TÜVTÜRK NİYE İLERLEMEZ DE HEP GERİYE HEP GERİYE GİDER?

Yeni bir haftaya daha sağlıklı ve özgür girebilmenin mutluluğu ve şükrü içerisindeyiz.

Ama bu haftanın malum farklı bir özelliği daha var.

O da nedir? Diyenlere küçük bir hatırlatma bu hafta sonu yine seve seve bir daha sandığa gideceğiz.

Sandık ve sonucu inşallah şehrimize, ülkemize ve dünyaya hayırlı olur.

Ama artık milletvekilliği seçimleri gibi size sık sık siyasi yazılar yazıp siyasetten hoşlanmayan okurlarımızı üzmeyeceğiz. Bıkkınlık vermeyeceğiz.

Hafta sonu biz bıraktığınız gibi tam gaz tüm gün gece gündüz tempolu bir şekilde işimizi en iyi şekilde yapmaya çalıştık.

Şehrimizde ve bölgemizde sizleri ve bizleri ilgilendiren sel olayları, sportif faaliyetler, vurdulu kırdılı sıkmalı asayiş meseleleri, AK Partili vekillerin ve Belediye Başkanlarının saha çalışmaları, okurlarımızın düğün derneklerini takip etmeye çalışmak … derken biz çok şükür işimizi yapmaya çalıştık.

…………….

Hafta sonu notlarından bugüne kalanlara şöyle bir göz atıyorum.

Önce bizi hiç tanımayan görmeyen, selam verip tokalaşmadığımız, çay kahve içip karşılıklı şöyle bir dertleşmediğimiz samimi okurlarımıza teşekkür etmek istiyorum.

Sizlerden Allah razı olsun demek istiyorum.

İyi ki varsınız diyorum.

Bakın böyle güzel okurlarımızdan İsmail Hakkı Yaman Bey ne yazıyordu;

“Uğur abi seçimden önce, hatta daha öncesinden size kızıyordum.

Hep iktidarın borazanlığını yapıyor, reklamını yapıyor, onların haberini veriyor diye.

Ancak bu samimi olarak söyledikleriniz doğrultusunda yerden göğe kadar haklısınız.

Hem bir gazeteci olarak hem de yerel de olsa gazetenizin geleceğini düşünmek zorunda olduğunuz için söylediklerinize aynen katılıyorum”

…………..

Sağ olun efendim, çok çok teşekkür ediyorum.

Aslında siz bana küfretmediğiniz sürece, aslı astarı olmayan hiç de hak etmediğim korkunç suçlamalar yapmadığınız, iftiralar atmadığınız sürece bizi eleştirmelerinizden, bana kızmalarınızdan ben hep kendime ders çıkarmaya çalışıyorum.

Çünkü biliyorum ki bizim mesleğin kaderi de bu.

Belli bir kesim bizi gönlünce değerlendirmeler yapmadığımız için iktidarın borazanı olarak görür.

İktidar ise eksiklikleri, aksayan yönleri, yanlışları dile getirdiğimiz için de bize muhalefet, yani öteki mahallenin insanı olarak bilir, görür.

Şahsım adına diyorum, bizim birileri gibi yere ve zamanına göre değişen değil, renk değiştirmeyen değişmeyecek üç net kırmızı çizgimiz vardır.

Bir; Cenab-ı Allah’a karşı mümkün oldukça hesabını verebileceğim yanlışlar yapayım

İki; Türkiye Cumhuriyeti yasalarına karşı hep ama hep yasal olayım.    

Üç; mesleğimiz gereği yazdıklarımızdan dolayı vicdan azabı çekmeyeyim. Kimsenin vebalini almayayım.

………..

Beynim ve yüreğim için gerisi teferruattır.

Haaa tanımayan okurlarımız için küçük bir de dipnot düşelim.

Böyle diyorsak da pek de mübarek insan sayılmaz.

Mesela inanılmaz kinciyimdir.

Bunun ne kadar günah olduğunu biliyorum.

Bunun kendi adıma ne kadar ayıp olduğunun da bilincindeyim.

Ama çok kinciyimdir çooook.

Mesela bendeki kin deve kini filan değildir.

Fil kinidir fil.

…………..

Neyse yeri geldiği zaman bize cuuuk diye kelimeleri oturtup yerinde ve çok güzel eleştiriler yapan okurlarımızdan MECZUBUN BİRİ rumuzlu okurumuz da şöyle diyordu;

“Şimdi bu meczup belediyeden para alan gazeteci gördü.

Belediye kooperatiflerinden daire tırtıklayan gördü.

Başkana uydurmalık danışmanlık yapıp zarfla alan gördü.

Metin yazıp para gördü.

Çoluk çocuğu okumaya gezmeye yurtdışına gönderip kendi burada 24 saat yerli milli hikayesi anlatan gördü.

En azından dürüstçe parayı veren düdüğü çalıyor kardeşim dediğiniz için sizi en kalbi duygularla kucaklıyor ve tebrik ediyorum.

Dürüst ve ahlaklı olmak bu dergahta daha makbuldür.”

…………….

Efendim bende size en derin saygılarımı iletiyorum.

Yazdıklarınızda ne acıdır ki yüzde yüz doğru.

Hatta daha çoook eksikleri de var.

……………..

Ve şimdi hızla önümüzdeki notlarımızı aktarmaya sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.

MUHTARLARIMIZIN HALİNE

ÇOK ÜZÜLÜYORUM

Hafta sonu 40 yıldır tanıdığım bir dost muhtarımız vardı.

