TÜY BİTTİ AMA ANLAYAN YOK
12 Ağustos 2020, Çarşamba 08:54Aylardır söyleniyor.
Aylardır uyarılıyoruz.
Mart’ta başladı uyarılar. Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos derken tam 6 ay geçti aradan. Bu kafa yapısı ile daha çok uyarılacağımız anlaşılıyor.
Somut olan bir olayı anlamak bu kadar zor mu?
Demek ki zormuş.
Somut bir olayı anlamak bu kadar zorsa, gerisini oturun düşünün.
Türlü türlü çıkarımlar yapabilirsiniz salt bu örnek üzerinden.
Mesela dünyada çağın gerçeklerine göre hayat kuran,hayatı anlayan ve değerlendiren, her alanda da gelişen ülkeler sıralamasında neden alt sıralarda olduğumuzu ve yükselemediğimizi.
Mesela saplandığımız ve çağın gerisinde kalan düşünce ve eylemlerden kendimizi neden bir türlü kurtaramadığımızı. Bazen bir örnek önemli olaylar noktasında, önemli bir veri olarak karşımıza çıkıyor ve tarihe anekdot olarak düşebiliyor.Maalesef onca okur yazar nüfusumuza rağmen anlama, ölçme ve değerlendirme anlamında sorun yaşayan ve toplumda sorun yaratan insanlarımız var.Fuzuli’nin dediği gibi, “diploma cehli alıyor” o kadar.
Neyse bu konuyu masanın altına koyalım.
Zaten yazının konusu bu değil.En iyisi biz konumuza dönelim.
Aylardır söyleniyor.
Aylardır uyarılıyoruz.
Bu kafa ile daha çok uyarılacağız.
Konu aynı konu yani bilinen konu.
Pandemi karşısında en önemli tedbirler sıralamasında, liste başı olan maske, mesafe ve hijyen.
Ülkenin Cumhurbaşkanı maske, mesafe ve hijyenin önemine aylardır vurgu yapan açıklamalar yapıyor.
Ülkenin Cumhurbaşkanı maskesini çenesinin altına indirenleri “Bak yanlış yapıyorsun. Elindeki maskeyi yanlış kullanıyorsun” diyerek uyarıyor.
Pandemi sürecinde Sağlık Bakanı Dr.Fahrettin Koca’nın ülke için büyük bir şans olduğunu defalarca yazdık. Bakan bey pandemi karşısında en önemli tedbirin maske, mesafe ve hijyen olduğunu söylemekten yoruldu.
Bilim Kurulu Üyeleri aynı şekilde pandemi karşısında en önemli tedbirin maske, mesafe ve hijyen olduğunu ısrarla söylüyor.
Gazeteler aynı tedbire dikkat çekiyor. Ayrıca TV programlarında aynı konu aylardır işleniyor.
Yalnız bizim ülkemizi yönetenler değil, diğer ülkelerin yönetici ve bilim adamları da kendi vatandaşlarını pandemi karşısında maske, mesafe ve hijyen noktasında uyarıyor.Bizim TV izleme meraklısı halkımız da bunu görüyor.
Yalnız maske kullanmak bile insanı virüsten yüzde yüz koruyor.
Peki yapılan uyarılardan sonra ne kadar büyük bir tehdit altında olduğumuzu anlayabildik mi?
Pek anladığımız söylenemez.
Başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, Sağlık Bakanı Dr.Fahrettin Koca’nın, Bilim Kurulu üyelerinin, bilim kurulu üyesi olmayan bilim insanlarının vallahi dillerinde tüy bitti. Gene de anlayamadık. Fakat anlayamayan insanlar bir taraftan da idare edenleri süreci iyi idare edememekle suçluyor. Bu durum bizim değerlendirmemize göre garabet değil tam bir cehalet örneği.
Bakınız değerli okuyucular..
Sağlık Bakanı Dr.Fahrettin Koca Kurban Bayramı’ndan sonra daha önce yaptığı açıklamalara yeni sözcükler eklemek zorunda kaldı. O yeni sözcükler şu: “Durum ciddi. Sorumlu davranalım. Her adımda sosyal mesafeye uyalım ve mutlaka maske kullanalım.”
Konya Tabipler Odası Başkanı bir kaç gün önce “Vakalar bu hızla devame derse 112 çalışanları vakalara yetişemez.Böyle mücadele edemeyiz”dedi.
