Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    62798.224$

Şuara Sohbeti 7

28 Kasım 2023, Salı 00:01
Pandemi süresince düşünsel etkinliğe ara vermemek adına bir ara çözüm olarakİnternet ortamında şiir tutkunu birkaç arkadaşla oluşturduğumuz Şuara Meclisinin epeydir gerçekleştiremediğimiz 7. sohbetini 25.11.2023 tarihinde birkaç hoca, avukat ve doktor arkadaşla çevrimiçi icra ettik. Her biri alanında kariyer sahibi arkadaşların sıcak gündemi meşgul eden Filistin-İsrail Çatışması başta olmak üzere Müslüman dünyasının sorunlarına değinildi. Ben de böyle bir sohbetin içeriğini heba olmaması adına kaleme aldım. Fikirler özgün olarak hocalara ait olsa da betimlemesi ve dillendirilişi bendenize aittir. 
Katılımcılar:
Necati Demir: Ali Rıza Bey çevrimiçi zum programını siz oluşturduğunuza ve katılımcıların ortak paydası siz olduğunuza göre oturum yönetmenliği görevi doğal olarak üzerinizde kalıyor.
1.Tefsir Hocası Alirıza Güneş: Hay hay sayın hocam. Belli bir gündemimiz olmamasına karşın sıcak haberler bizi ister istemez Filistin Meselesi, İsrail’in 47 gündür Gazzeyi Bombalaması üzerine yoğunlaştıracaktır. Müslümanların birlik ve beraberliğe ihtiyaçlarının olduğu şu günlerde bile birbirine cenneti haram eden dini gruplar var.
2.Avukat Erol Kıraç: II. Dünya Savaşında Gazze kıyılarında batan bir İngiliz Harp gemisindeki mühimmatın Hamas tarafından ele geçirilmesi olayının rabbimizin bir lütfu olarak algılamak gerektiğinden söz etti.
3.Felsefe Hocası Necati Demir: Latinlerin bir sözü var: Meyer Kayzerling’in dillendirdiği Logos spermatikos, zihni dölleyen söz anlamındadır. Hocaların konuşmalarından bazısı zihnimde düşünce doğumuna neden oldu ve bu metin arkadaşlardan esinlenerek bu hale geldi.
Bir dini ya da seküler grup ötekini dışardan değil de içerden seçerse başarmak, gelişmek şöyle dursun atomize olarak parçalanmak zorunda kalır. Bir dini ya da seküler grup ötekini içerden değil de hariçten seçerse başarı kendiliğinden gelir. Bu iki ilkenin tarihte pek çok örneği vardır. Mezhep çatışmaları İslam dünyasında doğmazdan önce pek çok fütühat, sonra ise sayısız ricatlar yaşanmış, 22 milyon km 2 lik coğrafya 400 bin km2 ‘ye düşecekti.
Erol Beyin anlattıklarından hareketle diyebilirim ki, evrende her varlığın olduğu gibi her hadisenin de bir görünen zarfı, kılıfı bir de mektubu, özü vardır. Canlı olarak TV Kanallarından verilen 47 günlük katliam sonucu kahredici yıkım ve insan kayıplarının can yakıcılığı karşısında Gazze halkı bir haftada pes eder kanısı hakimken günler, hatta haftalar geçtikçe durumun hiç de beklendiği gibi olmadığı aksine direnişin ölümüne arttığı görüldü. Bu da Dünyada İsrail aleyhine, Filistinlilerin lehine bir kamuoyu oluşturdu. Özellikle hastanelerdeki çocukların, kadınların gerek kanserli hastaların gerek prematüre bebeklerin solunum cihazlarına elektrik üreten jeneratörlerin bombalanması İsrail’in kendini koruma gerekçesinin meşruiyetini yerle bir etti. İsrail de bombardımanını tez zamanda bitmesi için Hamasın pes etmesini bekliyordu. Ama hasım çetin ceviz çıkınca dünya kamuoyu aleyhine dönüştü.
İşin bir yanı bu olmasına karşın biz Müslümanlar kendi topraklarımız içinde İsrail’in ezdiği, üzdüğü, hapsettiği, sürgün ya da tehcir ettiği bu kötü duruma neden düştük? Düşmeden önce düşünseydik, neden düştük diye düşünmeyecektik. Eğer düşmek mukadderse düşünerek düşelim. Çünkü düşünerek düşenler ayakları, düşünmeden düşenlerse başları üzerine düşer. Duruma bakılırsa İsraillillerin fanatik grubunun benimsediği Tanah’a göre Yahudi olmayanların çocuklarına kadar öldürün emrini bunların uygulayabilecekleri önceden düşünülüp tedbirler alınmalıydı. Demek ki, bir yerde ihmalimiz, hatamız, suçumuz gözardı edilemez. Ne zaman oldu? Hangi İslam devletleri bu gafleti gösterdiler, bunun bulunması ve bir daha olmamasına özen gösterilmelidir. Bu elim sonuç bir iki hata ile oluşan bir durum değil, defatle yapılmış suçlara başlıdır. Bir insan ya da toplum üç hatayı yaparsa, ilki kaza, 2.si hata üçüncüsü ise kasıtlıdır. Buran çıkacak iki seçeneğin biri ihanet diğeri de gaflet ya da ahmaklıktır.
