SPOR İN SİYASET OUT

Hayata başlarken en büyük zevkim, heyecanım spordu.

Belki de rahmetli büyükbabamın beni daha ilkokula bile başlamadan her hafta elimden tutarak Konyaspor ve İdmanyurdu maçlarına götürmesinden dolayı ilkokul çağlarımdan sonra bende inanılmaz bir spor tutkusu başlamıştı.

İlkokuldan lise yıllarıma kadar ise her türlü haltı, heyecanı, adrenalini farklı farklı adlar altında yaşasam da spor bu süreçte ve ilerleyen zaman dilimlerinde benim için adeta bir yaşam biçimi oluyordu. 

……………….

Mesela spor yapacağım diye sigaraya bile başlamamıştım.

Hala içimde en büyük tutkum seyrettiğim gibi şöyle bir pipo ya da puro içebilmektir.

Ama hiç beceremedim.

…………..

Ve böylece sporla tanışarak, gelişirken, büyürken spor yapan insanın sağlıklı olacağına, spor yapan insanın önce insan olması gerektiğine mesela küçüklerini koruması gerektiğini, büyüklerine karşı saygılı olması gerektiğine inanarak büyüdüm.

Zamanla ve ardından da önce gençlik ardından da mesleğimiz gereğince spordan siyasete atladık.

Ve geride bıraktığımız inanılmaz çileli ve hiç kimse ile paylaşma şansımızın dahi olmadığı hatıralar ile yaşanmışlıklar ile bugünlere geldik.

Ve son yüzyılın felaketinin ardından yaşamakta olduklarımız ile bir kez daha SİYASETTEN NEFRET ETTİM.

Çünkü siyasette samimiyetsizliğin dibi yoktu.

Ve sporun gerçek anlamda kardeşlik, barış, huzur ve samimiyet olduğuna bir kez daha inandım.

………………..

Bugün niye böyle mi düşünüyorum?

Çok basit.

Açık ve net.

Bilindiği gibi deprem bölgesindeki yardım çığlığı ile taraflı tarafsız tüm kamuoyunu hatta spor ile yakından uzaktan ilgisi dahi olmayanları ağlatan Volkan Demirel, son olarak Galatasaray Divan Kurulu'na katıldı ve burada ayakta alkışlandı.

Kiiii aynı Volkan Demirel futbol oynadığı dönemlerden bugüne kadar sahada hal hareket tavırları ve mimikleri ile Galatasaray camiasının en gıcık olduğu isim idi.

Ama deprem felaketi çığlığının ardından aynı Volkan, Galatasaray Spor Kulübünün Divan Kurulu Şubat Ayı olağan toplantısında camiayı yöneten sarı-kırmızılı birbirinden değerli isimler Volkan Demirel’e teşekkür edilerek alkışlıyorlardı.

Galatasaray ile özdeşleşmiş isim Divan Kurulu Üyesi Can Çobanoğlu,

“İlk uyarı fişeğini atan Volkan Demirel kardeşimin gözlerinden öpüyorum.

Takımı hiç önemli değil.

Yüreğinde hissettiği bayrak sevgisi önemli.

Ona ve ailesine teşekkür ederim” diyordu.

Ve bu sözlerin ardından, salonda Volkan Demirel alkışlanıyordu.

…………..

Hiçbir Galatasaraylıya içinden gelmedikçe, yüreğinden hissettirmedikçe bu alkışı yaptıramazsınız.

Bunu silah zoru ile bile yaptıramazsınız.

……………

Teşekkürler büyük Galatasaray camiası.

Teşekkürler Volkan Demirel

VE O ANLAMLI

TRABZON TRİBÜNLERİ.

Ne olur önce bu cümlemi yanlış yorumlamayın.

Yıllar önce ilahiyatçı bir Trabzonlu hocamın bana “Uğur Bey bizde futbol din gibidir” cümlesi ile aylarca sallanmıştım.

