Şüyuunu Umursayan pek de olmuyor , peki ya vukuunu sorgulayan?
20 Eylül 2023, Çarşamba 00:07Demirel..rahmetli yıllar önce Konya’nın bir ilçesinde mitingdedir. Yaptıklarını anlatırken bir hemşerimiz bağırır “bubayın parasıynan mı yaptın” Hazırcevaplığı meşhurdur rahmetlinin, yapıştırır cevabı “bubamın parasıynan yapmadım, yetmezdi bubamın parası, senin bubayın parası da yetmezdi, milletin parasıynan yaptım ama ben yaptım, öncekiler yapmamışlardı”
Bu topraklara kim babasının parasıyla yapmadığını bilerek saçıp savurmadan bir şey yaptıysa Allah razı olsun. Akçalı işlerde söylenir ya “şüyuu vukuundan beter” Pek geçerli değil sanki. Bu hükümet en uzun süre iktidarda kalan kadrolar olduğu için rahatlıkla “daha öncekiler yapmamıştı, biz yaptık” diyebilir. 20 yılda bitmeyen Bolu Tüneli’nden başlayarak sayısız eser ortaya koyuldu. Elbette şüyuu çok konuşuluyor bazı şeylerin ama tam açıklama olmayınca bugüne de has değil Cumhuriyet tarihimizde vukuu meçhul kalabiliyor kimi zaman Meclis oylarıyla, kimi zaman başka yöntemlerle. Görüşüm artık maalesef devletten az yardım alanın çok yardım alanı, az ihale alanın çok ihale alanı kıskandığı, herkesin kendi tarafının şüyuularının vukuu olup olmadığının araştırılmadan geçiştirildiği ki demokrasi demişsek Devlet sırrı, Belediye sırrı demeden her şeyin açıkca paylaşılması gerektiği.
26 Ocak 1928-Eski Bahriye Nazırı İhsan Eryavuz Yavuz zırhlısı onarımı nedeniyle Yüce Divan’a gönderilir ve ceza alır. Eski Ticaret Bakanı Ali Cenani un ve zahire fiyat dengesi için tahsis edilen para nedeniyle Yüce Divan’da ceza alır. 1929 tarihinde Mahmut Muhtar Paşa ceza alan bir diğer siyasidir. Aslında Cumhuriyeti kuran kadrolar gerçekten de aklanıp gelme yöntemini seçmişler. 1938- İlk ortaya atıldığında örtbas edilmeye çalışılsa da Ekrem Konig olayı yaşanır. Evrak sahteciliğiyle Kanada’ya Türkiye adına uçak siparişi ve bu uçakların iç savaşta İspanyol milliyetçilerine gönderilmesi şüyuu ile açılır soruşturma, tahkikatın selameti için Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp istifa eder, Dışişleri Müsteşarı görevden alınır, hatta olaya karışanlara pasaport temininde adı geçen İçişleri Bakanı Şükrü Kaya hükümetten uzaklaştırılır, Ekrem Konig ceza alır. 1946 yılına geliyorum, Tekel Genel Müdürlüğü’nün Brezilya’dan kahve alımında usulsüzlük iddiası ortaya atılır ve Bakan Suat Hayri Ürgüplü “teftiş heyetinin sağlıklı çalışması için Bakanlıktan istifa ediyorum, beni Yüce Divan’da yargılayın” açıklamasıyla istifa eder, kimse de nereye demez, aklanır ve daha sonra siyasete devam eder. 1960 Darbesi ile Eskişehir-Ankara yolunda yakalanan Adnan Menderes’in uçaklar dolusu altınla kaçarken yakalandığı açıklamaları yapılır, hatta çok davadan malum haksız cezaya çarptırılır ama gerekçe bellidir aslında ve Salim Başol açıklamıştır daha savunma aşamasında “sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” 1980 sonrası 1978 Ecevit Hükümeti Bakanlarından Hilmi İşgüzar 9 yıl 8 ay .Şerafettin Elçi 2 yıl 4 ay , Tuncay Mataracı 36 yıl hapis cezası alırlar. Turgut Özal hükümetinin Yüce Divan’da ceza alan Bakanı İsmail Özdağlar’dır. Demirel ve Mesut Yılmaz Hükümetleri Bakanı Yaşar Topçu ile Özal Hükümeti Bakanı Güneş Taner dava sürerken Rahşan affı ile rahatlayan siyasiler. Mesut Yılmaz Hükümeti Bakanlarından Cumhur Ersümer Yüce Divan’da ceza alan siyasilerden. Mesut Yılmaz Başbakanlığı döneminde Türkbank halesine fesat karıştırma iddiasıyla Yüce Divan’da yargılandı ancak şartlı salıverilme ile affa uğradı. Çoğu Yüce Divan yargılaması görüldüğü gibi hükümetten veya Bakanlıktan düştükten sonra kadük kalan dosyaların açılmasıyla araştırılabilmiş. Elbette 2000 öncesi liderlerin mal varlığı gibi TBMM uzlaşmasıyla ortadan kalkan iddialar da var, Ercan Vuralhan gibi bir çok iddiaya rağmen Mecliste gensoru reddedilmesiyle aklanıveren veya Yüce Divan’a sevki bile söz konusu olmadan üzeri örtülen siyasetciler ve vukuu araştırılmayan şüyuular. Demirel, Özal döneminin yolsuzluklarını soracağını hep açıklayan bir siyasiydi, hatta Başbakanlığı döneminde Özal’ın yolsuzluk dosyalarının üzerini örttüğünü ve 10 ANAP Bakanını Yüce Divan’a göndereceğini de açıklamıştı, sonra..sonrası yok.
