UĞUR BAŞKAN BİRAZ İNANSA, HASAN BAŞKAN BİRAZ GÖRSE !!!

Sakın ola başlığımıza bakıp da şehrin 1 numaralı ismi Sayın Uğur İbrahim Altay, şehirde AK Partinin 1 numaralı ismi Sayın Hasan Angı ile ilgili negatif bir yazı filan yazacağımı sanmayın.

Zaten yazamayız da.

Ama hani konuşurken sohbet ederken inandığım samimiyet bağlantısı var ya onun gerçeğe dönmesini çok arzu ediyorum.

Şimdi şehrin bu iki değerli ismi de, sizlerde “Hayırdır ne oldu yine?” diyeceksiniz.

Sakin olalım ve bizde sap ile samanı birbirine karıştırmadan sakin sakin yazmaya çalışalım.

Pazartesi günü Meram Belediye Başkanı Sayın Mustafa Kavuş Beyin ve ekibinin samimi daveti üzerine Şükran mahallesinde idik.

Malumunuz o tarihi temel atma töreni vardı.

Tören başlamadan tesadüf o ya bir anda Hasan Angı abim ile karşılaştık.

Derken çok sevdiğim saydığım benim için artık bir vekil değil, Bakan yardımcısı hatta bakan olarak gördüğüm Orhan Erdem Bey geldi.

Derken genç karizmatik ve akıllı vekilimiz Sayın Selman Özboyacı Bey geldi.

Zaferden kırk yıllık abim Hasan Kavuş hemen yanı başımızda.

Birkaç kişi daha.

Laf nereden döndü dalıştı bilmiyorum ama Hasan abim benim 20 yıllık “Baş vekilim” Hasan abi ayak üstü o meclise “Uğur abi de yazıyor işte.

Neymiş de efendim türbanlı yazar küfürlü kitap yazmış”

…………

Cep telefonumdan hemen o kitabı buldum.

Yazarın kitabın üzerinde ki fotoğrafını buldum.

S…… s……. Lı cümlelerinin olduğu sayfaları buldum.

Önce Orhan Bey’e gösterdim.

Ardından Selman Beye gösterdim ve kitaplardaki bu durumu Orhan Beye sordum

“Abi bu kitaplar nasıl basılıyor?

Küfrün her türlüsü var.

Ve bunu çocuklarımız okuyor.

Biz gazetede noktayı nereye koyacağımızı bilemiyoruz.

Korkumuzdan. Ayaklarımızdan asacaklar vallahi.

Bunlar nasıl kitap?” 

………….

Orhan Bey’de bana bunların Milli Eğitim Bakanlığı ile alakası olmadığını Kültür Bakanlığı bünyesinden numara alınarak basıldığı anlattı.

Tamam bu iş Kültür Bakanlığının kontrolünde imiş.

Yani o CA HA PE li Bakanlığın işi imiş(!)

…………….

Derken Sayın Başkan Uğur İbrahim Altay Bey’de bizim meclise katıldı ayaküstü herkes birbirine esprili göndermelerini yaptı.

Sonra resmi heyet tören için ön sıraya giderken bizde haddimizi bilerek en arkaya geçtik.

Sonra o inşaat alanında aklıma geldi.

Hasan abi bizim yazılarımızı günlük olarak takip eder biliyorum zaten.

Ama hiçbir şekilde AK Parti iktidarlarının bir eksiğini noksanlığını kabul etmez.

Çünkü iyi inattır(!).

Biz birbirimizi AK Parti ile bilmedik ki?

30 yıldır tanırız biliriz.

20 yıldır AK Parti gücünün gücünü doyasıya yaşayan “Baş vekilim” içinde artık siyah siyah değil beyazdır.

Yani AK tır.

Hasan abi yazdığımız şehir sorunlarına hiçbir zaman bizi çağırarak YALAN ya da YANLIŞ demedi ki.

Deseydi vallahi de billahi de kendi hatalarımı severek düzeltirdim.

