TARİH (6)
06 Ocak 2017, Cuma 07:37Misaller çoğaltılabilir. Tekrar ediyorum; Çok okuyan, araştıran bir millet olmadığımız için, bu gerçekleri bilmeyen kimseler, Batılıların propagandasına kapılıp, dedeleri aleyhine kötü bir kanaate sahip olabiliyorlar.
Ama elhamdülillah son zamanlarda okuyan, araştıran, târihini soruşturan, dedelerini tanımaya çalışan bir gençlik yetişmekte, Osmanlı târihine ilgi uyanmaktadır. Bundan dolayı Sir Eliot Çharles’in (1862-1931) dediği; “Türkler târihte yine mühim roller oynayacaklardır.”(1) Kanaati bizde de oluşmaya başladı ve son on beş yıldaki seyir bizdeki bu kanaati güçlendirmektedir inşallah.
Târih ne zaferlerle övünmek, ne de yenilgilerle dövünmek için değil, ama ibret almak için mutlaka okunmalı ve öğrenilmeli. Fakat millet olarak bizim bir dezavantajımız; târihle ilgi ve alakamızın bilinçli olarak kesilmesidir. İngiliz asıllı Bernard Levis şöyle demiştir: “Batı ülkelerinde bir lise öğrencisi eski metinleri okur ve anlar. Siz bir harf devrimi yaptınız, eski metinler kütüphânelerde kaldı.”
Yine Arap âleminin en güçlü yazarlarından olan Mevlânâ Ebü’l-Hasan en-Nedvî’de (1914-1999) aynı şeyi söylüyor ve Türk gençliğine şöyle vasiyet ediyor: “Gençlerinize târih şuurunu vermeyi ihmal etmeyiniz. Çünkü Cenâb-ı Hak, sizin târihinize o kadar ihtişâmlı bir zenginlik lütfetmiş ki, Sahâbe-i kiram’dan sonra hiçbir milletin târihi sizin mâziniz kadar şan ve şerefle dolup taşmamıştır.
Gençleriniz târihin o şerefli sahifelerini mütalâa ederken, ruhlarına o büyük savaşlardan hamaset rüzgârlarının estiğini göreceklerdir. İslâm’ın nur ve irfanını dünyanın en ücra köşelerine yayan büyük atalarınızın fütuhatını gördükçe, onlardaki kudret ve cesâretin, siyâset ve basiretin, merhamet ve adâletin asaletine hayran olacaklardır. Onlar gibi büyük insan olmağa hazırlanacaklardır. Zira büyük işleri büyük insanların muvaffakıyete erdirmesi gibi büyük hareketler de büyük ruhların eseridir...”(2)
Yahya Kemal Beyatlı İspanya Büyükelçisi iken İspanya Kralı 13. Alfons sık sık yanına alır ava götürür ve kendi devlet ricaline de: “Ben de böyle sefir isterim, bu Türk sefiri gibi İspanya sefiri isterim. Bütün Türk târihi bu sefirin başının içinde, vatanının aşkı da kalbinde” dermiş. Bu zat Müttefik devletlerin Çanakkale Boğazını geçemeyeceklerini de Yahya Kemal’e müjdelemiş hakikaten geçemediler.(3)
Haşmetmeab! Keşke bütün elçilerimiz, bütün bürokratlarımız senin övdüğün o Osmanlı bakıyyesi şâir gibi olsalardı, bu milletin sırtı yere mi gelirdi? Türk milleti bu hale düşer, her şeyde, her hususta Batılıya muhtaç olup, onlardan yani târihî hasımlarından medet mi umardı? 50 Cente muhtaç olup, parası dünya paraları içinde en değersiz duruma mı düşerdi? Bir ibretli misal daha verip bu bahsi kapatalım:
Zigetvar kalesi kuşatması esnasında vefat eden Kanûnî’nin iç organlarının gömüldüğü yere bir türbe yapılmış idi. Macarlar 1980 yılında bu türbeyi Turgut Censever’e restore ettirdiler ve bizim yapmadığımızı yapıp dev bir Kanûnî heykelini Zigetvar sahrasının ortasına diktirdiler.
İşte Osmanlının büyüklüğü ve azameti burada. Düşünebilir miyiz bir ordu bir memleketi fethetmeye varıyor ve o memleketin insanları o ordunun başkomutanının devasa heykelini savaş meydanına dikiyor ve kitâbesine sitayişkâr sözler yazıyor. Osmanlı müstevli bir ordu olsa, her tarafı yakıp yıksa, zulüm ve katliamlar yapsa, halkı canından bezdirse 500 sene sonra böyle bir olay gerçekleşir, Osmanlı özlemi dile getirilir, onların heykelleri dikilir mi?
Biz ise yapılacak yeni bir köprüye onun Babasının yani Yavuz Sultan Selim’in ismi verilecek diye aylarca kavgasını yaptık.(4)
Dipnotlar:
1-Charles Eliot, “Avrupa’daki Türkiye”, Tercüman 1001 Temel Eser, Târihsiz s. 1.
2-Ali Ulvi Kurucu, “Gecelerin Gündüzü”, Marifet Yay. Haz. M. Ertuğrul Düzdağ, İst. 2002, s.16.
3-Münevver Ayaşlı, “İşittikleri, Gördüklerim, Bildiklerim”, Timaş Yay. İst. 2006, s. 65.
4-İlber Ortaylı, “Defterimden Portreler” Timaş Yay. İst. 2011, s. 38.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.