TEMEL DUYGULAR  (2)

Sevgili okurların geçen hafta ilkini yayınladığımız Duygularım yazının devamını bu hafta sizlerle paylaşmak istiyorum.

Temel Duyguların neler olduğu konusunda çeşitli görüşler vardır. Çoğunluğun üzerinde uzlaştığı görüş yedi temel duygu olduğudur. Bu sınıflandırmayı dokuza kadar çıkaranlar da mevcuttur.

Temel Duygularımız

1.Korku 2.Öfke 3.Üzüntü 4.Mutluluk

7 Temel Duygu diyenler

1.Korku 2.Öfke 3.Üzüntü 4.Mutluluk 5.Hayret 6.Tiksinme 7.Küçük Görme

9 Temel Duygu diyenler

1.Korku 2.Öfke 3.Üzüntü 4.Mutluluk 5.Hayret 6.Tiksinme 7.Küçük Görme 8.Utanma 9.Nötr

Duygu eksikliği, insanların zekâlarının bir kısmını çalar çünkü duygular bir durumda neyin önemli olduğunu ortaya çıkarır ve ihtiyacı olan veya istedikleri şeyi elde etmek konusunda yapılacaklar konusunda önderlik eder. Birinin kızgın ya da üzgün olduğunu bilmemiz, o kişinin ihtiyaçlarının karşılanmadığını gösterir. Birinin ne hissettiğinin farkında olmak o kişinin probleminin doğasını tanımlamaya yardım etmenin ilk adımıdır, bundan sonra kişi belli durumlarda hangi davranışın en uygun olduğunu tanımlayabilir.

Duyguların yüze yansıyışlarının evrensel bir dili yoktur. Duyguların oluşumu farklı olabildiği gibi, duyguların yüzümüzde yansıttığı ifade de evrensel değildir. Burada gerek kültürel, gerek dilsel gerekse kişisel farklılıklar bile ön plana çıkabilmektedir. Bu noktada, duygu dünyasını anlamada işin içine “duygu konsepti” kavramı girmektedir.

Duygu konsepti, zihnimizin duygularla ilgili bildiği şeylerin tamamıdır. Örneğin, araba kullanırken zihniniz bir takım şeyleri otomatik olarak nasıl yapması gerektiğini bilir. Bunları zihniniz tek tek size sıralamaz, aslında sıralar da siz farkında olmazsınız. Ancak bir duygu konseptini biliyor olduğunuzda onu hissedersiniz.

Duygu, kendiliğinden gelişir. Bir bebeğe çatal kullanmasını öğretirsiniz ama kendini mutlu hissetmesini öğretebilir misiniz? Bu duyguların ifadesi, yaşanmışlıklar, aileden görülen yüz ifadeleri, bunlar hep öğrenilebilir şeyler. Duygu dünyasıyla ilgili ilginç şeylerden biri de dil ile ifade etmediğimiz bir duyguyu, hissetmiyor olmamız. Yani dilimizde olmayan bir şeyi hissetmiyoruz. Örneğin, chrysalism, fırtınalı havada kapalı bir mekânda olmanın verdiği huzur anlamına geliyor. Ancak bu sözcük, sizin lügatinizde bulunmuyorsa, bunu araba kullanmak gibi otomatik hale getiremiyorsunuz. Hissetseniz bile ne hissettiğinizi bilmiyor, dolayısıyla es geçiyorsunuz.

Duygularınızı bir şekilde kontrol altına alabilmenin ufak tefek yolları vardır. Örneğin, size sıkıntı veren duyguları birbirinden ayırma noktasında, daha fazla şey öğrenmek için kendinizi dinlemeyi öğrenebilirsiniz. Bu da meditasyonla mümkün olabilir. Sizi çok rahatsız eden bir duygunun aslında tam olarak nasıl üretildiğini de bu yolla anlayabilir ve belki bu üretim sürecine zihninizde müdahale edebilirsiniz.

Renklerin duygu dili

Bir rengin insanoğlu üzerinde yarattığı psikolojik ve duygusal etki o kadar önemli ki, bugün dünyada milyonlarca dolar para sırf bir şirketin ne renk logo kullanacağını tespit etmek için harcanıyor.

Renkler bizi neşelendirir, duygusal yapar, sinirli veya hırçın yapar, aç değilken yemek yememizi sağlayanlar bile vardır...

Mavi: Sakinleştirici ve dinlendirici bir renktir. Mavi güvenirliği, dürüstlüğü ve kaliteyi de temsil eder.Mavinin bir diğer (ve kesinlikle en güzel) özelliği ise iştah kapatma etkisidir.

Yeşil:Yeşil ve tonları da mavi kadar dinlendirici ve sakinleştirici olabilir. Bize genelde kırları ve ağaçları hatırlatır. Bunun yanı sıra ilginç bir gerçek de yeşilin insan gözü tarafından en kolay ve güzel algılanan renk olmasıdır. Kalbimiz, bu rengin yaydığı enerji alanındadır.

Kırmızı: İnsanı sinirli, huzursuz ve aç hissettirir. Mutluluğu temsil eder. Canlılık ve dinamizm ile ilgili bir renktir.

Sarı: Zekâyı, inceliği ve pratikliği de simgeler.Hüzün ve özlemin rengi olarak da bilinir.

Siyah:Gücü ve tutkuyu temsil eder, gizemli ve ciddidir.Duygusallığı ve hüznü de simgeler.

Beyaz:Enerji sistemini dengeleyen beyaz, bireyde yaratıcılık duygularının açığa çıkmasını sağlar.