SU VE SUSUZLUK KONUSUNDA BU KADAR DÖNÜŞ BENİ ŞOK ETTİ
24 Ocak 2023, Salı 00:00Dün sabahtan bu yana şoklardayım.
Dün saat 10.30 sularında bu yazımı noktalamıştım.
Ama daha evden çıkmadan gelen mesajlar telefonlar, bilgi notları.
Öyle ki arayan bilgi veren bilgi paylaşımı yapan ve yazımızı resmi bürokratlara göndererek onlarında görüşlerini alan okurlarımız dostlarımız vardı.
Ve yazımıza dönüşler sadece Konya’dan sadece Türkiye’den değil yurt dışından yorumlar değerlendirmeler yapılıyordu.
Allah sizi inandırsın yazıya dönüşler daha sabah köründe beni şok etti.
Tamam siyaset yazdığımız zaman ya da şehirde ki eksiklikleri noksanlıkları yazdığımız zaman çok büyük dönüşler yapıyordunuz ama bu kadar önemli geleceğimiz olan SU ya böylesine ciddi dönüşleri beklemiyordum.
Ve sabah anlıyordum ki bizim okur kitlemiz bizim dost çevremiz son derece bilinçli ve duyarlı idi.
Sizlere sonsuz teşekkür saygı ve şükranlarımı sunarım.
İzninizle sabah gelen ilk yorumlarla başlayalım.
……………
Konya dışında hekim olan şehir sevdalısı Konyalı dostumuz bakın ne diyordu;
“Elinize emeğinize sağlık.
50 yıl önce bir akrabam derin kuyu su kuyusu işi yapardı, çok ta para kazandı.
O zaman da kontrolsüzdü bu işler.
Şimdi google var drone var, var oğlu var, yetkililer izinsiz kontrolsüz su kuyularını görmüyorlarsa görmek, istemediklerindendir.
Açtırana da kullanana da vebaldir.
Tehlike ve facia bağıra bağıra geliyor yani Tarım kentine.
Bitmeyen projelerin vebali de SN. vekillerimize bence kusura bakmasınlar.
Ahmet Öztemel”
……………
Giray Bey;
“Çiftçi ekiyor mısırı basıyor suyu; ben 1300 aldım sen kaç aldın bu sene 1500, şu çeşit var 2000 veriyor ooo süper…
Tarımı yabancıya esir olmuş, ithal tohum tarlaları esir almış, garip çiftçi batmış, zengini parayı katlamış, eee su mu yokmuş; kimin umurunda…
İyi uykularrrr”
………….
Ziraat tarım denildiği zaman 40 yıldır tanıdığım bildiğim hocam Prof. Mevlüt Mülayim hocamızda bizim okurumuzmuş.
Çok sevindim mutlu oldum.
Sağ olun hocam.
Bakın hocam ise konuya nasıl yaklaşıyordu;
“Uğur Bey, Yazınızda "İl Tarım müdürlüğü, Ziraat Fakülteleri, DSİ ile ortak acil çalışılmalı sulanmayan topraklara da mısır gibi yani çok su isteyen ürünler asla ektirilmemeli". cümlesi geçmekte.
Hasta olanı tedavi mi edelim, yoksa öldürüp gömelim mi?
Mısır ve pancar gibi bitkileri ektirmeyelim diyenler daha fazla ithal edelim demek istiyorlar, bu ülkenin ve ovanın hayrına değildir.
Bir ziraatçı akademisyen olarak suyu ovaya dış havzalardan getirme projelerini bir an önce hayata geçirip çözüm bulunsun.
Kilometrelerce uzaktan gaz ve petrol getiriliyor su neden gelmesin?
Selamlar.”
………..
Sıkı okurumuz Oguz Oguz Bey ise
“Yahu önemli değil, sıkmayın canınızı, susuz tarım için her türlü tedbiri alıyoruz. Susuzluğu yenmek için de ağaç dikmek yerine, yağmur duasına çıkarız, yağmazsa da duaya katılanların da arkasından sallarız, olur biter.
Hem Afrika'da, Venezüella'da da özel tahsisli tarım arazilerimiz var bizim.
Şu yazlık saray işlerini, bakanlıkların, belediyelerin makam arabası, koltuk falan feşmekan işlerini bi halledelim, bütçeden metro, sulama, kalkınma, bölge, ulaşım, şehircilik vesair diğer projelere de kaynak ayırırız inşallah, olur gider.
Dert etmeyin, bu işler böyle yürür...
Siz başkanları uçurmaya devam edin...