Düzeltmeye de hazırım.

……………

Mesela Hasan abi ile birkaç böyle mevzulara girdim.

Çok büyük hatalar yaptım(!)

Çünkü Sayın Angı siyasiliğinin ötesinde süper zeka uçak mühendisidir.

Altta kalır mı hiç?

Siz belge gösteriyorsunuz?

“Bu ne abi?” Diye soruyorsunuz.

Hasan abi cevabı yapıştırıyor;

“Ne çabuk unuttun Uğur abi.

Eskiden askerlerin arasında uçağa binip iniyordun. Şimdi öyle mi?

Eskiden otobüslerle Ankara’ya İstanbul’a gidiyordun. Şimdi hızlı tren var.

Bunlar Konya’nın kızıl elması değil miydi?”

…………..

Hasan Abim haklı.

Konya 20 yıl önce ki Konya’mı?

Türkiye 20 yıl önce ki Türkiye mi?

………….

Asla değil.

Zaten aynı diyeni Allah çarpar.

Biz hiçbir zaman öyle demedik demeyiz de.

………..

Hani Hasan abiye göre KIZIL ELMALARLA değil de çiçekle böcekle uğraşıyoruz yaaa.

Aklıma geldi.

Hani dün bir binanın hatasının çiçekle kapatılmasını yazmıştık ya.

Yani bir yıllık çiçek olayını.

Hadi gelin o zaman bu konuyu biraz açalım.

…………….

Bakın bir resmi bina yapılması için ihale yapılıyor.

İnşaat başlıyor ama kazdıkça kazdığınız yerden su çıkıyor

Belge mi?

Peki buyurun fotoğrafları

Su çıkınca yapımcı firma diyor ki buradan su çıkıyor.

Olsun devam.

Sonrasında mıcırla buraya 30 cm dolgu yapılıyor.

Teknik olarak yetmez dense de devam deniliyor.

Bugün için inşaatın yüzde 70 i bitiyor.

Şimdi size sorarım.

Siz bu şartlarda kendiniz ev yaptırır mısınız?

Ev yaptırıp üzerine oturur musunuz?

………….

İsterseniz çiçekli böcekli bir acı örnek daha verelim mi?

O çiçeği(!) görünce yine aklıma geldi

………………..

Şehrin göbeğinde bir İl Müdürlüğü binası yaptırılıyor.

Yapıma çıkarken ki şartnamede olduğu gibi merdivenlere alüminyum doğrumalar yapılıyor.

Ama İl Müdürümüz buna kızıyor.

Yaparsanız sökerim atarım diyor.

Alüminyum doğrumalar büyük para tutuyor.

Bu teklif yapımcı firmanın da işine geliyor.

Devreye Büyükşehir’in kontrolörleri giriyor.

Onlar da olmaz şartnamede ne yazıyorsa o yapılacak diyorlar.

Siz yapın Müdürlük ister söker ister başka şey yapar diyorlar

Firma alüminyum demirleri yapıyor.

Firma Büyükşehir’den parasını da takır takır alıyor.

Sonra o merdivenlerdeki alüminyum doğramalara ne mi oldu?

Gücün gücü bu işte.

MÜDÜR DEDİĞİNİ YAPIYOR VE SÖKER ATARIM DEDİKLERİNİ SÖKÜP ATIYOR.

Yani kullanılmayacak bir şeyi Belediye boşu boşuna yaptırmış oluyor ve bizim sizin vergilerimizle ödediğimiz paralarımız yani kendi paramız çöpe gitmiş oluveriyor.

…………

Daha durun canım bitmedi ki.

Mesela bu binanın bir de teras meselesi var.

Teras yalıtımında firma yetkilileri ilgililere diyorlar ki “gelin bu kış şartlarında yalıtım yapmayalım, yapacaksak da başka bir malzemeden yapalım. Bundan yapılırsa malzeme zarar görür ve akar. Başka malzemeden yapalım ki yarın burası tepenize akmasın”

Cevap; “Yok hayır efendim şartnamede ne yazıyorsa o yapılacak yapın”

Mecburen emir demiri keseceği için peki denilerek şartnamede ne yazıyorsa o yapılır.

