TEKNİK ÜNİVERSİTE ‘DE YANLIŞ DEĞERLENDİRME
28 Ekim 2019, Pazartesi 08:49Elindeki kıymetli varlıkları koruyamadı. Daha doğrusu korumayı beceremedi.
İlk önce yıllardır rektörlük binası olarak kullanılan 115 yıllık tarihi binayı bila bedelle kalktı bağışladı.Rektörlük yönetiminin bu keyfi tasarrufunu kamuoyu aylar sonra öğrenebildi.
Bu eylem öğrenildikten sonra “Nedeni” soruldu rektörlük yönetimine..
Verilen cevap da enterasandı.. “Bu bina daha önce görev yapan rektörler zamanında da istenmiş ama onlar vermemişler, biz verdik.”
Bravo.. Ayakta alkışlanacak bir cevap.
Bir yönetim bu kadar basiret ve beceri(!) gösterebilir.
Bugüne kadar bu konuda hiç bir rektörün gösteremediği basiret ve beceriyi Teknik Üniversite rektörlüğü gösterdi. Bu Konya’nın üniversite tarihine geçecek bir olay. Helal olsun verdiler, hem de bedelsiz verdiler. Yahu her şeyin bir bedeli yok mu bu dünyada? Var lakin bağışlanan mal kamu malı olunca bir “aferin” demek yetiyor bazı yöneticilere.
Baktılar ki Teknik Üniversite’den almak kolay..
Almasını iyi beceren kurumlar ki, onlara herhangi bir söz söylemek doğru olmaz. Veren birisinden şayet elinde kıymetli bir şey varsa bir şekilde istenir, alınır ve alan taraf da doğal olarak kazanır. Bir de ileriye dönük hesabı olanlar mesela arsa/arazi rantiyecileri, “Aman orası olmasın, şurası olsun” diyerek, devreye girer ve yönlendirici olmaya çalışır. Teknik Üniversite yönetimi bu gerçeği bir türlü anlayamadı. Anlayamadı çünkü bu şehri fazla tanımıyorlar. Bu duruma “yönetimde acemilik” diyenler var. Biz bu kadarını söylemeyelim ama gerçekten ortada anlaşılması imkansız bir idare etme tarzı söz konusu.
Tarihi rektörlük binası gitti.
Veren taraf çok şey kaybetti. Alan taraf da çok ama çok kazandı.
Binanın tarihi olması, merkezde olması, önemli bir noktada olması falan elbette çok önemli ama bir de bedelsiz verildi bu mülk.
Şimdi sırada Teknik Üniversite kampüsü için bu üniversite 2018 yılında kurulurken Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, bu üniversiteye tahsis edilen 780 bin 543 bin metrekare büyüklüğündeki arazi var. Arazi bildiğiniz gibi Ankara Yolu’nda ve Havaalanının hemen karşısında.Arazi kıymetli mi? Hem de çok kıymetli. Paha biçilmez ve para yetmez bir alan orası. Bu alan üzerinde Teknik Üniversite kampüsünün yapılması gerekiyor. Tahsis bu amaçla yapıldı.. Fakat üniversite yönetimi “elini masaya vurarak” buna bir türlü karar veremiyor. Yönetimin bileği zayıf, eli küçük.Yürek dersen o daha da zayıf. Sonuçta mahallenin niyeti aşağı yukarı belli “abi”leri, devreye girerek yönetime yardımcı oluyor.(!)
Peki ne diyor “abi”ler..
“Burası zor. Seni başka mahalleye yollayalım.”
Neden böyle söylüyorlar? Orda büyük rant var, rant..
Birbuçuk yıldır mahalleler arandı, tarandı.. Hiç akla hayale gelmeyen ve önerilmesi dahi insanda dehşet yaratan mahallelerden söz edildi..
İşler böyle giderken, arayış sürerken sonunda geçen hafta Teknik Üniversite Kampüsü için bir çözüm önerisi getirildi..
Önerilen çözüm şu: Teknik Üniversite’nin kampüsünün bir kısmını OSB’nin yanında, bir kısmını da Teknokent civarında yapalım. Teknokent civarı, Selçuk Üniversite Kampüsünün hemen altınde yer alıyor. Ehh.. Arsa/arazi olarak değerlenecekse bu bölgeninde bir an önce değerlenmesi lazım.Bu bölgede arsa/arazi alanlar daha fazla bekletilmemeli. Karar vericilerin böyle bir hesabı olabilir mi? Böyle bir hesap çok ama çok mümkün. Bu şehirde 1989’dan sonra bu gibi işler çok yapıldı. “İtin kunlamadığı ” bölgelere mahalleler kuruldu. İmar verildi. Bir takım belli insanlar zengin edildi. Köşe döndürüldü. Rektör Babür Özçelik böyle numaraları nerden bilsin?
Hoca henüz Üniversiteleri tanıyamadı. Konya’yı nasıl tanısın?
Biz şimdiden hatırlatmış olalım..
Teknik Üniversite’nin kampüsü açıklandığı gibi ikiye bölünür ve bir kısmı Teknokent civarında yapılırsa emin olun ki, Ankara Yolu’ndaki kampüs arazisi de çok geçmeden ikiye bölünür ve bir yerlere ikram edilir. İkram edilen şahıs mı olur, kamu mu olur onu bilemem.. Ama olur..
Sonuçta Üniversite-Sanayi işbirliği kadük kalır.. Osmanlı İmparatorluğu döneminde üniversite (Enderun) sanayinin içinde olurdu. Günümüzde buna kim bakar , kim önemser?
Günün iki yükselen değeri var: Rant ve makam. Kimisi rant, kimisi de makam peşinde olan talihsiz yılları yaşıyoruz.
GELELİM İKİNCİ BAŞLIK DİYEBİLCEĞİMİZ BİR KONUYA...
Teknik Üniversite Rektörü Prof.Dr.Babür Özçelik ısrarla Selçuk Üniversite Yönetiminin Mühendislik ve Mimarlık Fakülteleri’ni yeniden hayata geçirmeye çalıştığını söyleyerek kafa bulandırmaya çalışıyor.
Oysa yok böyle bir durum.. Anlaşılan rektör bey Teknik Üniversiteye verdiği kayıp ve zayiatları içinden çıktığı Selçuk Üniversitesi hakkında yalan/yanlış konuşarak ve gerçekleri tahrif ederek unutturmaya çalışıyor. Ama yaptığı keyfi bağışlamalar ve kampüs konusunda gösterdiği zayıflık unutulacak gibi değil.
Babür Özçelik’in iddiasına dönelim.. Selçuk Üniversitesi yönetimi yeniden mühendislik ve mimarlık fakülteleri kurmak için çaba gösteriyor mu? Ankara’da böyle bir çalışması var mı? Hayır! Kesinlikle yok..
Selçuk Üniversitesi’nin yaptığı şu.. Üniversite’nin bölünmesinden sonra Selçuk Üniversitesi bünyesinde bırakılan Tasarım Meslek Yüksek Okulu’nun adı önce Tasarım Fakültesi olarak değiştirildi. Sonra iç mimarlık bölümü Selçuk’ta kaldığı için, bu bölümün adı Mimarlık ve Tasarım Fakültesi oldu.
Demem o ki: Suyu bulandırmaya gerek yok. Polemik yapmadan keşke elinizde olanları korumaya çalışsaydınız.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.