Konya B. Belediyesi Şehir Coinini bir an önce çıkartırlarsa, kaynak ihtiyacı diye bir sorunumuz da kalmaz, ekonomiyi de yoluna sokarız inşallah...”
Diyordu.
………….
BİR BİLEN Rumuzlu okurumuz ise
“Keşke Sayın Cumhurbaşkanına yanlış verilen bilgiler sadece Konya havzası olsa.
Almanya Fransa aç İngilizler perişan diyor Sayın Cumhurbaşkanımız.
Lakin bugün kapıyı açıp vizeyi kaldırsalar memleketin yarısı tereddütsüz oralara aç kalmaya gidecekler.”
…………..
FİKRİ abimiz ise şöyle demiş;
“Abi tebrikler...
Çok güzel bir yazı kaleme almışsınız.
Umarım etkili ve yetkililer size cevap verir?
Yoksa sisi susturmaya mı çalışırlar onu merak ediyorum”
……………
Şimdi biz yazımıza başlayalım.
Vatanı milleti için çabalayıp didinen ve her şeyin üstesinde ortak paydası vatan millet olan bilim adamlarına olan saygım çok büyük
Şimdi ömrünü tarıma ziraata vermiş ve akademik hayatta da zirvede olan bir hocamın bu konuda ki görüşlerine yer vermek istiyorum.
Hocamın bugün için Konya ve üniversite adına tek eksiği AK Partili değil.
Eskiden de MHP li imiş.
Ama şimdi ki konumuna göre hocamı Allah var çözemedim.
Çünkü işi ben siyasete sokmaya çalıştıkça hocam Kur’an’dan tarihten örnekler veriyordu.
Neyse bu hocam işi şöyle özetliyordu.
Dahası konuyu ben şöyle açtım.
“Hocam meteoroloji uzmanları editörler diyorlar ki;
Eğer biraz çocuklarımızın geleceğini düşünüyorsak böyle günlerde arabalarımızı dahi yıkatmayalım.
Hocam bu cümleme çok kızdı;
Yapmayın Uğur Bey tarih insanlık su her şey insanlığın var oluşundan önümüzdeki yıllara göre belirlenmiş hesaplanmış.
Yüce Rabbim bunu en güzel şekilde düzenlemiş.
Yeter ki insanoğlu kendi menfaatleri için çıkarları için düzeni bozmasın.
Sizin dediğiniz araç yıkamada, evde iş yerinde su kullanmada ki tüketim yüzde 10-15 lik bir rakamdır.
Dünyada sanayide kullanılan su yüzde 20
Evlerde yüzde 10-15
Tarımda yüzde 65-70
Bu açıdan bakıldığında Konya’da
Evlerde ve sanayide yüzde 10 tasarruf yaparsak
Konya’daki toplam suyun yaklaşık sadece yüzde 4’ü civarı
Ancak tarımda yıllık yüzde 10 tasarruf yapmış olsak bu 500-600 milyon metre küp su yapar ki.
Sadece Konya il merkezinin 3-5 yıllık su ihtiyacını karşılar
Bakın bugün Konya bölgesinde 130 binin üzerinde su kuyusunun olduğu söyleniyor biliniyor.
Tabi bu konuda hiçbir resmi kurum hiçbir kesim bir şekilde resmi açıklama yapmıyor.
Bakın bir şey daha var.
Orta çağdan bu yana tarımla uğraşan kesim toprağı nadasa bırakmış.
Bizde de Osmanlıda nadas var.
Cumhuriyet döneminin özellikle ilk yıllarında nadas var.
(Hocamıza nadas ne demedim. Bilen biliyordur diye düşünüyorum. Benim bildiğimde kadarı ile de cahil halimle toprakta bir sonraki yıl için su biriktirmektir)
Ama geldiğimiz noktada daha çok ürün yani daha çok para adına bir yılda iki ürün peşindeyiz.
Bunu yapanlar günümüzdeki gibi susuzluk tehlikesi bile yokken niye yapmışlar?
………..
Mesela bana bu konuda bana böyle bir bilgi kaynağını sunacağını hiç tahmin etmediğim bir büyüğüm ise DÜNYADAKİ İÇMİ SUYU MİKTARI NEDİR? başlığı ile yabancı kaynaklı bir kaynak gösteriyordu.
Yazıyı iki defa baştan sona dikkatlice okudum.
