TÜRKİYE YÜZYILI

Sadece ülkemizi değil yakın ve uzak bölgesel ve küresel çapta birçok dünya ülkesinin bile önemsediği büyük bir seçim atmosferini yaşadık. Rabbime hamd ederim ki; Bir vatandaş olarak oyumu kullandım ve benim işim artık bitti mantığıyla hiçbir şekilde hareket etmeden büyük bir heyecan içerisinde sonuçların açıklanmasını bekledim.

Çünkü benim bireysel manada kendi yaptığım işimin dışında hiç kimseden asla bir beklentim olmadı. Ben sadece bu ülkenin bir evladı ve sevdalısı olarak, bu bayrağı emanet alan kadronun bunu daha da ileriye aynen Ulubatlı Hasan misali sancağın daha yükseklere dikilmesini arzulayanlardandım. Ülkemizin gerçek mana ve madde platformunda hak ettiği yere gelmesini canı gönülden isteyen ve destekleyen, adil bir bölüşüm ve paylaşımın dağılımını, herkesin huzur içerisinde saygı ve hoşgörü çerçevesinde kalarak oluşturulan bir Türkiye ikliminde gönül coşkunluğunu özleyen ve savunan, yine geçmişte bunun Osmanlı toplumsal anlayışında olduğu gibi ahlaki ve mana atmosferini canlı tutan hep bir sürecin devam etmesini arzulayıp düşünmekten başka bir kaygı taşımayan,  halde ve kalde bir günümü bile bunları düşünmekten kendimi alı koyduğum boş bir günüm hiç olmamıştır.

Eğer bir ülkenin seçimi öte karalarda yenidünya denilen Brezilya Ülkesinin bile gündemini meşgul edip, aktivite oluşturuyor ve tüm mazlum milletlere rehber oluyorsa bu sosyolojik yapıyı elbette göz ardı etmemek gerekir. Örnek bir toplumsal karakterimiz bin yıllık güzelliklerinin üzerine yeni bir karakter ve duruş örneği daha ilave ettik ki bu son yaşananlar toplumsal bir refleksin tüm emperyalizme attığı en büyük tokattır. İki yüz yıldır toplum mühendislerinin uğraştığı bu toplumu dizayn etmek isteyenlere karşı verilen en büyük ders nedense dışarıdan daha iyi analiz ve tahlil edilirken,  bizim yerli görünüp batıya kendini peşkeş çektirenlerden nedense pek bir aymazlıkla karşılanmaktadır.

 Düşünebiliyor musunuz ta Brezilya’dan bu toplumun coşkusu ve hareketi” 'Emperyalizm kontrolünü kaybetti' vurgusu yapılarak, yüzyıllardır kıskaç altında tutulmaya çalışıldığımız ve hareket alanımızın adım adım kısıtlanmaya çalışıldığı bir ortamda çok önemli bir noktaya dikkat çekiliyor ve  "Erdoğan'ın Türkiye'deki zaferi, emperyalizmin bir başka yenilgisidir. Dünya halkları, tekellerin dünya diktatörlüğüne karşı ayaklanıyor." İfadelerini kullanmasını cümlelerine taşıyabiliyorsa bu büyük bir toplumsal hareket olup,  sadece bizi değil, aynı zamanda Azerbaycan, tüm Ortadoğu, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini, Batı ve Orta Avrupa, Rusya ve Kafkasya, Ukrayna’yı sallıyorsa bu bizim toplumsal gücümüzün geldiği nokta ve refleksimizin gücündendir.

Tabir caizse bu seçim yedi düvelin üzerimize geldiği bir atmosfer oluşturdu. Alışılagelmiş bir ortamdan ta muhalif belediye başkanlarına varıncaya kadar hepsi tek yürek olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın gitmesini aynen Abdülhamit gibi istiyorlardı. Çünkü hepsinin bir beklentisi vardı. Hdp/Pkk/Ysp/Irkçı Özdağ/Fetö ve yandaşları/Chp/The Ekonomist Dergisi ve küresel sermayenin 5.ci kol medyası mensupları, John Biden ve avaneleri/İsrail ve Avrupa’nın yüzsüz demokratları/hepsi dirsek teması ile bir araya geldiği yetmemiş gibi twetter üzerinden oluşturulan bot hesaplar ve yaklaşık kırk bin trol ordusu ile maalesef saldırının en azılısını 15 Temmuzu aratmayacak şekilde daha da ceberrutla gerçekleştirmek istediler.   Peki, ne yaptı halkımız? Sayın Cumhurbaşkanımıza güvendi ve inandı, kendisine çakma algı ve hile ile oluşturulmak istenenlere kulak asmadı, kandırmaya aldatmaya yönelik muhalefetin inandırıcı olmayan yalanlarına kanmadı ve sonuçta Türkiye kazandı.

Bu bizim gerek İslam Ülkeleri, gerek Türki Cumhuriyetleri gerekse mazlum milletler nezdinde itibarımızı yükselttiği gibi Türkiye’nin mücadelesi Brezilya’dan bile ses getirdi. Bundan sonra daha iyi şeyler olacaktır. Hele bir enflasyon düşsün, üretim iyice artsın, refah payı gelişsin, alım gücü yükselsin daha da iyi olacak Allah’ın izniyle.

Savunma alanında, millî teknoloji boyutunda ve enerji kaynaklarımızın millileştirilmesinde yaşanacak tüm olumlu gelişmeler “Lider Türkiye” özlemini bize gerekli kılmaktadır. Bu tarihi ve kaçınılmaz bir misyondur. Hele bir Mavi Vatan var ki denizlerde kuduran kudurana. Gelişmeler hep lehimize ve oyunun kuralını belirleyen artık biziz. Bundan böyle NATO-AB-ABD –RUSYA bize muhtaç ve Türkiyesiz karar almak ancak hayal olur. Emperyalizm yerle bir edildi bu seçimle. İki yüzyıllık oynanan oyunlara vurulan en büyük darbe bu seçimdir. Bu seçim tarihte daha önce Kanuni Döneminde yaşanmış olan “Türk Yılı’nın günümüzdeki “Türkiye Yüzyılı” versiyonudur. Hayırlı olsun. Türkiye Kazandı.

Ve umulur ki; “Viyana’dan beri içimizde yaşanan “Osmanlı bozgunu” artık fikren ve ruhen sona erer.