4.Dr. İsmail Çelik: Doğu toplumları olay, batı toplumları proje analizleriyle meşgul oluyor. Rönesans döneminden beri Batılılar dinlerini ve kültürlerini bildikleri dünyanın neresinde hangi imkan ve fırsatlar vardır, kullanabilecekleri hangi toplumların bulunduğunu bilip için proje bazlı çabalar gösteriyorlar. Max Weber de doğu toplumlarının olay ve olguların ayrıntıya girmeden genel vasıflarını incelemeye almalarına karşın Batı toplumları en ince ayrıntıya kadar niceliksel anlamda araştırmalar yaparlar. Aklın İdaresi İçin Kurallar isimli eserinde Descartes’ın ilmi felsefi  araştırma için dört kuraldan söz eder: 1. Apaçıklık Kuralı: Açık ve seçik ortaya koymadığım hiçbir şeyi doğru kabul etmeyeceğim. 2.Analiz (Tahlil) Kuralı: Ele aldığım konu ya da olguları olabildiğince en küçük parçalarına kadar böleceğim. 3.Sentez Kuralı: Bu parçalardan tutarlı bir terkip oluşturacağım. 4.Sayış Kuralı: Bu üç işlemi yaptıktan sonra geriye dönüp defatle sayıp gözden geçireceğim. Doğu toplumlar kendi coğrafyalarına bile yabancı oldukları için ancak batılıların yaptıkları, gerçekleştirdikleri müspet ve menfi eylemler üzerinde tanım ve yorum bazlı çabalar yapmakla meşguller. Çünkü düşünce söze, söz eyleme dönüşmedikçe hiçbir şey sağlıklı olarak gerçekleşmiyor.
5.Tarih Hocası Hasan Bey: Biz şu aşamada batılıların saldırılarına onurlu ve ayakları yere basan bir meydan okuma evresinde değil isek de bunu gerçekleştirecek Türkiye’den başka bir devletin, toplumun olacağıihtimali de gözükmüyor. Çünkü dünya Müslümanları dünyevi iktidarı, en son bizim coğrafyamızda (Anadolu’da) oluşturdu, yine bizim coğrafyada yitirdi. Yitik kaybedildiği yere aranır, El-Ezher’de halife aramak abesle iştigaldir. Yıkılma nerde olmuşsa kalkış da orda, yitik nerdede kaybedilmişse orda aranacaktır.  
6.Kelam Hocası Hulusi Arslan: Evrensel, dini, felsefi ve ilmi gerçeklere dikkat edeceğiz. Dini, mezhebin, tarikatin, dini gruplara hapsetmemeliyiz. Düşünsel alanda derinleşmeden yapılacak olan eylemler başarısızlığa mahkum olur. Günümüzde bile hala Yemende Müslümanlar mezhep savaşı yapıyorlar. Bu nedenle önce evrensel gerçeklikler çerçevesinde yeniden bir düşünsel ve kalbi arınma çabasına girilecek, sonrasında proje evresine geçilecektir.
7.Tefsir Hocası Hüseyin Çelik: Geçmişlerine Kur’andan bakılacak olursa Yahudilerin bir bölümü aşırı şiddet yanlısı bir bölümü de mülayemetten yana tutum izledikleri görülür. İsrail Hükumeti Gazzeyi acımasızca bombalarken İsrail’de belli bir grubu da hükumetlerinin yaptığı vahşete karşı çıkan protesto gösterileri yapmaktadırlar. Buradan şu sonuç çıkarılabilir. İleri görüşlülükle sosyal hadiselerin nerede ne zaman hangi yöne evrileceği bilinmeyeceği için her türlü ihtimalde ayakta kalmanın bir yolunu denedikleri düşünülebilir. Siyaset biliminin söylemiyle “muhalefeti de iktidarı da kendi içlerinden çıkarabilen dinamik bir metafizik ülke profili çizdikleri düşünülebilir.  
8. Necati Demir: Grubumuzun adının hakkı için iki arkadaşımız Avukat Sezai Çiçek ve Dr. İsmail Çelik birer şiir paylaştılar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. 
9.Dinleyici konumdaki Tekin Özsoy Hoca: Ben konuşmacı olarak değil dinleyici olarak bu toplantıya katılacağım değerli öğrencim Ali Rıza Beye belirtmiştim. Hepinize teşekkür edip sağlık ve esenlikler diliyor ve mazlum coğrafyalarımızın kurtulmaları için dua ediyorum. 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Ali Rıza Güneş
    02-12-2023 20:11

    Kaleminizi sağlık Değerli Hocam! Milletin derdiyle dertlenenlere de selam olsun!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.