TÜRKÇE OLMAYAN İSİMLER
06 Aralık 2021, Pazartesi 08:12Yabancı kelime hayranlığı zirvede.
Ürün markaları ve iş yeri tabelaları yabancı kelimelerin en fazla kullanıldığı iki alan olma özelliğine sahip.
Bu arada konuşurken yabancı kelime hayranlığı da dikkat çekici bir noktaya geldi. Konuşulan yabancı kelimelerin büyük kısmı ise İngilizce. Tuhaf değil mi bu durum sizce? Ne oldu güzel Türkçemize böyle? Sunucu, spiker oldu. Gösteri sanatçısı, showman. Hanımefendi, first lady. İzlenme, reyting. Engel, bariyer. Mağaza, store. Saçmalamak, absürt oldu. En masum olanı bunlar. Yüzlerce saçma sapan kelime var konuşulan ve yazılan.
Yabancı hayranlığımıza diyecek yok .
Yabancı hayranlığı daha çok batı hayranlığı bizde.
Batı hayranlığından alınan örnekler, gündelik hayata dair.
Saçma sapan alanlar, mesela yazının konusu olan dilde, moda da, eğlencece de, yeme/içmede olduğu gibi. Bunlar, milletin haslet ve karakterini bozan örnekler. Daha ilerisi ve daha faydalı olanları yok maalesef.
Soru..
Dilimiz nereye gidiyor?
Millet olarak yaşamanın ilk şartı dil ve dil birliği.
Dil birliği, millet birliğinin ifadesi.
Dil olmalı ki, millet olsun.
Milli birliğin temelinde dil var.
Milletin dili bozulmaya başlayınca, yozlaşma ve tahribat da başlıyor.
Büyük değerler bozuluyor ve zamanla da kayboluyor.
Sanat, edebiyat ve fikirde anlam kaybetmeye başlıyor bu süreçte.
Değerlerimiz ileride telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar görüyor.
İnsanlar bir birini anlamakta zorlanıyor.
“Ürün markalarında, iş yerlerine asılan tabelalarda ya da bazı alanlarda yabancı kelime kullanılsa ne olur, kullanılması ne olur” dememek lazım, gelinen nokta itibarıyla bu olaya.
Artan bir şekilde sürüyor yabancı kelime hayranlığı çünkü.
En fazla da İngilizce kelimeler kullanıyor.
Ne oldu Allah aşkına?
Bu yabancı kelime hayranlığının sebebi ne ola ki?
Bazı iş kollarında Türkçeyi zar zor konuşan esnaf İngilizce öğrendi de bizim mi haberimiz olmadı?
Esnafın eğitim seviyesi mi yükseldi?
O iş kollarının müşterileri de mi İngilizce yazıp, İngilizce konuşuyor?
Yaşadığımız şehre bir bakın, konu buraya gelmişken.
Şehrin bazı noktalarındaki iş yerlerinin tabelaları İngilizce.
Eğlence mekanlarının tabelaları İngilizce.
Yeme/içme mekanlarının tabelaları İngilizce.
Bazı kafe, çay evi, pastane ve benzere yerlerin tabelaları İngilizce.
Bir çok mağazanın tabelası İngilizce.
Çok sayıda inşaat şirketinin daha çok da muhafazakar kimliklikleriyle bilinen inşaat şirketlerinin tabelasının ya ilk ya da ikinci adları İngilizce.
On yıl öncesine kadar bu şehirde 50-100 metre aralıkta görülen yabancı tabelalar, 5-10 metreye kadar düştü.
Ne oluyor?
Daha çok mu satıyorlar, daha çok mu kazanıyorlar tabelalar İngilizce olunca?
Kendilerinin aydın/modern insan falan olduklarının sanılmasını falan mı istiyorlar yoksa?
Kim veriyor bu iş yerlerine ruhsatı?
Belediye veriyor tabi ki.
Vermeyebilirler.
Verilmemeli de.
Burada mevzu olan Türkçemiz ve Türkçenin geleceği çünkü.
Kimin ne hakkı var, Türkçeyi yerlerde süründürmeye?
Kimin ne hakkı var, tabelalarda yabancı dil hayranlığını özendirmeye?
Söz konusu hayranlığın ilk önce dilde ve kültürde yozlaşma yarattığı bilinmeli her şeyden önce.
Bu tehlikeli tuhaflığın daha çok önü açılmamalı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.