ÜÇ GÜZEL HAREKET

Restoranlarda pahalı menüler, farklı mekânlarda pahalı iftarlar, pahalı ikramlar, pahalı sofralar bu Ramazan ayına damgasını vurdu.

Ramazan ayı zengin ve seçkinlere bir başka güzel oldu.

Pahalı ve şatafatlı ikram programları ekonominin alevleri yükselirken de hız kesmedi, kesecek gibide görünmüyor. 

Toplumda ekonomik ve sosyal statüleri, mevki ve konumları birbirlerine yakın olan kesimler, pahalı sofralarda birbirlerine ağırlıyor.

Yoksul, yetim, borçlu, kimsesiz, çaresiz yakın zamanda olduğu kadar kimsenin aklına gelmiyor artık.

Pahalı menüler, pahalı iftar programları, pahalı ikramlar, zengin ve seçkin olanların hakkı olarak görülmeye başladı.

Belediyeler bir tas çorba, bir tabak pilav ile birkaç dilim ekmeğe muhtaç çok yoksul ve kimsesiz insanlar için iftar çadırları da kurmuyor artık. Belediyelerin iftar programları bile siyasi oldu. Muhtarlar, vakıflar, dernekler baş tacı. Şehirde, kanaat önderi olarak temayüz edenlere yalnız iftar sofraları değil belediyelerin kapıları de sonuna kadar açık. Dükkân, böyle konumlarda olanların anlayacağınız.

Şehirde gerçekleştirilen iftar programlarında teselli babında istisna ararken, üç güzel hareket dikkatimizi çekti.

Üçü de bahse değer önemli konulardı bunların.

İlk olarak..

Şehirde yaşayan 100’den fazla meczuba iftar yemeği verdi hayırsever bir vatandaş.

Onların hatırlanmış olması ibadet mertebesinde bir hareket olmalı.

Örnek teşkil eder de, başka hayırseverlerde meczup vatandaşlarımızı belki hatırlar diye düşündük ama arkası gelmedi bu kıymetli hareketin.

İkincisi bakkala borcunu ödeyemeyen vatandaşların MÜSİAD tarafından, 500 bin liralık borcunun kapatılmasıydı.

MÜSİAD’ın takdire değer söz konusu hareketi sayesinde 100 civarında mahalle bakkalı rahat nefes alırken, çok sayıda vatandaşımızda Ramazan’da en azından bakkala borçlu olmaktan kurtuldu.

Hareket olumlu ama içinde bir miktar siyaset var. Keşke bu olmasaydı. MÜSİAD başkanının, “MÜSİAD Konya ailesini daha da büyüktük” sözlerinden, ne anlamak lazım? “Biz sizi bakkala borçlu olmaktan kurtardık. E, artık sizde günü gelince bize, bizim istediğimiz şekilde borcunuzu öderseniz” gibilerinden bir anlam çıkmıyor mu, başkanın sözlerinden?

Üçüncü olumlu ve çok güzel harekete gelince.

“Dünya Yetimler Günü” nedeniyle, şehirde yaşayan yetimler hatırlandı. Keşke senede bir gün değil, her gün hatırlanabilse yetimler.

Vilayet öncülüğünde yetimler adına “Kardeşlik İftar programı” gerçekleştirildi. Bazı milletvekilleri, vali, belediye başkanları ve daire müdürleri yetimlerle birlikte iftar yaptılar.

Meczuplar, mahalle bakkalına borçlu olan insanlar, yetimler ve bunlara benzer daha başka özel durumları olan insanlar yalnız Ramazan ayında bir defaya mahsus olmayıp, her gün hatırlanabilseler. Fakat bir defaya mahsus da olsa olumlu ve güzel hareketlerdi, söz konusu hareketler.

Herkesin kendisine özel dünya kurduğu bir dönemde bu gibi münferit hareketler bile mutlu edebiliyor, hassasiyet sahibi insanları.