TARLADA KURAKLIK

Son yıllarda altın çağını yaşayan, zenginleşen, mal/mülk sahibi olan üretici şu aralar bir hayli tedirgin.

Tedirginliğin sebebi yağışsız geçen kış mevsimi.

Yağmayan yağmur,  yağmayan kar üreticileri korkutuyor. Yağışların biraz daha gecikmesi halinde üreticiler daha başka korku ve tedirginliklerle de karşı karşıya kalacak. Ülkede görülen vahim kuraklık tablosu, yakın gelecekte nelerin olabileceğini göstermesi bakımından önemli.

Alınan önlem var mı?

Yok!

Ayrıca alınması gereken önlemler zamanında alınmalıydı. En başta da yağışsız geçmesi muhtemel mevsimler karşısında, ne yapılması gerektiğinin planlanması. Devletin ilgili kurumlarının ve üretici temsilcilerinin bir araya gelerek yağışsız geçmesi muhtemel mevsimler karşısında  ne yapılması gerektiğinin konuşularak, kararlaştırılması. Bizde bu dün yapılmadı, bugünde yapılmıyor. Ayrıca ülkedeki sulama yatırımları da yeterli olmayıp, tüm ekilebilir alanların 1/3’ünü geçebilmiş değil.

Ülkemizde Ekim, Kasım, Aralık ayları buğday ve arpa gibi geleneksel tarım ürünlerin tarlalarla buluştuğu aylar. Sözü edilen aylar zahmetli  ve masraflı bir çalışma sonrasında tohumun büyük umutlarla tarlaya atıldığı aylar.

Tarlalar tohumlandı ama atılan tohumlar büyük oranda çimlenmedi. Kıraç bölgelerde çimlenmediği gibi, sulu tarımın yapıldığı alanlarda da olması gereken düzeyde çimlenmedi. Yağışsız geçen ve yağması gereken mevsimlerde sulamada  vaziyeti fazla kurtarmıyor. Üreticileri zarardan kurtarıp, az da olsa kazandırabiliyor. Öte yandan ülkenin tahıl ihtiyacına az da olsa cevap verebiliyor sulanan topraklar.

 Yağmur, kar mutlaka olmalı bolluk ve bereket için. Önümüzdeki 15-20 güde yağmur ve kar yağmadığı takdirde tarlaya atılan tohumun bozulacağı/kuruyacağı  sonraki günlerde yağışlar olsa bile pek fayda sağlamayacağı uzmanların ortak görüşü.

Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde olması da bir başka tedirginlik sebebi. Toprak ısınmaya başladı.  Toprak daha çok su ister böyle durumlarda ama su yok. Yağışlar yurdun yalnız belli bölgelerinde değil  tüm bölgelerinde yok  denecek kadar az. İç Anadolu’da olduğu gibi, Doğu Anadolu, Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri yağış fakiri bölgeler. Bu bölgelerde yağışların üç aylık periyottaki azalma oranı yüzde 55’in üstünde görünüyor.

Tarımda yağışsız geçen mevsimin getireceği ilk önemli sonuç, şüphesiz ki tahıl krizi olacak.

Tarlada yaşanan kuraklık üretici gelirlerini azaltırken, ülke ekonomisini da daraltacak.

Tarım ülkesi olma önceliğine sahip ülkemiz için yağışsız geçen mevsim büyük bir sorun. Üreticiler bu olayın özelinde, öznesinde sadece bir parçası. Sorun, ülkenin sorunu olmaya başladı.