Bu kaynak oldukça uzun ama belli kesimlerinde şöyle diyordu;
Gezegenimizin dörtte üçünün suyla dolu olmasına rağmen, yalnızca yüzde 3’ünden azı içilebilir, tuzsuz su. Dahası, var olan bu tatlı suyun tamamına ulaşmamız mümkün değil.
……………..
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2008 yılındaki İçilebilir Su ve Sanitasyon Raporu’na göre, dünya nüfusunun sekizde biri kadarı, yani 885 milyon kişi temiz suya erişemiyor. Her yıl, yaklaşık üç buçuk milyon kişi, güvensiz içme suyu kaynaklı hastalıklar nedeniyle ölmektedir.
…………….
Giderek büyüyen bir küresel sorun olarak, artan nüfusu beslemek için sürekli genişleyen tarım faaliyetleri nedeniyle de toprağın yüzey şekillerinin değiştirilmesi, tatlı suyun akışında büyük bir etkiye sahiptir. Bitki örtüsündeki ve topraktaki değişiklikler, yerel çevredeki tatlı suyun akışını da değiştirirken, tatlı suyun döngüsünü de etkiler. Sonuç olarak, tarıma elverişli topraklarda daha fazla tatlı su depolanır. Ama kısa vadede yarar sağlayan bu durum, uzun vadede yerel ekosistemlerin tahrip olmasıyla sonuçlanmakta, yerel tatlısu kaynaklarına ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Örneğin, Avustralya‘daki yoğun sulama faaliyetleri, sonunda toprak alanının yüzde 33’ünün salinasyon riski altında kalmasına neden olmuştur.
………………..
Kaynakça:
-Peter Gleick et al., “Encyclopedia of Climate and Weather”, Oxford University Press.
-Conservation International,”Fresh Water: The essence of life”,NHBS Environment Bookstore.
-Brian R. Moss, “Ecology of Freshwaters: Earth’s Bloodstream”, Wiley.
……………………..
Ne dersiniz?
YOKSA ERMENEK ÇAYINDAN SU MU GETİRSEK?
Gülmeyin.
Bu konuda da ciddi ciddi çalışmalar var haaa.
Demedi demeyin.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsanı, bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek içinse uyandırmak gerekir
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bazı caddelerde park yasak diye levha çakmadan insanlarımızda park yasağı kültürünün oluşmasını engellediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
cemalettin
24-01-2023 12:54abdurrahman beyi okuyunca bende bu vergi affına değinmek istedim.Bu ülkede şirketinin cirosu 10 birimken şahsi hesabından 40 birim işlem yapan insanları maliye görmezmi.kdv ödemeyen 10 milyona araba alanı bir benmi görürüm.zırt pırt af çıkıp ödeyen dürüst insanlar neden enayi yerine konur.Bu nasıl bir adalettir sistemdir.şu ülkede kayıt dışı önlense memleket isviçre olacak neden kimse bu işe bakmaz.memleketin en önemli sorunu kayıtdışılıktır.yaşayan mültecilerden kazançlara alınan satılan mallardan eğitime ilaçlardan yeme içmeye kadar herşey kayıtdışı olunca üstelik her canı sıkılan af çıkarttıkça memleket nasıl düzelecektir.
Abdurrahman
24-01-2023 11:50Su sorunu yazınıza yorum yapan kişilerin görüşlerine önemli ölçüde katılıyorum. KOP ve KOS Konya ovası sulama işi asli işiyken artık Akçeli işlerle ilgilenmekte yatırım programlarındaki ovay su getirme işleri de seçim öncesi -cek, -cak larla geçirilmektedir. 2023 yılı yatırım programına bakılınca da maalesef su getirilemeyeceği net görülmektedir. Bu arada Konya, Karaman Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray illerini içine alan bölgede kaçak kuyuları bilen tek kurum Medaş dır. DSİ su kullanım belgesi olan kuyuları bilir diğerlerini bilmez ve bir şikayet olmazsa da bilmemezlik ve görmemezlikten gelir. Bölgenin elektrik dağıtım ve tedarik şirketleri de bu durumdan fazlasıyla memnundurlar. Çünkü ruhsatsız kuyulardan sulama yapan çiftçiler tarımsal sulama tarifesinden değilde Ticarethane tarifesinden elektrik faturalarını öder bu da hem dağıtım bedeli hem de enerji bedelinin yüksek olması gereği bu şirketleri semirttikce semirtir. Sonra da siyasetin emrinde devlet millet ve bölge için çalışıyoruz görüntüsü verirler. Bu ülkenin çözülmeyecek hiç bir işi yoktur. Yeter ki ahlaklı, liyakat sahibi ve dürüst olunsun