ÜÇ AYLAR VE FAZİLETİ
22 Nisan 2015, Çarşamba 00:00Yüce Rabbimiz'in rahmetinin, bereketinin ve mağfiretinin dolup taştığı, ölçü ve hudut tanımadığı, yapılan ibadetlerin, hayır ve hasenatın kat kat fazlasıyla değerlendirildiği, halk arasında üç aylar diye adlandırılan ve Sevgili Peygamberimiz tarafından da: “Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayı” diye müjdelenen mübarek aylara girmiş bulunuyoruz.
Bu aylar; Allah'ın kullarına birer lütfu ve ihsanıdır. Tövbe edecek, Rabbi’ne iltica edecek, şeytanın ve nefsinin esaretinden kurtulacak, hak ve hakikate dönecek, yaratıcısı ile bağlantı kuracak, kul olduğunun zevkini idrak edecek insanlar için bu aylar, büyük fırsattır.
Her ne kadar Rabbimiz’in "Kahredici, intikam alıcı, azab edici...” sıfatları var ve cehennemi yaratmışsa da O, “merhametlilerin en merhametlisi, şefkatlilerin enşefkatlisidir.” Kulları için zorlukları, azab etmeyi ve zulmetmeyi istemez. Şu ayetler bu duruma ne güzel misal teşkil eder.
"Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez"([1]), "Allah kullarına zulmetmeyi dilemez"([2]), "Onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azab edici değildir"([3]).
Bu vesileyle Yüce Yaratanımız mübarek aylar, geceler, bayramlar gibi vesileler halk ederek, kulların kendilerini affettirmelerine, bağışlatmalarına, amel defterlerindeki günahları imha ve izale ettirmelerine, bayram sabahlarına tertemiz çıkmalarına fırsatlar vermiştir.
İyi, güzel, değerli... gibi sözlerin bir de en iyisi, en güzeli, en değerlisi vardır. İnsanların en iyisi Hz. Peygamber, beldelerin en değerlisi Kâbe ve Harem bölgesi, yılların en güzeli Resûlullahın dünyayı teşrif ettikleri yıl, ayların en güzeli Recep-Şaban-Ramazan, günlerin en değerlisi Cuma ve bayram günleri, gecelerin en faziletlisi de zikredilen kandil geceleridir. Mevlid Kandili hariç, Reğaib, Mirac, Berat ve Kadir geceleri bu üç ayların içinde sıralanmışlardır.
Bu sebeple Allah Resûlü sık sık; “Ya Rab! Recep ve Şabanı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır” diye dua ederdi. Bu mübarek aylarda yapılan ibadetlerin, taatların, hayır ve hasenatın çok farklı değerlendirileceğini ümmetine tavsiye eden Allah Resûlü, sık sık oruç tutar, ibadet eder, sadaka verir, hayır ve hasenatta bulunur, çocukları sevindirir, yoksullara daha bir yakın davranır, öksüz ve yetimlerin üstüne titrer, Kur’an-ı Kerim tilâvet eder, çok dua eder ve şöyle buyururdu:
Beş gece var ki, onlarda yapılan dualar, arzular, istekler reddedilmez. Nezd-i İlâhî’de makbul ve müstecab olur:
1-Recebin ilk Cuma gecesi (Reğaib kandili) .
2-Şabanın on beşinci gecesi (Berat kandili) .
3-Cuma geceleri.
4-Ramazan Bayramı gecesi.
5-Kurban bayramı gecesi.
O halde idrak edeceğimiz mübarek geceler ve aylar hürmetine ruhumuzu karartan kötü duygu ve düşüncelerden arınalım. Allah ve Resûlünü bize unutturan aşırı dünya sevgisi ve vesveselerden uzaklaşalım. Gönüllerimizi bilgi, iyilik ve âli duygularla süsleyelim. Şairin:
Secdedeki lezzeti alabilmek mesele
Yaratanla baş başa kalabilmek mesele
Dediği gibi, Halikımızla baş başa kalmanın, O’na kullukta bulunmanın, O’nun huzurunda eğilmenin, yalnız O’na güvenip, yalnız ondan yardım istemenin zevkini bulalım.
Allah ve Resûlü’nün yasakladığı, haset, kin, haksızlık, zulüm, tefrika ve haram kazançlara yaklaşmayalım.
Mümin kardeşlerimin Reğaib kandillerini tebrik eder, bu kudsi ayların ve gecelerin vatanımıza, milletimize ve insanlığa esenlikler getirmesini Yüce Mevlâ’dan niyaz ederim.
Sevgi, barış, birlik ve beraberlik en büyük şiarımız olsun
Yüce Allah'ın selâmı üzerinize olsun.
Dipnotlar:
1- Bakara Sûresi, 185.
2- Mü’minûn Sûresi, 31.
3- Enfâl Sûresi, 33.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.