TIPKI RAHMETLİ KAHVECİ’NİN DEDİĞİ GİBİ

Haftanın ilk yazısı için sizlerle paylaşmamız gereken pek çok konu var. Diğer yandan bayram haftasına giriyoruz. Tüm insanlarımızda kendi çaplarında bir bayram programı. Allah herkese güç kuvvet versin.

Bu arada hafta sonu Cuma’dan başlayarak cumartesi, Pazar her yerde her köşede, düğün dernek nişan vardı. Salonlarda yer yoktu.

Malum Cumartesi hava güzeldi cafeler, restoranlar, lokantalar tıklım tıklım. Görüntü bizim haftalar öncesinden yazdıklarımızı doğruluyordu.

Millet olarak zincirleri koparmıştık.

Vallahi kimse kusura bakmayacak, sağlıkçılar, siyasiler bundan sonra kendilerini de yırtsalar bu milleti Allah muhafaza bir daha içeriye sokamazlar.

PAZAR SABAHI MERAM’IN O REZİLLİĞİ NEYDİ

Dün sabah saat 9 suları filan. Aman Allah’ım Eğitim Fakültesi, İlahiyat Fakültesi’nin önü yani Meram Yeni Yol, bu fakültelerin yanları arkaları tıkanmış. Araç sürücüleri birbirlerini yiyorlar. Kimsenin kimseyi taktığı yok. Haaa görevli filan da yok. Trafiğe uyanda yok. Uymayanlara bir şeyler yapıldığı yok.

Buyurun Meram Yeni Yol ve yolun kaldırımları boydan boya park edilmişler araçlar

AİLE SAĞLIK MERKEZLERİ NE İŞ YAPAR?

Hafta sonu kendimin de bilgi sahibi olmadığım garip bir durum yaşadım. Bir dostumuz, sıkı bir okurumuz gayet sakin ve bilinçli bir şekilde şöyle yazıyordu;

“Oğlumun parmağı kırıldı. Ameliyat oldu ve alçıya aldılar. Her gün pansuman yapılması gerekiyor. Sağlık Ocağına pansuman için eşimle oğlum gittiklerinde bizde alçı pamuğu olmaz medikalcilerden alçı pamuğu alacaksınız demişler.

10 cm x 2m alçı pamuğunun tanesi 5 TL. Her pansumanda 2 adet alçı pamuğu kullanılıyor toplamda 90 tane alçı pamuğu 450 TL para yapıyor.

Bir çalışan bir sigortalı işçi olarak sağlık ocağının bu uygulamasının prosedürlere uygun mu yoksa keyfi mi?

Bu durumu öğrenmek isterim.

Sağlık ocağında pansuman için alçı pamuğunun olmaması doğru mudur?.

Abi senden ricam bunu Sağlık İl müdürüne iletebilir misin?

Prosedüre uygun hareket ediyorlarsa problem yok ama ellerinde bulunması gerektiği halde beni medikale gönderiyorlarsa üzülürüm abi

Lafa gelince tepedekiler mangalda kül bırakmıyor ama aşağısı tam bir felaket.

Amacım şikayet değil. Prosedür nedir? Onu öğrenmek istiyorum”

……………..

Bize cumartesi günü böyle bir sorun gelince hemen

Aile Sağlık Merkezlerinde çalışan tecrübeli bir doktor dostumdan bilgi almak istedim.

Biricik dostumdan öğrendiklerimin özeti şuydu;

“Aile sağlık merkezleri pansuman, özellikle cerrahi pansuman yapılacak yerler değilmiş. Devlet bize bu gibi işler için malzeme vermiyor. Aile Sağlık Merkezleri işin sadece tıbbi bakım kısmını yapıyor. Vatandaş ise malzemesini alıyor. Tabii bu arada küçük pansuman elbette yapılıyor. Ancak bize ulaşan dostumuzun işi yani pansuman işi özellikle bir tedavi imiş.”

………………

Tabii bu arada hekimlerle yaptığım samimi sohbetin neticesinde bende bir şey öğreniyor ve bir kanata ulaşıyordum.

Aile Sağlık Merkezlerinin ne iş yaptığını, buralarda ne olduğunu bende dahil kimse bilmiyor. Her şeyi sağlıkçılar biliyor ama sade vatandaş benim gibi durumdan bir haber.

Benim ise bildiğim tek şey güvendiğiniz inandığımız ve teslim olmayı becerebildiğiniz bir aile hekiminiz varsa Allah’ın izni ile sırtımız yere gelmez.

UÇTU UÇTU BİZİM MEŞHUR SAAT UÇTU(!)

2006 YILI Temmuz ayını birlikte hatırlayalım.

Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir Akyürek Konya’da değil Türkiye’de bir ilke imza atıyor ve Zafer’in göbeğine çalışan bir yer altı saatini kuruyordu.

Ama biz Konyalılar bu ilke bir türlü alışamamıştık. Çünkü biz gelenekçiyiz. Bizim saat dediğiniz ya duvarda ya kolumuzda ya da meydanda dimdik duracak(!)

Zaman içerisinde bu saat su aldı, yok kayıyor vatandaş düşüyor diye kamuoyunda iyice yerin dibine gömülüyordu.

Şimdi Büyükşehir’in Zafer Meydanı düzenleme çalışması içerisinde saat tamamen yok olmuş. Saatin içine kumu doldurmuşuz kapatmışız.

Hadi hayırlı olsun.

Şimdi birde saati isteriz saat nerede diye arayanlarımızda çıksın da görelim.

Benim aklımda da bu saatin hurdasını kim aldı da kaldı?

Alan akıllı bir iş yaptı bence.

O GÜN BUGÜN İŞTE

Yakın bir zamanda bir iş merkezinde asansöre bindim. Bir beyefendi daha bindi. Usulün insani olarak selamlaştık.

Ben ikinci kata çıkmak için düğmeye bastım, beyefendi 4.kata.

Beyefendi “Siz gazeteci Uğur Özteke değil misiniz?” deyince bizim o anda samimi bir sohbetimiz başladı. Ve o beyefendi bizi 2. Katta indirmedi 4. Katta ofisine kadar götürdü. “Bir sade kahve içeceğiz” dedi.

Bu abimiz Yeminli Mali Müşavir Bayram Ali Zengin idi.

Taaa 50 yıl geriye gittik. Okul yıllarından üniversite yıllarına. Gazetecilik mesleğine, siyasete düne bugüne tam iki saat ikimizde ilk defa birbirimizi görmemize rağmen inanılmaz samimi bir sohbette bulunduk.

Bayram Ali Zengin abimizden çok çok ama çok değerli anılar öğrendim.

İşte bunlardan sadece birisi.

Bu hatırada bugünü daha iyi anlayabilmemiz için.

Rahmetli Özal’ın efsane Bakanı Adnan Kahveci Bakan olarak Konya’ya gelir. Konya Ticaret Odasında bir grup ile sohbet eder. Rahmetli Kahveci bir ara heyete döner ve kelime kelimesine şöyle der;

“Toplumun siyasi gelişimini, toplumun sosyal gelişimini, hep ekonomik gelişiminden daha fazla öne çıkardık…”

………….

Hadi gelin bugün için bu cümleyi iyi açın.

İyi düşünün ve iyi analiz edin.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Toplum sevgiyle kaynaşır, adaletle yaşar ve dürüstlükle ayakta kalır

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Küçük menfaatler için adam satmamayı öğrendiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.