Ve geçen kış terastan bina su alır.

Peki kim sorumlu oldu?

Tabii ki müteahhit.

Değilse adam bir daha iş filan alamaz ki.

………………

Devam edeyim mi?

Mesela okurumuzun bir yıl sonraki çatlağın kırığın büyüyüp gittiği kapı kırıklarına gelelim.

Belediye yetkileri taş beğenmiyorlar.

Taş falanca ilden ustası falanca yerden getiriliyor.

Belediye şimdi o taşı hangi şehirden getirecek ustayı bilmem hangi şehirden?

(Tabi bunlar sadece bize iletilen iddialar. Birde bunun sorumlularını dinlememiz gerekir)

………………….

Peki şimdi durduk yerde böyle sıkıntılı konulara nereden girdik?

Neden girdik?

………….

Bu soruların tek bir cevabı var.

Baş vekilim canım Hasan Abim benim çiçek böcek yazmama bile dudak büküyor yaa.

Valla bu kadar lafa bir çiçekten geldik.

Gelin ben yine çiçek böcekle idare edeyim.

Değilse böyle delilli ispatlı sıkıntılı konuları yazmak zorunda kalırım.

Siz beni sevmeseniz de ben sizi seviyorum.

Benim size saygım büyük.

Çünkü sizin böyle akçeli işlerle hiç bir alakanız olmadığına inanıyorum.

Her yerde de bunu söylerim.

Ama yapılan eksiklikler noksanlıklarda var değil mi?

……….

Sonra o bölgenin esnafı bir yıldır düzelmeyen ve gittikçe büyüyen kırıkların çiçekle kapanmış fotoğraflarını atar.

Benim biricik Hasan abim beni en iyi tanıyanlardandır.

………………

Uğur Başkan ise 10 küsur yıldır bizi bilir tanır.

Ne Sayın Uğur Başkana ne de Hasan abime önlerinden arkalarından yanlarından tek bir yamuk yapmadım.

Yazamayacağım konuları birebir kendilerine aktardım.

İnandıkları oldu inanmadıkları oldu.

İnanmadıklarını da sonunda kendileri yaşayarak gördüler.

……………..

Haaa 20 yıllık AK Parti iktidarlarında bu büyüklerimin bir defa dahi yaralı parmağımıza çişlerini yapmadılar.

Bize yapmadılar ama bizim meslekten pek çok arkadaşı madden ve manen uçurdular.

Canları sağ olsun.

Benim tek duam yüce Rabbim sağ elimi sol elime muhtaç etmemesi içindir.

………………

Çok şükür Cenab-ı Allah’ıma son 42 yılda ne iktidarlar ne siyasiler ne sermayeler gördük geçirdik.

Benim için ZAMAN EN İYİ İLAÇTIR….

Ben her iki siyasi büyüğümü de sonsuz şekilde seviyor sayıyor inanıyor ve güveniyorum.

Ama işler sadece KIZIL ELMA ile olmuyor.

KIZIL ELMALAR da Sayın Cumhurbaşkanımızın Konya’ya olan hediyeleridir.

Gelin size hiçbir zaman muhalif olmayan biz yerel gazetecilere biraz inanın biraz güvenin.

Çünkü gerçekten eksikler var noksanlar var yanlışlar var.

Ama biz hala çiçekle böcekle uğraşıyoruz.

Niye mi?

Şehir için.

Niye mi?

Sizi karşılıksız sevip inandığımız için.

Bizden yamuk olmaz buna inanın.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kendinizi başkalarıyla kıyaslayıp onlar gibi olmaya çalışmayın. Herkesin kendine göre şartları vardır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İster resmi isterse özel olsun hastanelerimizin park sorunlarını kökten çözebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.