SUYU ARAYAN ADAM: PROF.DR.BAYRAM SADE
27 Ocak 2020, Pazartesi 08:46“Bir rektörün tarım sektörüne katkıları” başlıklı yazıyı 08 Ocak 2020’de yazmıştık.
O yazının üzerinden 21 gün geçmiş.
Söz konusu yazıyı okuyanlar belki hatırlayabilir. Merak edenler de o yazıyı gazetemizin internet sayfasında okuyabilirler. Dolayısıyla bugünkü yazının sebep ve önem daha iyi anlaşılır.
KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Bayram Sade’den Tarım Sektörü’nün içinde bulunduğu sorunları değerlendirmesini istemiştik. Hoca bize telefonda cevap vermek yerine “Acele etme. Bu basit bir konu değil. Oturup detaylı bir hazırlık yapmam lazım.” demişti. Sonunda Bayram Hoca bize 3 sayfa olarak hazırladığı bilgileri gönderdi. İlk sayfa bilgilerde “Konya ilinde bitkisel üretim ile ilgili değerlendirmeler” yer alıyordu.
Hoca’nın bu konudaki tespit ve değerlendirmelerini, 08 Ocak 2020’de yazdık.
Bunu neden söylüyorum: Yazı umduğumuzun üzerinde ilgi gördü.
Çünkü Prof.Dr.Bayram Sade bir bilim insanı olarak tarafsız ve objektif değerlendirmeler yaparken,tarım sektöründe spekülatif amaçlı bir takım yalan, yanlış ve maksatlı bilgileri çürütmüştü.Mesela, Türkiye’de tarım sektörünün hala çok güçlü olduğunu, son 15 yılda ekim alanlarının iddia edildiği gibi daralmadığını, ürün çeşitliliğinin arttığını ve alternatif ürünlerin ülke ekonomisine çok ciddi katkı sağladığını rakamlarla ortaya koymuştu.
Konya bölgesinde dane ve silajlık mısır üretiminin mimarı olan ve bu yüzden bölge çiftçileri tarafından kendisine “Mısırın babası” ünvanı verilen Prof.Dr.Bayram Sade, KTO Karatay Üniversitesi’ni rektör olarak başarıdan başarıya koştururken bir ziraat profesörü olarak da bölge çiftçisine önderlik ve öncülük yapıyor.Bizim 08 Ocak 2020’deki yazımızın özeti, öznesi böyle.
O yazıyı bitirirken uygun bir zamanda KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Bayram Sade’nin, giderek önemli bir sorun haline gelen tarımsal sulama ile ilgili öngörü ve değerlendirmelerini de yazacağımızı söylemiştik.
Noktasına, virgülüne dahi dokunmadan Hoca’nın tarımsal sulamayla ilgili öngörü ve değerlendirmelerini üzerine herhangi bir yorum yapmadan sizlerle paylaşmak istiyorum.. Çünkü yoruma gerek bırakmayan bir bakış acısı var ortada.
“Konya Ovası Havzası (Konya,Karaman,Aksaray, ve Niğde illerinden oluşmakta ve KOP Bölgesi olarak bilinmektedir. Bu bölgede 3 milyon hektar tarım arazisi bulunmaktadır. Bu tarım arazilerinin su ihtiyacı 15 milyar metreküp olup, elverişli su miktarı (yer altı+ yer üstü) ise 5 milyar metreküptür. Halen bölgede 1.1 milyon hektar alan sulanmaktadır. (Mavi tünelle gelecek su da dahil) Buna göre bölgenin yaklaşık 2/3’ünde kuru tarım uygulanmaktadır.KOP kapsamında halen.