İşte futbolun bir dünya, bir yaşam biçimi olarak yaşanılıp, nefes alıp verildiği Trabzon’da Basel maçında Trabzonsporlu atkılı, şapkalı taraftarlar ile Fenerbahçe-Galatasaray atkılı, şapkalı taraftarlar yan yana oturuyorlardı.

Bunu Trabzon’da hiçbir başka güç kuvvet beceremezdi.

Ve bu olmaz olamaz denilende oldu.

……………….

Ve bunu yapan güç sporun gerçek anlamda var oluşunda olan ve tüm samimiyetsizliklere, tüm para gücüne rağmen mayasını bozamayan SPOR aşkı idi.

Oysa günümüzde sporda dönen para belki siyasetteki paradan daha büyüktür.

Ancak sporun gücü böylesine tarifsiz bir güç idi ve Türkiye bunu siyasette göremese de spor da yaşayarak gördü.

Ve inşallah görmeye de devam edecek. 

SPOR bunun için anlamlı ve SPOR bunun için güzel.

BİZİM OKURLARIMIZ İYİ Kİ VARLAR

Sizlerin uyarıları ile yeni yeni pencereler açmaya devam ediyoruz.

MECZUBUN BİRİ rumuzlu okurumuz şöyle yazmış.

“Yav bu kampüsün orada iki tane koca koca yurt var bomboş durur bilmem ne vakfının.

Herhalde bu yurtları Selçuklu Belediyesi yaptıydı zannedersem.

Oralar niye bu gariban depremzedelere açılmaz bilgin var mı abi?”

……………

Abim benim bilgim yok ama yetkililerimiz, büyüklerimiz sağ olsunlar yazılarımızı okuyup takip ediyorlar.

Bunda da maksadın hasıl olacağına inanıyorum.

HADİM

BELEDİYESİNDEN

HABER GELDİ

Aynı şekilde bir okurumuzun uyarısı ile Hadim Belediye otelini yazmıştık.

Sağ olsun Hadim Belediye Başkanı Sayın Hadimioğlu söz konusu Otel ile ilgili dahası Hadim ile ilgili olarak özetle şöyle bir bilgi verdi;

“Uğur abi biz bu otelimizi depremzedeler için Kaymakamlık üzerinden yetkilere bildirdik.

Hadim’de 300 kişilik KYK yurdu var.

Burası dolarsa otelimize depremzedeleri de alacağız.

Otele 120 kişi alabiliriz.

Ama şu anda 300 kişilik KYK yurdunda daha 50 kişi var.”

…………..

Yazımıza duyarlılık göstererek bizleri ve okurlarımızı bilgilendiren Sayın Başkana bizde teşekkür ederiz.

Bu arada bir detayı daha öğrenmiş olduk.

Demek ki bu büyük ülkede, bu güzel şehirde hiçbir depremzedenin, hiçbir depremzede ailenin sokakta dışarıda kalması, barınma, yeme-içme, ısınma sorununun olmasının söz konusu olmadığını öğreniyorduk.

Baksanıza bir ilçemizde 300 kişilik KYK yurdunda bile sadece 50 depremzede var.

Bu ülke çok büyük.

Bu şehir çok büyük.

Asrın felaketinin ardından bile hala yurtlarımız, otellerimiz, evlerimiz bomboş.

O zaman bizler millet olarak SAMİMİYETLE ALLAH RIZASI için naçizane üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmaya devam edelim.

Bu rakamlardan da bir kez daha anladım ki Allah var, keder yok.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İki can bir olunca benlik aradan çıkarmış. Bu dünyada iki görünüp bir olabilmek meziyet. Bir olduğunda bir kalabilmek ise asıl marifet.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Numune Hastanesi bölgesinde tek yönlü yola tersten gelen araç sürücüsü “bir dakika” diyerek sizden geri geri gitmenizi istemediği zaman daha iyi ADAM oluruz.