Su Felsefesi
26 Aralık 2020, Cumartesi 09:46Suyun doğası bir felsefe anlatır.
Örneğin, dağdan akan suyu düşününüz. En az direnç gösteren yolu seçer akmak için. Yani önüne bir kaya çıkacak olursa vazgeçmez yolundan ama onunla uğraşmaz, kayayla mücadele etmez, etrafından dolaşıp devam eder akmaya.
Suyun bu doğasından alınan ilhamla şöyle der Sufiler:
“Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Etrafından dolanıp devam et yoluna.”
Diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi. O zaman ne yapar? Birikip, çoğalıp üstünden aşar. Yok eğer bu da olmuyorsa, sabırla kayayı damla damla delmeye başlar. Kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değildir, tabii ki, damlaların sürekliliğidir ki buna da “sabır” derler.
“Sabretmek” hiçbir şey yapmadan oturmak değildir. “Sabır dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü hayal edebilmektir.” der _Şems-i Tebrizi.
Suyun doğası imkansızın bile başarılabileceğini, bunun için sabırlı ve istikrarlı olduğunu öğretir. Kayayı delen su elbette yine yoluna devam eder. Su hep akar ve çalışır. Bilir ki aktıkça temizlenir.
Bazen dere kenarlarında su birikintileri oluşur, akmayan su bulanır, çamurlaşmaya başlar! Üzerine pislik birikir ve Sufiler bu yüzden derler ki:
“Sen su gibi sürekli ak! Her daim yenilen! Her gün yenilen! İki günün aynı olmasın hep ilerle! Dünü dünde bırak yeni şeyler öğren!”
Örneğin, su değişimden hiç korkmaz….
Ama insanlar değişimi sevdiklerini söyleseler de aslında bundan çok korkarlar.
*Su*; “değişimi” ne de güzel anlatır.
Bazen yağmur olur, Bazen kar olur, Bazen buz olur, Bazen buhar olur. Buhar olduğunda çıkar gökyüzüne, yağmur olup, kar olup, yine iner yere.
Ayrıca su uyumludur.
Çay bardağına koyduğunda çay bardağının şeklini alır, kovaya koyduğunda kovanın. Sürekli bulunduğu yere uyumlanır ama doğası da hiç değişmez. Her yere her şeye uyum sağlar. Unutma ki dünyada her zaman doğaya uyum sağlayanlar hayatta kalır. Uyum sağlayanlar esnektir çünkü. Değişime direnenler ise katıdırlar. Fırtına en sert en güçlü ağaçları devirir ama esnek fidanlara, otlara hiçbir şey yapamaz. O yüzden esnek olanlar, uyum sağlayanlar hayatta kalır. Aynı zamanda akışa teslim olur. Teslimiyet içindedir. Bu teslimiyet boyun eğmek değildir. Çünkü bilir ki bütün dereler eninde sonunda büyük denizlere, okyanuslara akar. Elinden geleni yaptıktan sonra hayatın akışına teslim olmaktır bu.
Su berraktır, Şeffaftır. Olduğu gibidir yani. Paylaşımcıdır. Hep besleyicidir. İnsanları, hayvanları, doğayı besler. Hayatı başlatandır ve sürekli üretendir. Su olan her yerde bitkiler vardır, hayvanlar vardır, insanlar vardır, hayat vardır.
İşte suyun bu yapısından dolayı Sufiler birbirlerine
“SU GİBİ AZİZ OL” derler. Su gibi Aziz olmak dileğiyle….
Ne güzel demiş Sufiler. Ne güzel anlatılmış. Ne güzel yol gösterilmiş su ile insanlığa. Ne güzel anlasak bizde buradan üzerimize düşeni. Düşünce ve davranışlarımıza şekil verirken alsak ya sudan örnek. Hem faydalı olsak etrafa hem de berrak olsak kendimize. Çok mu zor su gibi aziz olmak. Hem de bu kadar net gözümüzün önünde ve yol gösterici iken. Bilemiyorum biz insanlar neyin peşindeyiz. Bu kadar hırs, yalan, dolan, çıkarcılıkla nerelere gideceğiz. Sonumuz yukarılardan havalı havalı toprağa bakan yaprak gibi hüzünle yere düşmek olacağını bilmez miyiz sanki… Bile bile neden azizliği değil de rezilliği seçeriz ki…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.