TARIMDA İTHALAT VE GÜBRE FİYATLARI
13 Aralık 2021, Pazartesi 08:00Türkiye son 20 yıldır buğday başta olmak üzere farklı tarım ürünleri ithal eden bir ülke değil.
Türkiye aynı şekilde son 20 yıldır tarımda kullanılan gübreleri ithal eden ülkede değil.
Tarım ürünlerinde ithalat döneme göre az ya da çok, Cumhuriyetle yaşıt.
Bu süreçte başlangıçta ithal kaleminde yer almayan bazı ürün gruplarının ithaline de mecbur kalındığını belirtmek gerekiyor. İçerde üretim azalınca dışarıdan ithal etmeye mecbur kalıyoruz. Bu arada yerli üretimin önündeki en büyük engel girdi maliyetlerinin yüksekliği ve üretici tercihleri. Başka sebeplerde söz konusu. Bir tanesinden bahsedelim: Devlet politikası gereği köyden kaçışın hızlanması/ hızlandırılması gibi.
Tarım ürünleri ithalatı: Tartışılan bu olay, son yılların olayı değil.
Türkiye her türlü tarım ürününü de, sebze/meyveyi de, gübre ve tohumu da ithal ediyor.
Her yıl milyonlarca ton tarım ürünü ithal edilirken, 3-4 milyar dolar arasında değişen miktarlarda dövizimiz yabancı ülkelerin üreticilerinin cebine giriyor.
Tarımsal üretimde rekoltemizde düşmeye başladı. Ekili alanların miktarı azalırken doğal olarak üretimde gerilemeler yaşanıyor. Yakın zamana kadar yıllık 20 milyon ton olan hububat üretimi; 16, 16.5 milyon tona kadar geriledi. Acil önlemler alınmadığı takdirde bu miktar daha da gerileyecek ve Türkiye daha çok tarımsal ürün ithal etmek zorunda kalırken, yabancı ülkelerin üreticilerine de daha çok para kazandıran ülke olacak.
Amerika, İsrail , Avrupa ülkeleri, Rusya, Ukrayna ve sınır komşumuz ülkeler hububat, gübre, saman, soğan, patates, sarımsak, sebze/meyve ve tohum ithalatı bağımlısı olduğumuz ülkelerin başında geliyor.
Yıllar içinde tarım ürünlerinin her çeşidinde daha çok ithalatçı olduk. Bu arada ayrı bir başlık altında ele alınması gereken sorunlardan biriside ithal tohumlar meselesi olmalı. Her çeşit tohumu da ithal ediyoruz: Tarım ürünleri ithal ettiğimiz ülkelerin bazılarından, geçmişte olduğu gibi .
Tarımda ithal tohum ülkenin geleceğini ilgilendiren bir büyük sorun.
Bu alanda sorun salt döviz sorunu değil . Mesela genleri ile oynanmış bir tohum daha büyük bir sorun. Bu konuda da yerli, milli ve tam bağımsız olmak gerekiyor. Ülkede sağlıklı insanların yaşaması ve nesillerin yetişmesi için.
İthalat konusuna dönecek olursak..
Türkiye geçmişte olduğu gibi bugünde halkının ihtiyacını karşılamak ve dahilde de işleme rejimi kapsamında ekmeklik buğday ithal ediyor , bunu da dışarıya un ve makarna olarak satıyor.
Bu sağlıklı işleyen bir sistem mi?
Ne yazık ki değil.
Genellikle istismar ediliyor.
Bu da bir başka sorun.
GÜBRE FİYATLARI
Tarımda gübre önemli. Toprağın kaybettiği besin değerini geri kazanabilmesi için gübre kullanmak gerekiyor. Ürün verimini artırmak ve nitelikli ürün elde edebilmek içinde gübre önemli. Lakin gübre fiyatları bir yıl içerisinde uçuşa geçti.
Bazı gübre gruplarının fiyatı bir yıl öncesine göre altı misli arttı.
Sadece bir örnek verecek olursak: Kimyevi gübre dünyasının” 1 Numarası” ve üretimde olmazsa, olmazı olan DAP gübresinin fiyatı 2021 yılının başlarında 2 bin 500 liraydı. DAP’ın fiyatı şu aralar 14 bin 250 lira oldu. 20.20.20. 15,15,15. 21 Nitrat ve ÜRE gübresinin fiyatları da aynı şekilde uçuşta. Gübre bazı dükkanlarda tonla değil, çuvalla satılıyor artık. Tonla alamayan üretici çuvalla almak zorunda kalıyor.
Gübre fiyatlarının yüksekliği şüphesiz ki tarımda ürün kaybına sebep olacak. Bu durumda daha çok ürün ithal etmek zorunda kalacağız.
Üreticinin, üretim kanallarının önü açılmalı.
Gübrede, tohumda, mazotta sübvansiyon uygulaması kapanmaya başlayan kanalı açacak en temel vasıtalar arasında ilk sırada geliyor.
Üretici üretimi daha çok terk etmeden ve üretimden vazgeçmeden harekete geçilmeli.
Devlet, atacaktır gerekli olan adımları.
Umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor.
İyi gitmeyen işlerin en kötü olan tarafı, umutsuzluk çünkü.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.