SURUÇ ÜZERİNE YA DA KİRLİ TEZGÂH
16 Eylül 2015, Çarşamba 00:00“Adice sinsice tamamen ülkenin birlik ve bütünlüğüne yönelik günler öncesi hazırlanmış bir provokasyon ve sonuçları ortada. Olan Türkiye'ye, olan masum gençlere, olan bizim halkımıza oluyor. Sosyal medyadanda takip ediyorum gelişmeleri, açık seçik ve net bir şekilde tamamen PKK’nın hain kirli kanlı parmağı var. Fakat öyle bir kurgulanma yapılıyor ki, ışid süsü verilerek tüm olayın sorumluluğunu, baştaSayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükümetin üstüne yıkmak istenilen adice bir hesaplaşma planı ve bu planın kurbanları da özellikle seçilen ve ses getirecek olan sosyalist gençler. Dikkat edin bilhassa seçilmiş bu gençler. Çağıranlar kim peki? Hdp'nin girişimleri ile dhkp/c ve MarksistLeninistodaklar/mahfiller. Peki ne istiyorlar nasıl bir talimat bu? Hani dağdaki bitliler ateşkesi bozacağız teraneleri yaptılar ya? Saldırmak için de bir kılıf gerekti. Nasıl olacaktı bu? Hdp/ PKK’nın meclisteki kravatlı hali değil mi? hdp’nin çağrısı ile bu sol grupların girişimi ile gençler ayarlandı masum çocuklar getirildi tezgâha, bunlar kobaniye geçip çocuklara oyuncak vs.götüreceklermiş. İşin içinde bir de kobani faktörü var. Yani öyle bir kurgu ki her yönüyle hem ses getirecek hem de bildiğiniz gibi onlar için bir kurtuluş sembolüne dönüştürülme yolunda ilerletiliyor Kobani. Binlerce ajanın kol gezdiği doğu ve güneydoğuda PKK tamamen kendi kontrolüne alma uğraşı veriyor bölgeyi çünkü tam bir taşeron örgüt. Bir dikkat çekici daha ayrıntı twetter'dan ki; patlamadan bir-iki dakika sonra malum ODTÜ'de hazır bir pankart(Suruç’ta katliam var denilen) ve arkasında yürüyen meşhur yoldaşlar! Her şey ne kadar tesadüf değil mi? Ve Suruç ta hiç bir hdp li vekil yokmuş, aynı vekiller biliyorsunuz hani şu cinsiyet bozukluğuna özgürlük diyenlerin yanında yer alıyorlardı, İstanbul’da. Diyeceğim bu Kürtekâbir takımı asla ülkenin birliğinden yana değiller. Ne kadar iyi niyet göster iyi yaklaşım sergile her şeyde suçlanan ya hükümet ya Cumhurbaşkanı oluyor. Birileri sürekli kaşıyor eşiyor kanatıyor yarayı kangrenleştiriyor, birileride bıyık altından seyredip kan gölünden nemalanmaya çalışıyor, denilmiyorki; eğer bu ülke bizimse gelin ortak bir deklarasyon yayınlansın o bile yok, çünkü ülke sevgisi yok. Çünkü bu katiller asla "çırpınırdı Karadeniz bakıp türkün bayrağına" marşını(sözlerini dinlemezler düşmandırlar ona)....Sazın notasından anlayanlar Türkiye'nin notasından anlamayacak kadar kör sağır ve dilsizdirler, çünkü onlar PKK’nınmeclistekiprovokatör kravatlı temsilcileridir, çünkü onlar Ülke düşmanı bölücülerdir.....Onlar Türkiye'nin ayakta kalmasını gerçek gücüne ulaşmasını istememekte "ABD- İsrail- Almanya" endeksli bir maşadırlar. Onlara oy verip bunuda gerine gerine facebook'ta paylaşıp vicdanı sızlamayanlar utansın.”….
Demiş, bu düşüncelerimi hadiseden sonra facebook’ta paylaşmıştım.Tabiki bu sözlerin bazılarına ağır geleceğini bildiğim için, mutlaka cevap verileceğini biliyordum, tam da düşündüğüm noktadayken yıllarını İsveç’te geçiren bir gurbetçiden şu aşağıda kısa notu aldım….