Çaylarımızı içtik Konya ile ilgili olarak dertleştik.

Muhtarlarımız çok ama çok dertli.

Çünkü mahallelerini semtlerini buraların eksiklerini yanlışlıklarını yamukluklarını en iyi muhtarlarımız bilir.

Ama bizim muhtarlarımızın gıkı çıkmaz. Çıkamaz.

Çünkü o güç var ya o güç adamı oyar.

Eee bu insanlarında çolukları çocukları var.

Hatta torunları var.

Onlarında yaşaması gerekiyor değil mi?

Onun için onlar susar bize sadece fısıldarlar.

Bizde Konya’nın neresinde ne eksik yazarız ve de kötü adam oluveririz.

Neyse bugün onlardan birini yazmayacağız.

………….

Muhtarlarımız cumartesi günü tam mesai peşinde idiler.

Niye? Pazar günkü seçim için o seçim kartlarını yeniden dağıtacakları.

Aldıkları oy pusulalarını kestirmeleri gerekiyordu.

Ama bizim oy pusulalarını kesecek olan matbaacılar da cumartesi günü yarım çalışıyorlardı.

O yüzden bizim muhtarların bir kısmı cumartesi çok çalıştılar.

Şimdi bunlar bir hafta içerisinde kapı kapı tek tek dağıtılacak.

Düşünsenize 10 bin nüfuslu muhtarımızı bu hafta nasıl bir tempo bekliyor.

Bence bu durum da insanlara özellikle de muhtarlara eziyet, işkence ama yasalar karşısında boynumuz kıldan ince. 

KONYALI DOSTLAR

İZMİR HAYVANAT

BAHÇESİ’NDEN

FOTOĞRAFLAR GÖNDERDİ

Hafta sonu bir ara telefonumuza şu fotoğraflar geliyordu;

Allah var önce bu kareleri görünce korktum.

Ne olduğunu anlamaya çalışırken bu fotoğrafları gönderen Konya’da yaşayan ama 19 Mayıs tatili nedeni ile İzmir’e yakınlarını ziyarete giden okurumuz bu fotoğrafları bize göndermesinin nedenini şöyle açıklıyordu;

“Uğur abi,

Konya pek çok alanda örnek.

Ama bizim Konya’da şöyle bir Türkiye’ye örnek bir hayvanat bahçesi yok”

………….

Okurumuza da yazdım.

Konya’da Karatay’da bir hayvanat bahçesi var.

En son Sayın Mehmet Hançerli döneminde gitmiştim.

Yani gezip görmek için.

O günden bugüne ne oldu?

Hasan Kılca Başkan ne yaptı?

İnanın bilmiyorum.

Amaaa daha büyük daha genişi olabilir mi?

Buna ihtiyaç var mı?

Konya’daki o hayvanat bahçesine ilgi nedir?

………….

Bunları bilmiyorum.

İnşallah şu seçim angaryasını bir bitirelim.

Karatay belediyesindeki dostlarla bu konuyu da görüşelim.

TÜVTÜRK TEK KELİME

İLE BÜYÜK BİR HAYAL

KIRIKLIĞI OLMAYA

DEVAM EDİYOR

TÜVTÜRK’ün araç muayene ücreti ile ilgili sıkıntılar sizlerden sık sık geliyor.

Farkında iseniz o topa hiç girmiyorum.

Çünkü bu iş iktidarın ve sermayenin paylaşımı.

Ama birazdan yazacağım konu için ağzımı bozmak istemiyorum.

İnanın bu çağda bugünde bu ücret karşılığı olarak bizim insanımıza yapılana ne derseniz onu artık siz deyin.

Önce ben yıllar önce en son düzenlenmenin ardından hizmet şöyle böyle göğe çıkartılırken TÜVTÜRK’e gitmiştim.

Orayı birebir görmüştüm.

Sonra buraya bir daha gitmemek adına kendimce bir formül bulmuştum.

Hala oradayım.

Gitmiyorum.

İnşallah bir daha da gitmem.

…………

Ama geçen hafta Perşembe günü.

Yani 18 Mayıs günü bir dostumuzun yaşadığı konuyu iki cümle ile izah etmeye çalışacağım.

Haaa yazsak da hiç kimse kaale bile almayacak.

Çünkü bu işlerin başı sistemi kurmuş oturmuş para basıyor.

Tüketici hakkı imiş.

O ne?

Geçin oradan.

…………

Dostumuz 18 Mayıs günü saat 14.30’a randevu alıyor.

Kendisine sıra 16.20’de geliyor.

Saatleri ve aradaki farkı okuyorsunuz değil mi?

Ve tabii 16.20’de giren araç 16.30’da çıkıyor.

…………..

O gün o saatlerde Konya’da elektrik kesintisi yoktu.

Sel yoktu.

Deprem yoktu.

Yangın yoktu.

Yani bu kadar eziyet için hiçbir gerekçe yoktu.

…………..

Allah aşkına bu sistemi bir tek yürek vicdan sahibi açıklasın.

Bende kafama sıkayım.

Konya’da bir Konyalıya bir vatandaşa para ile eziyet, işkence ancak böyle yapılabilir.

Başka bir örneği de yoktur sanırım.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bir insanı zorla kaliteli yapamazsınız. Sen elini çektikten sonra yöneldiği ucuz kişilikler de bunun ispatıdır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Beyşehir Isparta caddesiyle Meram Tıp Fakültesi’nin kesişme yolunda motorlar kırmızı ışıkta geçmediği zaman daha iyi adam oluruz.