SU YOK HAYAT YOK

2019 yılında Konya’da bulunan barajlardaki su seviyesi savakların üstündeydi.

 O yıl barajların kapakları açılmazsa taşkınlar meydana gelecek ve barajların çeperlerinde bulunan arazi ve yerleşim alanları sular altında kalacaktı.

Barajların kapakları açıldı ve taşkınların önüne geçildi.

2020 yılında da Konya’da bulunan barajlardaki su seviyesi savakların üstündeydi ve  taşkın 2019 yılında olduğu gibi gene an meselesiydi. Barajların kapakları açılarak suyun seviyesi düşürüldü.

2019-2021 yılları varlığı ve yokluğu ile su dehşetinin yaşandığı yıllar olarak tarihe kayıt düştü. Çok uzun yıllar sonra da olsa hatırlanacaktır suyun insana korku veren bu serüveni.

Barajlarımızın bugünkü durumuna da bakalım.

Bu konuya geçmeden önce bir hatırlatma yapalım.

Sıkı durun ve tüm dikkatinizle aşağıdaki satırları okuyun. Tabi su konusunda zerre miktar hassasiyetiniz varsa. Okuyacağınız satırlardan sonra sarsılacak ve bizi bekleyen tehlikenin ne kadar büyük olduğunu görecekseniz.

İlk olarak şunun bilinmesi lazım.

Konya’da bulunan barajlarda su miktarı her geçen gün azalmakta ve tükenmekte.

Bazı barajlarımızda su seviyesi Mayıs ayı sonu itibarıyla savakların 10-15 metre kadar altına düşmüş durumda. 2019 ve 2020 yılında savakların üstünde olan su seviyesi, bugün savakların 10-15 metre kadar altında.

Bu ne anlama geliyor?

Barajlardaki suyun hızla tükenmeye başladığı anlamına geliyor. Barajların her biri sahip olduğu alan ve su kapasitesinin çok altına düşmüş durumda. Kuruma ihtimali olan barajlarda var. Hatırlayanlar olacaktır 30 yıl önce şehir merkezine 20 Km. uzaklıkta olan Altınapa barajı kurumuştu. Koskoca baraj bir havuz kadar kalmıştı.

Barajlardaki suyun azalması ve tükenmesi tam olarak susuzluk demek.

İçmek ve temizlenmek için gerekli yağışların olmaması halinde önümüzdeki aylarda su sıkıntısı söz konusu olabilir.

Tarım sektörü az da olsa su bulamayabilir. Bu yıl bunun ilk sinyalleri de görüldü. Tarlalar susuz kaldı. Ekinler başak vermeden kurudu. Üretimde tarihi bir gerileme kaçınılmaz olacak. Tarım sektöründeki susuzluk üretimi miktarını milyon ton olarak aşağılara çekerken başta sektör ve paydaşları olmak üzere, daha genelde de ülke ekonomisi dara düşecek. Yokluk başlayacak.

Öte yandan sanayi sektörü de su darlığından mecburen etkilenecek. Sanayi sektöründe kullanılan suyun, elde edilen toplam suyun yüzde 11’i kadar olduğu göz önüne alındığında bu sektör için de suyun ne kadar önemli olduğu görülecektir.

Canınızı biraz daha sıkalım.

KOP bünyesinde yer alan Avşar Barajı’nda toplanan su miktarı yok denecek kadar az. Hem Avşar Barajı’nda su olsa bile taşınması an itibarıyla mümkün değil. Barajda toplanan suyun taşınabilmesi için Hadim Tünelinin tamamlanması gerekiyor. Tünel, müteahhidden kaynaklanan sorunlar nedeniyle tamamlanamıyor.

KOP bünyesinde yer alan Bozkır Barajı’nda da toplanan su da yeterli değil. Yeterli değil çünkü ülkemizin her bölgesinde barajların su tutması için beklenen yağışlar olmadı. Kışın kar, bahar aylarında da yağmur yağmadı. Yağış olmayınca barajlar neyle dolacak? Öte yandan yağış olmayınca bu yıl yer altı suyu da yeterli olmadı. Yağış olacak ki, yer altı suyu olsun. Sonuçta İlimizin bazı bölgelerinde yer altı su seviyeleri de düştü.

KOP, umudumuzdu ama olamadı.

KOP, her yıl 414 milyar metreküp su verecekti. Suya hasret topraklar, suya kavuşacaktı. 414 milyar metreküp suyun, 100 milyar metreküpü şehirde içme suyu olarak kullanılacaktı. Kalanı ile de sulu tarım yapılacaktı. Lakin bunun için kar ve yağmur gerekiyor. Yaşanan su darlığı karşısında üreticiler “Belediye KOP’dan su olmasın, o su ile biz tarlalarımızı sulayalım” diyor. Oysa şehrin de içme suyu ihtiyacı var ve kullandığımız suyun büyük kısmı halihazırda KOP’dan geliyor. Önümüzdeki aylarda KOP’dan su temini zora girerse, KOSKİ’nin elinde bulundurduğu yeraltı su kaynakları yeterli olmadığı için şehrin su ihtiyacı mecburen Altınapa Barajı’ndan karşılanacak. Altınapa’daki su şehirde yaşanacak muhtemel bir içme ve kullanma su sıkıntısına karşı tedbir amaçlı elde tutuluyor. Sıkıntı olması halinde barajdan şehre su verilecek.

Beyşehir Gölü’nden de su alamıyoruz.

Beyşehir Gölü’nden su alamadığımız için Seydişehir bölgesi için önemli gelir kaynaklarından birisi olan Suğla Depolaması bomboş kaldı. Susuzluktan kayıklar ve balıklar kıyıya vurdu. Geçmişte büyük paralar harcanarak yapılan Suğla Depolama alanı bataklık haline geldi.

Altmış yıl önce sulama amaçlı yapılan Apa Barajı ve Çarşamba Çayı aynı şekilde suya hasret hale geldi. Su olmadığı için regülasyon da tarih oldu.

Su taşıyan kanallar kurudu. Şimdi o kanallarda inekler otluyor. İnsanlar da bakıyor.

Çok ama çok acı bir gerçek..

Su yok, hayat yok.

Su olmazsa üretim olmayacak.

Su olmazsa refah olmayacak.

Su olmazsa sefalet kaderimiz olacak.

Su darlığı karşısında her şeyden önce ve ilk olarak  su israfını önlemek için harekete geçmenin tam zamanı değil mi? Hiç değilse su israfının önüne geçmek için türlü etkinlikler yapılamaz mı? Kampanyalar düzenlenerek su sorunu bütün çıplaklığı ile halka anlatılamaz mı? Ülkemizde insanların temizlik için su bulamadığı şehirler vardı. Oraya doğru gidiyoruz, haberiniz olsun.

Konuyla ilgili bakanlık,

Vilayet,

Belediyeler,

Üniversiteler,

İlgili/ilgisiz kurum ve kuruluşular,

KOP idaresi,

Vakıflar,

Dernekler,

STK’lar,

Medya kuruluşları,

Halk,

Neyi bekliyor, neyi bekliyoruz?