Trafik kuralları ve bizler-2
03 Mayıs 2015, Pazar 00:00
Tertip ve düzen ehli cümlenin makbulüdür
İntizam her âkılin gâye-i matlâbudur
Sabrî
Bazılarımız da alışmış, senin de ışığa bakıp durduğunu gördüğü halde, sarı yanar yanmaz tepene balyoz vurur gibi yumruğu direksiyona indiriyor. Her halde bu kardeşlerimize Hindistan, Pakistan gibi yerlerde olduğu gibi korna çalmak zevk veriyor. Bu batıda geri zekalılığın alâmeti olarak niteleniyor.
Nerde ne zaman ne şekilde olursa olsun her kalkan ele pat diye durup, arkada belki onlarca vasıtayı bekleterek, yolun ortasında müşteri alan dolmuş şoförü kardeşim. Senin de kulakların çınlasın(!).
“Rakîbim ancak THY olabilir” diye arkasına yazdırdığı TIR’ı veya devasa kamyonu ile sol şeridi kimseye kaptırmayan kardeşim, uğurlar olsun(!).
Saçıyla, sakalıyla, takkesiyle, bisikletin üstünde, hacı yengeyi arkaya atmış, kırmızıda geçip ters yola giren ve bir de Allah’ın selâmını veren hacı amca sana da selâm olsun(!).
Yayalara ayrılan kaldırımlarda bisiklet veya motorları ile, öküz sidiği gibi zikzaklar çizerek, ali cengiz oyunu oynayan, sürat denemeleri yapan, yaşlıların ve kadınların yüreklerini hoplatan gençler, size de eyvallah(!).
Dışarıdan gelen misafirlerden sık sık duyduğumuz: “Konya’da çok sık ve lüzumsuz yerlerde trafik lambaları var” sözünden gına getirdik. Hadi bunları sineye çekiyoruz da; sık sık düzeni bozulan, bir güzergâhta aynı anda aynı renkler yanan ve kaçla gidersen git bir türlü her lambada durmadan ilerleme imkânı ve fırsatı tanımayan, hem zaman israfına hem de milli servetin heba olup gitmesine sebep olan düzensizliklerle ilgilenmeyen etkili ve yetkili makamlarımız, kişilerimiz size de huuuu(!).
Dükkânı kiralayan, kaldırımı meyve ve kola kasalarıyla, Ekmek ve dondurma büfeleriyle dolduran, kaldırımlara dükkândaki eşyalarının teşhir yeri gibi kullanan, olmadı arabasını da dibine koyan, koymadığı zamanda gelince yeri hazır olsun diye birkaç eşya veya park yapılmaz işaretli plâstikler koyup işi garantileyen, başkası oralara vasıta koymaya kalktığında kavga ve kıtale her an hazır olan, yayalara ve vasıtalara ancak nöbetleşe geçme imkânı tanıyan, dükkanın duvarına da “Helâl rızık ticarettedir” meâlindeki hadisi asan kardeşim senin de kazancın bereketli olsun(!).
Arka camında “bugün Allah için ne yaptın” veya “İslâm gelecek dertler bitecek” yazan arabasını efsanedeki Deli Dumrul gibi, kaldırımın tamamını kapatıp sanki haraç alacak şekilde park eden, yayaların hakkını gasp eden, hukukuna tecavüz eden inançlı(!) kardeşim. Senin de işini Allah rast getirsin(!). Hangi birini sayalım?
Sokaklar yollar genişlemesine ve yeni yollar açılmasına rağmen, her gün binlerce vasıta trafiğe çıkmaktadır. Bu kuralsızlıklara, bu haksızlıklara devam ettiğimiz müddetçe, trafik çile ve sıkıntısını hepimiz çekeceğiz ve bu medeniyet aletleri nimet değil eziyet, çile ve felâket haline gelecektir.
Bunun sıkıntısını da hepimiz çekeceğiz. Dünyada yapılan anketlerde en stresli, en sıkıntılı ve gergin millet Türk Milleti çıkıyor,([1]) boşuna değil.
Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cananı incitme
Esir-i gurbet-i nalân olan insanı incitme
Tarik-i aşkda bi-çareyi hicranı incitme
Sabır kıl her belaya hâne-yi Rahmanı incitme
Felekde hâsılı insan isen bir canı incitme
Günahkâr olma fahr-i âlem-i zî-şanı incitme
Bulaşma çirk-idünyaya vücudun pak ü Tahirken
Güvenme mal ü mülk ü mansıba efnası zahirken
Nic? oldu malı Karunun felek bağında vafirken
Nedir bu sendeki etvar-ı dert gönlün misafirken
Felekde hâsılı insan isen bir canı incitme
Günahkâr olma fahr-i âlem-i zî-şanı incitme
Alvarlı Efe Hazretleri
Dipnot:
[1]- Milliyet Gazetesi,31. 05. 2001.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.