UĞUR BAŞKAN BURADAN RANT SAĞLAYABİLİRDİ !

Konya dışında olduğum için Başkan Uğur İbrahim Altay’ın basın toplantısına katılamadım. Ama toplantıyı takip eden muhabir arkadaşlardan özellikle merak ettiğim konuların cevabını aldım.

Şu anda yıkılmakta olan Büyükşehir Belediyesi’nin yerinin kütüphane olacağını resmen açıklamış.

Zaten Uğur Başkan ilk günden bu yana burayı kütüphane yapmayı düşünüyordu.

Kültürpark içerisindeki kütüphane çok güzel tuttu.

Hatta öylesine tuttu ki çocuklar gün doğmadan alaca karalıkta kütüphaneye girebilmek için yağmur kar altında bile uzun kuyruklar oluşturuyorlardı.

Şimdi buraya yapılacak olan kütüphane buranında yükünü almış olacak.

Buda bize gösteriyor ki Selçuklu’da Üniversiteler bölgesine ve Meram’da da Erbakan Üniversitesi kampüsleri bölgesinde yine böylesine detaylı büyük kütüphanelere ihtiyaç var.

Bunları şehri yöneten siyasi irade zaten yapar.

Benim aklım fikrim Büyükşehir Belediyesinin yıkılan yerinde idi.

Burası Konya merkezde rantçıların ! tabiri ile “En kupon” yer idi.

Hani belli bir kesim Başkan Uğur İbrahim Altay’ı lafa geldi mi eleştiriyor ya; ”Uğur Başkan sata sata yer bırakmadı”….

Hem de bunu diyenler ancak arkasından söylerler.

Amma yüzüne karşı şirinlikler yapıp önünde taklalar atarlar.

Niye böyle bir palyaçoluk yaparlar?

Para için.

Bedavadan ucuz yoldan köşe dönmece işleri için.

Çünkü bunlar bunu meslek edinmişler.

Babadan amcadan kalma paralarla kupon yerleri toplayıp bire yüz kazanmak için.

Hiçbiri alın teri ile bugünlere gelmemişler çünkü. (Birkaç küçük istisnayı elbette ayırıyoruz)

Uğur Başkan yıkılmakta olan Büyükşehir Belediye binasının olduğu yere kütüphane değil de bir gökdelen dikse nasıl olurdu?

Ya da mesela bu satırları yazarken aklıma geldi.

Sabah sabah bir abimiz ile görüşüyorduk.

Hastalıkların artması.

Herkesin hasta olması.

Ucuz ya da pahalı.

6 ay sonraya randevu da alabilsek hastanelerinin yetersizliği üzerine dertleşiyorduk.

Abimiz şöyle dedi;

“Uğur abi eskiden Konya’da üç hastane vardı. Meram’da SSK, merkezde Devlet Hastanesi ile Doğumevi. Sonra Selçuklu Tıp yapıldı.

Şimdi her yerde özel devletin hastaneleri. Tıp Fakülteleri. Hastaneler yetmiyor abi. Paralı parasız herkes hasta” demişti.

Uğur Başkan o bölgede yeni bir trafik düzenlemesi ile dört dörtlük marka VIP bir hastane için o arsayı verse bu millet ne derdi?

“Helal olsun başkana hizmetin en güzeli bu. Büyük bir eksikliği daha giderdi” derdi ve arkasından da dua ederdi.

Mesela Allah için ben dua ederdim.

Uğur Başkan bu bölge için asla ama asla rant işine girmedi.

Hakkını vermek lazım.

……………..

Haaaa yine bana kızacaksınız biliyorum ama yazmak zorundayım. Çünkü vicdan taşıyan herkes bunu yapar.

Tahir Başkan Zafer’de yıkılan o eski Adliye binasının olduğu yeri ranta paraya çevirebilir miydi?

Çevirirdi.

Konyalıda hem alkışlar hem de dua eder miydi?

Ederdi.

Ama yapmadı değil mi?

Yarın da bugünü böyle anacağız inşallah.

……………..

Tekrar söylüyorum Uğur Başkan can alıcı noktalarda hayati dokunuşlar yapıyor.

Elbette herkes her icraatı alkışlamayabilir.

Sadece benim üzüldüğüm ve takıldığım bir konu var.

Bu yüzden de takıntı haline geldiğim konu Uğur Başkanı, Hasan Angı’yı veya falanca vekili eleştirenler hep bu siyasilerle birlikte olup para işi yapanlar.

Çağırın “kim diye” sorun?

Delilleri ile ispatlarım

Birebirde kapalı kapılar ardında Uğur Başkanı, Ahmet Pekyatırmacı’yı, Mustafa Kavuş’u, Hasan Kılca’yı eleştirenler yemin ederek söylüyorum hep çocuklarını bile AK Partiye kayıtlayan zengin isimler.

Bunları izlerken ANAP’ın rahmetli Özal’ın en şatafatlı yıllarını hatırlıyorum.

Bana bir tane CHP li, Saadetli, İYİ Partili, veya DEVA, Gelecek Partili işte muhalif zengin gelip de “Uğur Başkan ya da şu Başkan şurayı peşkeş çekti” demedi.

Ama sürekli Başkanı, Başkanları eleştiren Reis’ciler var ya onların yatacak yerleri yok.

Onlar için mevcut siyasi irade sürekli iş versin. Para versin.

Sanki burada Konya Merkez Bankası var.

Ve bu banka sadece sözüm ona bu uyanıklara çalışacak.

Öyle yağma yok.

Yerseniz böyle.

Allah var dün sabah yaptığım iki görüşmenin ardından Başkan burayı ranta çevirmediği için kendisine yürekten bağıra bağıra teşekkür etmek istedim.

KORONA NEYMİŞ Kİ?

Bir duyarlı abimiz, büyüğümüz hafta sonunda çektiği fotoğraf karelerinin altına şunları yazıyordu;

“Gastro Fest festivali için üç günde 250 000 kişiyi (açıklanan resmi rakam) oraya yığmanın kovit -19 /korona salgınında faydasından çok zararı olacağı kanaatindeyim. Geçerken gördüğüm giriş kuyruğu ve kalabalıklar inşaallah Konya'nın turuncuya dönen rengini tekrar kırmızıya döndürmez. Korona'yı falan umursayan kalmamış. Yetkililer ve vatandaşlar dahil. Sahi korona bitti de benim mi haberim yok. FİKRET ……..”
Bu büyüğümüzün uyarısını aldık kabul ettik.

Ama herkes kabul edecek ki artık salgında bizde sürü politikasına geçtik.

Ray değiştirdik.

Yanılmıyorsam eğitimde 500 bin küsur çocuk evde karantinada imiş.

Buna rağmen siz kapatılan hiç okul duydunuz mu?

Bilmem kaç on bin sınıf eğitime ara vermiş.

Olabilir.

Beş gün sonra o sınıflarda eğitime başlar.

Sonuç;

YOLA DEVAM

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olma.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hastane çevrelerinde araçlarımızı kaldırımlara park ederek çekip gitmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.