.. “Bitişik nizam marş marş.!”
Böyle olmazsa olmaz. Allah korusun aradan rüzgar falan geçer.
Birbirine ne kadar sokulursan rüzgardan o kadar iyi korunursun.
Sokağın bir yerinde 4-5 kişi bir araya geliyor. Çoğunda da maske ve eldiven yok. Omuz omuza vaziyette aralarında koyu bir sohbet başlıyor. Dakikalarca sürüyor bu sahbet. Ne konuşuyorlar merak ediyorum. Bu arada tahmin yürütüyorum.. ‘Acaba askerlik arkadaşı ya da akraba veya iş arkadaşı olabilirler mi?’ diye.
İşin doğrusu buna da ihtimal vermiyorum. Uzaktan aralarında yaş ve popülasyon farkı olduğunu görüyorum. Ama sonbetin kıvamı yüksek. Eller, kollar bazen havaya kalkarak bazen de muhatabına temas ederek devam ediyor.
Peki sosyal mesafe?
O da ne?
İşte bu sokak manzaraları altında AVM’ler açılıyor.
Ligler, spor müsabakaları başlatılıyor.
İşte bu manzaralar altında berberler vs. açılıyor.
Ve.. İşte bu namüsait şartlar altında daha çok gevşeme sinyalleri veriliyor.
11 Mart’tan bu tarafa gerek devlet ve gerekse Bilim Kurulu Üyeleri ısrarla sosyal mesafe kuralı hatırlatması yapıyor. Fakat öğrenemedik ya da öğretemediler.
“Gevşe” dediler, gevşiyoruz. Gerçi bu süreçte her gün gevşek olduk. Şimdi daha çok gevşemiş olacağız.
BÜTÜN DÜNYA MASKE TAKIYOR BİZ TAKMIYORUZ
Biz neye maske takmıyoruz?
Maskeyi de maskara yaptık.
İlk başlarda maske işi sır oldu.
“Eczaneler dağıtılacak” denildi.
“PTT dağıtacak” denildi.
“Maske yok “ denildi.
Sonra PTT marifetiyle evlerimize 5’er adet maske gönderildi.
Bir de ne görelim.. Dünyaya uçaklar dolusu maske dağıtıyoruz. Başta Amerika olmak üzere, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya ve Rusya başta olmak üzere 50 civarında ülkeye başta maske olmak üzere virüsten koruyucu tıbı malzeme gönderdik. Cömert mililetiz vesselam. Kendimiz yemesek de yedirmeyi severiz.
Neyse..
Meğer maskemiz varmış.
Yakın zamana kadar piyasada maske yoktu şimdi devlet millete maske satacak.
Nerden çıktı bu kadar maske?
Ne zaman üretildi bu kadar maske?
İnşallah vatandaşa satılacak olan maskeler kaliteli ve virüs önleyiliciliği yüksek maskeler olur.
Gelelim maskelerin fiyatına.
Devlet maskelerin fiyatının 1 liradan satılacağını açıkladı.
Vallahi tanesi 1 lira da olsa vatandaşın çoğu maske almaz. Sigaraya 20 lira verir alır, içer. Fakat maskeye 1 lira vermez. Alan da aldığı maskeyi kullandıktan sonra buruşturup cebine koyar ve aynı maskeyi defalarca kullanır.
Bu arada maskeyi aksesuar gibi kullananlar da var.
Elindeki maskeyi çenesinin altına indirenler, başının üstüne çıkartarak saç tutucu gibi kullananlar var. Araçla bir yerden bir yere giderken ağzına maske geçirenler, gittiği yerde de maskeyi çıkartarak konuşanlar var.
Ülkemizde salgının üzerinden 2 ay geçti. Sosyal mesafe kuralı ve maske kullanımı anlamında sınıfta kaldığımız söylenebilir. İstisnalar yok mu? Elbette var. Fakat istisnalar yeterli olmuyor. O nedenle kurallara herkesin uyması gerekiyor.
“Maske kıyafetinizin bir parçası olmalı” diye, çırpınan Sağlık Bakanı Dr.Fahrettin Koca ile Bilim Kurulu Üyeleri ve “siyasi bulaş” taşımayan tarafsız bilim adamlarının dediklerine uymak gerekiyor.
Sosyal mesafe ne kadar olacaktı sahi?
Maske ne işe yarıyor?
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.