Bağbaşı barajı, mavi tünel, ahi kanalı, Hotamış depolaması ( Hotamış depolaması eski göl yatağına doğal zemine yapılmış olup, KOP’tan gelen sular d epolanmadığından özellikle kış aylarında sızma ile yer altı su seviyesnin yükselmesi sağlanacaktır.) tamamlanmış, içme suyu hattı ve arıtma tesisi bitirilmiş ve Konya ilinde 100 milyon metreküp içme suyu verilmeye başlanmıştır. (Böylelikle büyük ölçüde yer altından çekilerek sağlanan içme suyunun, bu yolla temini çekimi durdurulmuştur.) Halen Avşar ve Boskır barajları büyük ölçüde tamamlanmakla birlikte, Hadim Barajı tamamlanamadığından henüz 314 milyon metreküp civarında su ovaya akıp, tarımda kullanılamamaktadır. Beyşehir Gölü üzerindeki yükü hafifletecek önemli projeler uygulanmıştır. Yılmaz Muslu barajında toplanan Akdeniz’e giden sular Derebucak Derivasyonu ile Beyşehir Gölü’ne aktarılmakta, bu yolla göle yıllık 180 milyon metreküp su akıtılmaktadır. Yine Suğla Depolamasındaki çalışmalar ile depolanan su miktarı artmış, böylmece Beyşehir Gölü’nden çekim ihtiyacı azalmıştır.Havza dışından iki su getirme seçeneği DSİ tarafından fizibil bulunmuştur. Biri Ermenek çayından mavi tünel aracılığı ile gelecek su, diğeri Manavgat havzasındtan Aksudan Beyşehir gölüne gelecek su. Bu iki yolla yaklaşık 650 milyon metreküp su gelebilecek olup, ovada tarımsal üretimde önemli artışlar sağlayacaktır. Bir an önce planlamaların tamamlanması, projelendirilmesi ve yadtırım planlarına alınması gerekmektedir. Henüz DSİ tarafından bir fiztibil çalışması yapılmamış ancak KOP BKİ tarafından fizibil bulunan bir diğer su getirme yolu ise, Kızılırmak Kesik köprüden alınacak suyun, Kulu civarında depolanması (Kış aylarından yararlanma) ve Konya’nın kuzeyinde tarımın hizmetine 250 milyon metreküp civarında suyun tarımın hizmetine sunulmasıdır. Bu proje ilgi vie sahiplenme beklemekte olup, Konya’nın kuzeyi için şimdilik tek su getirme projesi olarak görünmektedir. Bu projeler uygulamaya konulduktan sonra günün teknoloji de dikkate alınarak Havza dışından su getirme projeleri üzerinde durulabilir. Bu arada yer altı sulama (YAS) Kooperatiflerinin sulama sahalarında alt yapının rehabilitasyonu kapalı sisteme geçilmesi ile ilgili başlatılan çalışmaların 1/3’ tamamlanmış olup, kalanının tamamlanması su kayıplarının önlenmesi için hayati öneme haizdir. Sulama Birliklerinin (YÜS) alanlarınnda rehabilitasyon ve kapalı sisteme geçişi ile ilgili sınırlı sayıdta proje uygulanmakta olup, büyük kütledte sistem eskimiş su kaybı çoık yüksek düzeydedir, sistem gözden geçirilip, eksiklikler giderilerek çalışmalar hızlandırılmalıdır. Öte yandan arazi toplulaştırmasının sulanan alanlarda uygulanması sudan d aha ekonomik yararlanma açısından hayati öneme haizdir. Yine Damla Sulama suyun tasarruflu kullanımı maçısından önemili olup, bir ileri safhası toprak altı damla sulama sistemine geçiş için çalışmalar yapılmalı, teşvikler verilmeli, yerli teknoloji devreye girmeli, böylece sistem ucuzlatılmalıdır. Bitki su tüketimi de dikkate alınarak sulama yapılması yönünde eğitim çalışmaları yapılarak su israfının önüne geçilmelidir.. Ekim nöbeti özendirilmelidir. Üst üste aynı türü ekenlere teşvik verilmemesi önemli olmakla birlikte, başka tedbirler de devreye sokulmalıdır.”
KTO Karatay Ünriversitesi Rektörü Prof.Dr.Bayram Sade, “tarlayı, suyu, bitkiyi bilen ve bölgenin çiftileri ile dertlenen yerelden bir bilim adamı ve rektör olmasaydı, bunları dert edinir miydi?” diye sormak lazım.
Prof.Dr.Bayram Sade bazı maksatlı çevrelerin “Bu iktidar çiftçiyi bitirdi” eleştirilerine de hazırladığı bir tablo ile tokat gibi bir cevap veriyor.
İşte Hoca’nın hazırladığı 2004-2018 yılları arasında tarım sektörünün mukayeseli tablosu.
Bitki Türü | 2004 | 2018 | ||||
Ekim Alanı (ha) | Üretim (ton) | Verim (kg/da) | Ekim Alanı (ha) | Üretim (ton) | Verim (kg/da) | |
Buğday | 705.000 | 1.500.000 | 193 | 679.000 | 2.000.000 | 300 |
Mısır (danelik) | 11.500 | 76.000 | 666 | 107.000 | 1.200.000 | 1028 |
Mısır (silajlık) | 4.950 | 232.000 | 4692 | 30.700 | 1.823.000 | 5925 |
Ayçiçeği | 5.900 | 7.500 | 127 | 73.000 | 300.000 | 408 |
Patates | 5.600 | 134.000 | 2412 | 15.000 | 611.000 | 4126 |
Şeker Pancarı | 55.000 | 2.754.000 | 4970 | 73.000 | 5.079.00 | 6944 |
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.