Konya İl Sağlık Müdürü Prof.Dr.Mehmet Koç Konya Şehir Hastanesinin birinci ünitesinin açıldığı gün, “Vakalar bu hızla giderse bir Şehir Hastanesi yetmez.” Dedi.
Anladık mı?
Vallahi halkımızın büyük bir kısmı gene anlayamadı.
Caddeler tıklım tıklım. Sosyal mesafe hiç yok. Maske kullananların sayısı da bir hayli düşük.
Toplu düğünler yapılıyor. Sosyal mesafe yok. Maske kullanan neredeyse hiç yok.
Pazar yerlerinde sosyal mesafe yok. Maske kullananlar da çok az.
Marketlerde sosyal mesafe yok. Maske kullananlar da yok gibi.
Pastane, kafe, lokanta, restoran gibi yerlerde zaten böyle bir tedbir kalmadı.
Toplu ulaşım araçlarında sosyal mesafe sıfır. İnsanlar sırt sırta ve omuz omuza. Muhtemelen maske kullanan yolcu sayısı da yok denecek kadar az.
Öte yandan minübüsler alması gereken yolcunun 2-3 katı kadar yolcu alıyor.
Her yer itiş kakış.
Bu sorumsuz davranışlar, sorumluluk sahibi insanların hayatlarını kısıtlıyor ve zorlaştırıyor.
En başta iş hayatı aksıyor. Çünkü iş yapan insanlar sokağa çıkmaktan korkmaya başladı.
Caydırıcı ve tavizsiz tedbirler alınmadığı takdirde pandemi artış gösterecek. Virüsle mücadele uzun zaman alacak. Sağlık kurumları yetersiz kalacak ve yeni can kayıplarımız olacak. Bu arada ticari hayat aksayacak. Buna bağlı olarak işyerleri kapanacak. İş yerlerinin kapanması üretimin durması demek. İşsizliğin artması demek. Ekonominin daralması demek. Günün sonunda sorumsuz bir kesimin cezasını millet olarak, ülke olarak birlikte çekmek zorunda kalacağız.
Öte yandan sorumsuz kesimin cezasını okula gidemeyen çocuklar da çekecek.
Aile yakınlarına normal ziyaret yapacağı günü bekleyen anneler, babalar, çocuklar da çekecek.
Arkadaşlar, dostlar, hısımlar, akrabalar bir araya gelmekten korkacak.
Devletin önerdiği tedbirlere uyarak sokağa çıkmak varken, tedbirlere uymayanlar kime neyi ıspat etmeye çalışıyor?
Pandemi karşısında sorumsuz davranarak sokağa çıkan insanlar, diğer insanların haklarını ihlal ederken toplum sağlığını tehdit ettiklerini ne zaman anlayacak.? Cehalet, umursamazlık, gaflet adı her neyse bu umursamazlığa kamunun “Artık durun” demesi gerekiyor. Bu dilin bir an önce kullanılması ve kesin önleyici tedbirlerin alınması gerekiyor.
Yönetenlerin dilinde tüy bitti ama anlayan yok.Dolayısıyla tavizsiz kısıtlama olmadı yasaklama tedbirler acilen gündeme gelmeli.
Geride bıraktığımız günlerde bazı illerde halkın maskesiz sokağa çıkması yasaklanmıştı. Alınan bu tedbirden sonra o illerde vaka sayısı düştü. Bizde de böyle bir tedbire başvurulması gerekiyor. Yani maskesiz sokağa çıkılmasının önüne geçilmesi gerekiyor.Aslında bu tedbir ülke genelinde alınmalı. Sokağa maskesiz çıkmak yasaklanmalı. Çıkanların da canı yakılmalı.Öyle arada bir ve üstelik medyada bir kaç gün önce duyurarak alkol muayenesi, ehliyet, ruhsat kontrolüne benzeyen uygulamalarla maske kontrolü yaparak bu işten sonuç alınmaz.
Bakın herkesin anladığı bir dil var.
Daha fazla ah almamak ve hak yememek için kamunun o dili kullanmasının zamanı çoktan geldi.
Konu insanların ve toplumun sağlığı. Kısıtlama yetmiyorsa yasak dahil her türlü tedbirin alınmasında tereddüt gösterilmemeli.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.