TERÖRÜSTE AMCA DEMEK(2)
02 Mart 2016, Çarşamba 08:31Recep Güven olaya insan hakları, psikolojik gereklilikler, geri kalmışlık, ötekileştirilmiş ve dışlanmış bir tutum veya bölge coğrafyasına Cumhuriyet döneminde yeterli hizmetin götürülememesi, cehalet, alt yapı hizmetlerindeki eksiklik, eğitim ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler ve bölge insanının sürekli göç vermesi gibi bir takım nedenlerden dolayı uzun yıllar boyunca hizmet alamadığını söyleyebilirdi. Âmâ böyle kendini aşan bir açıklamaya kalkışması hem bulunduğu görev icabı; hem de şimdiye kadar belki Cumhuriyet tarihi içerisinde son yıllarda aldığı hizmeti göz önünde bulundurarak ve de bölgenin kaderi üzerinde olumlu sinyaller veren bir çalışma ve kalkınma çabalarını resmen görmezden gelen bir sinsi çalışmaların varlığından haberdar olan birisi olarak, o bölgedeki terörün kucağına düşen/düşürülen ve belki de az da olsa silah bırakma noktasına kadar gelen, ininde sıkışan, terörizmi meslek olarak seçen kesime böyle bir mesaj vermez ve onlara “tamam yaptığınız bu işte sizlerde haklısınız dedirtecek” böyle saçma bir garabette bulunmazdı.
Bir bilim adamı olarak buna benzer bir açıklamayı Prof.Dr. Nevzat Tarhan yapsa ve olayın tahliline yönelik psikolojik açıdan yaklaşımlarda bulunsa, olaya bilimsel çözümler getirse bir nebzede olsa şöyle bir yorum yapabilirim.” Evet, bölge insanı yıllardır ihmal edilmiş, bölgeye ekonomik imkânlar yeterince sunulamamış, hizmet alamamış ve cahil bırakılmış, şimdi özellikle elbirliği içerisinde başta GAP projesi olmak üzere bölgenin geleceğini etkileyecek tüm Mezopotamya’yı kalkındırabilecek ve yetecek yatırımlar süratle o bölgelere kaydırılırken, sen bunları görmezden gelemezsin. Eksiğimiz var ama birlikte tamamlayacağız, ama bu senin yediğin ekmeğe nankörlük yapmanı da gerektirmez” diyebilirim.
Fakat sen kalk, devletin kolluk kuvvetleri başta olmak üzere polisine jandarmasına askerine erine siviline toplumun her kesimine hatta haklarının savunuyoruz dediklere Kürt ailelere karşı acımasızca davran onlara silahını doğrult, bu yapılan hizmetleri görmezden gel, İsrail’le işbirliği yap, ABD’yi kalkan edin, Rusya’dan destek al ve üzerimize gelerek Suriye himayesinde, İran’ın bilgisi dâhilinde bizi yıkmaya çalış ve onlara da, siz ininizde bu yıkıcı hareketlere devam edin anlamına gelen sorumsuz mesajı ver, olacak şey mi bu?
Acaba bizim Devlet büyüklerimizin ve siyasilerimizin hiç aklına gelmedi mi? Recep Güven’in aklına gelenler… Onlar bu ülke insanını ve toplumun geleceğini düşünmekten aciz midirler ki, Recep Güven bunların hislerine ve toplumun duygularına tercümanlık yaptı. Bu Ülke insanının anasını hiç ayırt etmeden ağlatanlara karşı, bu kadar merhametten dem vurmak ne kadar olumlu bir yaklaşım?
Recep Güven bildiğim kadarıyla Bosna göçmenlerinden birisi. O zaman Boşnaklara karşı katliam yapan ve onları sırf Müslüman oldukları için yerlerinden yurtlarından eden, bilinçli bir şekilde Boşnak kadınlara karşı tecavüzlerde bulunan ve İslami kimliği yok sayan bir uygulamalarıyla canilere taş çıkartan Sırp cellâtlarına karşıda, ”tamam canım, sizin bu noktaya gelmenizde bizimde suçumuz var, siz bunu bildiğiniz için bizi cezalandırdınız sizi alkışlıyoruz” mu diyecek? Böyle bir garabette bulunabilecek mi? Acaba, hani aklıma böyle bir soru gelmiyor da değil.
Sırp cellâtlarının yok etme pahasına açtığı savaş basit alelade bir hareket değildi. İslami kimliği ortadan kazımaktan ibaretti. Dağdaki teröristlerinde bizzat bu ülke insanına karşı ayırt etmeden giriştikleri katliamlar, işledikleri cinayetler bir bağilik değil mi? Siyasi bir suç değil mi? Ülkeyi yıkmaya yönelik topluca ve bilinçlice girişilen bir hareket değil mi?
Devletin geçmişte yaptığı bazı hataları gerekçe göstererek yaşadığın coğrafyada bin yıllık bir birlikteliğe “hayır” deyip kurşun sıkanlara ve çocuk katillerine referans verecek kadar olağan olan böyle bir sözün ihtiva ettiği anlam: devletin şefkat elini uzatmasına tahammül edemeyip çocukları kullanan zihniyete ve onlara alet olanlara karşı böyle bir merhamet üstü merhametle davranışta bulunmak” Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demek” kadar aynı zihniyete hizmet eden bir sözle eşdeğerdir.
Devlet değişmiş hatalarını düzeltmeye çalışıyor, eksiklerini görüyor, hatta özür bile dilemiş bazı uygulamalarından, amma hala sen bunu bilerek kurşun sıkmaya devam ediyorsun, İşte bu bir devletin böyle olaylara karşı tahammül edeceği cinsten bir hoşgörü ile bakması ya da böyle istenmesi /hoşgörülü davranmasının beklenmesi mümkün değildir.
Sokak gösterilerinde çocuklar ön planda. Yaşları 8–10–12 belki 15 arası. Kim bunları sokağa salıyor. Bunların aileleri yok mu? Okula gitmesi gereken bunların şimdiden sokak gösterilerinde her tarafı yakıp yıkmaya çalışmaları ve birer PKK militanı gibi davranmaları ne anlama geliyor? Bugün açılan okullar yapılan yatırımlar görmezden gelinerek, okula gitmesi gereken çocukları sokağa anarşist olsunlar diye yerleştirenler ve kandıranlar, okulları yakanlar ve bunları bilerek yapanlar, bizim askerimizin polisimizin kurşunlarına hedef olup geberdiklerinde ben bunlara ağlamam arkadaş….
Çocuk istismarı yapan PKK sürekli bunları dağa çıkararak Ordu oluşturmaya çalışıyor. PKK yöneticilerinin yaşlarına bakın hemen hepsi de 60 yaş civarındalar. Neden çocuklar ön planda o zaman. Demek ki aklı başında olanları kandıramıyorlar, ha şunu yaptıkları kesin. Bazı İskandinav ülkelerinde ve Almanya’da resmen para toplayıp serbestçe faaliyette bulunabiliyor ve istediklerini yapabiliyorlar, hatta bu ülkelerin bazısı hamilik bile yapıyor. Araştırın bunları, çoğu özellikle İslam düşmanlığı içerisindeler.(devam edecek)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.