Günümüzde de şüyuular hiç eksik değil. Devlete iş yapan müteahhit gruplara çeşitli lakaplarla eleştiriler, hesap sorulacağı söylemleri de öyle. Bir Yusufeli Barajını yapacak kaç firmamız var, bu firmaların aldıkları ihaleler özel şartlı mı, siyasiler devlet parasını itinayla mı harcıyor bunlar demokrasilerde bilmemiz gereken konular ama tam açıklandığı söylenemez. Aldıkları ihalelerin gereğini yerine getiriyorlar ama. Böyle gelmiş böyle gitmemeli de dün de unutulmamalı. Bir Demirel olayını Fatih Altaylı’nın Aralık 2000 tarihli yazısından aktarmak istiyorum böyleleri de olmuş diyerek. Elbette kötü örnek örnek olamaz da görelim bakalım neler olmuş. Ayaş Tüneli . Neredeyse son 30 yıldır gündemde. Devlet milyar dolar döktü. Zannediyorduk ki Ankara- İstanbul hızlı tren yolunun olmazsa olmazı. Demirel Cumhurbaşkanı olunca Sn Altaylı “bu proje artık bitmez “anlamında bir yazı yazar ve akabinde TCDD Genel Müdürlüğü’ne davet edilir. Önüne bir avam proje konulur, projede inşaası devam eden tek yer Ayaş Tünelidir. Altaylı’ya bilgi verilir adımızı yazmayın ekmeğimizle oynamayın denilerek. Proje uygulanamaz projedir, çok pahalıdır, fay hattındadır. Habire ödenek çıkarılıp yapımı süren Ayaş Tüneli olmayacak bir projenin parçasıdır ve hatta başkaca iş de yapılmamaktadır. Nedeni açıklarlar “projeyi yapan firma ile Demirel yakınlığı” . Günümüzde Ankara-İstanbul hızlı treni çalışıyor, Ayaş Tüneli de orada duruyor, 2000 yılında dedikleri gibi çoban kardeşlerimiz koyunları gölgede saklıyorlardır belki de şimdi de çökmemesi için para harcanıyor. O günlerde ne bu müteahhite ne de Sn. Demirel’e yakıştırmalar yapılmamış, şirket yoluna devam etmiş Demirel de Cumhurbaşkanı olmuş.
Arşiv affetmez. Devletin her kuruşu milletindir ve baba parası gibi harcanamaz. İster Merkezi ister yerel idare olsun her şey şeffaf olmalı, demokrasinin gereği budur. Tarih. yıllar geçse de Suat Hayri Ürgüplü gibi kendi isteğiyle Yüce Divana gidip aklananları da, oy çokluğuyla sözde aklananları da, korunanları da kayda geçirir. Bir de bu Dünyanın ötesi var. Saygıyla.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
ahmet öztemel
23-09-2023 01:05S. Kalaycı, katkınız için teşekkürler
Bülent Kalaycı
22-09-2023 12:01Bu gün yapılan usulsüzlükler Tayyip bey hakkın rahmetine ulaşmadan açıklanamaz.Adalet yok. Hiçbir savcı dosya hazirliyamiyor. Adalet olmayan ülkede din yoktur. Dinsizler her şeyi mubah sayar. Seçim öncesi yapılan bir çok iddiaya tek bir cevap verilmedi dava açılmadı. Yazınız çok güzel ama yolsuzluk sıralamasında sampiyonuz