Aynen şöyle diyordu:” ya siz bilemiyorsunuz bombayı Demirtaş koydu!”…
Elbette bu söz hem bir sitem, biraz dalga geçme, birazda içindeki hezeyanları dışarıya boşaltmaydı. Belli ki bu ifadeler ağır geliyordu kendisine. Belli ki kendisine göre düşündükleri farklı şeylerdi. Bende biliyordum herkesin her bir şeye bakış açılarının farklı olduğunu, âmâ bilinen bir şey vardı ortada ve onlarca kişi bir bomba olayı ile hayatlarını değiştirmişlerdi… Gerçi Türkiye’de insan hayatının tavuk kadar kıymet ifade etmediğini bilmekteydik. Ölen ölürdü kalan sağlar bizimdi. Ölenle de ölmek olmazdı, nasılsa. Fakat şunu düşünmeliydik her şekilde, Ölen insandı ama elimizden kayıp giden gerçekte ölen insanlıktı. İnsanlıköldü mü geriye ne kalacaktı ki. Bizi biz yapan değerler manzumesi içerisinde insanlığımızı kaybettiğimizde debirçok şeyide birlikte kaybedeceğimizide bilmeli ve aklımızla hareket edip ruhun dinginliğinde vicdanımızı sorgulamalıydık. Âmâyapamadık, yaptırmadılar. Bu yazıyı önceden hazırlamıştım. Burada yayınlamak için hazırlık yaparken bir taraftan da, sosyal medyayı takip ediyordum ve gördüğüm en ilginç manzara barış, barış elçisi diye şişirilen saz ustasının tatil keyfini düşmüşlerdi twetter’a tabi yazılanları burada bahisetmiyorum. Diyeceğim şu ki; Birileri vatan millet Sakarya nutukları ile bölünmeden ayrılmadan bağımsızlıktan falan söz edip taşeronluğa soyunurken hatta keyf çatarken, Kürt anasının kandırılmış ve ya da dağa kaçırılmış belki de gönüllü gitmiş çocukları hangi dava uğruna öldüklerini bilmiyorlardı. Hani şu sokakta bizim askerimize polisimize taş atan çocuklara, ne biliyim onların ana babalarına, inanın neden yaptıklarını size izah edemezler, diyemezler ki; ben Kürt’üm ayrılık istiyorum ayrı devlette yaşamak istiyorum, ben emininki böyle dahi düşünmezler. Âmâ batılı laikçi kürtçü ateist kadro bu gençlerin hayatlarını koparmaya devam ediyorlar, tatil keyfini çıkarmaya çalışıyorlar, çocuklarını en iyi yabancı okullarda okutarak…
Velhasıl uzatmadan size vermiş olduğum cevabi yazımı da aktarayım da fazla kafanızı şişirmeyim, diyerek noktalıyorum. Şöyleydi yazdıklarım.
“Osman Beykardeş, sizi az çok tanıyorum uzaktan da olsa. Sempati duyduğun şeyleri de yıllarca İsveç sosyalizminin egemen olduğu bir coğrafyada yaşadınız. Türkiye ile İsveç arasındaki ilişkiler eskilere dayanır. Krallarının ülkemize sığınması ve güzel muamele görmesi vs. Kime karşıydı bu Çarlık Rusya’sınakarşı. Şimdi siz eğer düşünce olarak İsveç’te öngörülen yasal uygulamaları ve insan haklarını bildiğinizden aynısını demokratik çerçevede bizim ülkemizde uygulamaya kalkışsanız ve bugünkü ayrımcılığa soyunanları buyur etseniz bile, ne bunlar ona yanaşır ne de üst akıl abileri izin verir. Size göre hatta bize göre bu ülke evet hepimize yeter. Âmâ eğer göz göre bölücülük tehdit anarşi hortlatılıyor ve yıkıcı eylemler devam ediyorsa bu bildiğin isveçte'de herhalde kabul görmez. Biz maalesef Stockholm sendromuna yakalanmış bir toplum olduk. Katilimizeâşıkolduk. Göz göre cici çocuk selo ki; bebek katili apo'nun varisi iyide saz çalar, âmâ çaldığı notalar nedense hep tehdit ve bölücülük içeriyor. Eğer bunlar hdp olarak teröre karşı olduklarını resmen beyan edip İmralı-kandil değil biz çözeceğiz diye direnselerdi Türkiye'yi kucaklayan söylemlerde bulunsalardı bu kadar huzur bozucu eylemin fitilini yakmasalardı Suruç diye bir olay mıolurdu. Daha bizim bilmediğimiz çok şeyler var. Sizin bakış açınız evet Demirtaş’tan yana anlıyorum. Diyorsunuzki; dalga geçer gibi “ya siz bilemiyorsunuz bombayı Demirtaşkoydu! “…bende diyorum ki; kardeş, kendisine sempati duyan bunca adamı varken, ona sempatibesleyen, empati kuran, Stockholm sendromuna tutulmuş, cici çocuk selo niye elini kirletsin ki? Nasılsa bu işi başarı ile yerine getiren dağda kırda bayırda adamları var, değil mi yani? Her ne kadar sizi uzaktan tanısam da büyüğüm olarak, selamlarımıiletirim. Hayırlıakşamlar... Dedim ve bu cevaptan sonra facebook’tan arkadaşlığın silindiğini gördüm.
Yusuf Erdoğan
Formun Üstü
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.