UĞUR BAŞKANIM ŞİKAYETÇİYİM…

Bugün yazımıza yine Büyükşehir ile başlamak zorunda kaldığımız için sizlerden özür dilerim.

Çünkü Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Uğur İbrahim Altay’ın Büyükşehir Belediyesi meclis toplantısında meclis üyelerine yaptığı sunum ve şehir ile ilgili gelişmeler ile mevcutların son halini sosyal medyadan takip etmeye çalışırken zifiri karanlıkta ve buz gibi bir odada titreyerek öğrenmeye çalışıyordum.

Diyeceksiniz ki ne demek zifiri karalık?

Evet Konya ışıl ışıl aydınlık iken, biz simsiyah yanmayan ışıkların gölgesinde idik.

Millet kaloriferini yakmış bacak bacak üstüne atmış keyif yaparken ya da güle oynaya yemeğini yerken biz soğuktan titriyorduk.

Hem de iki saat boyunca.

Niye?

Çok basit Belediye ekipleri yine kepçe marifetlerini sergilemişler ve bizim mahallenin elektrik kablolarını koparmışlardı.

Helal olsun böyle marifetli ekiplere demek lazım.

Başka nerede nasıl beceriyorlar bu işleri bilemem ama en son haber olarak yayınlanan ve felaketin eşiğinden dönülen bir başka kepçe hüneri de Hocafakıh mahallesinde yaşanmış yine bir belediye kepçesi bu kez doğalgaz hattını patlatmıştı.

……………

Sayın Başkanım elbette böyle iş kazaları olur?

Bunu son derece normal karşılıyoruz.

Ama artık her çalışmada örnek olan Konya Büyükşehir Belediyesi böyle elektrik hatlarını koparma, doğalgaz borusunu patlatma ya da su borusunun patlaması gibi Belediye hizmetlerinin aksatılmasının ardından bir özür mesajı atsa da gönlümüzü alsa olmaz mı?

Nasıl olsa bildiğim kadarı ile böyle bir mesaj sistemi var.

Her ay paramızı yatırsak da “hatırlatma” adı altında fatura bilgileri mesajlar geliyor ya.

Birde böyle durumlar sonrasında özür dilense iyi olmaz mı?

………..

Bu da nereden aklıma geldi.

Biz Konya ışıl ışıl sıcacık evinde iş yerinde otururken karanlıkta çoluk çocuk donuyorduk ya.

MEDAŞ’tan iki ayrı mesaj geldi.

Birinde şöyle diyordu;

“ERENKÖY Mahallesi ……….. tesisatınızda kesinti olmuştur. Ekiplerimiz müdahale etmektedir. 19.15 e kadar enerjinin verilmesi planlanmaktadır.”

Sonra bir daha mesaj geldi.

Mesela yukarıda belirtilen saatte elektrik gelmese bile o saatlerde MEDAŞ’a kızmak kırgınlık öfke şöyle dursun teşekkür dahi ediyordum.

Buradan bir kez daha MEDAŞ’a teşekkür ederim.

Hiç değilse gelişmelerden abonelerini bilgilendirerek olayın takipçisi olduklarını bildiriyorlar.

Sonuçta Başkanım Belediye Hizmetlerinde böyle bir uygulamaya geçilirse vatandaşın gazı da alınmış olur diye düşünüyordum.

SAĞLIK BAKANININ BİR KELİMESİ BİLE HERŞEYİ ALIP GÖTÜRÜYOR İŞTE

Bu konuda yine iki gün önce yaşadığım bir konuyu paylaşayım.

Yanımda dostumuz İsmail Özkan’da vardı.

İnsanlar bir araya geldiler mi ne konuşuyorlar?

Bir uçup giden ekonomiyi.

Birde koronayı.

Sağlık Bakanı Koca, TBMM Bütçe konuşması sırasında ne demişti;

“Zaman zaman hatalar eksikler yapmış olabiliriz….”

İşte bizim sohbetimizde koskocaman Rektör hoca bu cümleye duyduğu memnuniyeti dile getiriyordu.

Yani özür dilemek, bilgi paylaşımı yapmak pek çok sıkıntının da önünü kesmiş olur diye düşünüyorum...

SAĞLIK DEMİŞKEN

Haaa bu arada sağlıkta özelde filan yine çaktırmadan bir şeyleri vatandaşa fatura edilmeye başlanmış.

Elbette özeldeki bu yeni çaktırmadan yapılan ek ilaveler, fatura ilaveleri yasal.

Onda bir sıkıntı yok.

Ama olan yine vatandaşa oluyor ya.

Helal olsun.

İnşallah sağlıkta o eski günlere dönmeyiz.

Çünkü ister özel ister resmi.

Hadi bir MR çektirin de görelim.

Gece yarıları hastanelere taşının da bir bakın bakalım.

SURİYELİ HÜSEYİN ÇÖPTEN

GÜNLÜK 100 TL KAZANIYORMUŞ

Bir gönül dostum üşenmemiş aracından inmiş.

Suriyeli Hüseyin ile sohbet etmiş. Dertleşmiş.

Ve bu fotoğrafı çekebilmek içinde kendisinden izin almış.

Bizimle de konuyu şöyle paylaşıyordu;

“Selamünaleyküm Uğur abi. Hayırlı günler.

Suriyeli vatandaş da ekmeğini bu şekilde çöplerden plastik toplayarak kazanıyor.

Fotoğrafları izin alarak çektim.

İsmi Hüseyin.

Günlük kazancı 100 TL'miş, buna da şükür diyor.

Sizinle paylaşmak istedim. Hürmet ve saygılarımla.”

………….

Evet Allah olmayana yok ve yoksul insanlarımıza ecir sabır güç kuvvet versin.

İnanın tarihi zor günlerden geçiyoruz.

Bu işin siyaseti Akı GÖKü olmaz.

O dolarlar o altınlar hepimize küçük ya da büyük temas ediyorlar.

Hem de ne temas.

Çok acı veriyor çoooook.

70 lerden bu yana yaşanılan bütün yokluk kıtlık ve ekonomik krizleri yaşayarak gelen bir insan olarak bu krizden korkuyorum.

Çünkü hepimiz sizde dahil artık eski insanlar değiliz.

Dün dünyamız ekmek iken, bugün internet.

Evdekiler ne krizden anlıyorlar ne de gelecek kaygısından.

Sürekli istiyorlar.

Haklılar çünkü öyle büyüdüler.

5 aylık bebeğin bile ağzından memesini çektin mi ortalığı yıkar ağlar değil mi?

Benzin motorin Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift rakamlara ulaşmış.

Peki kimin umurunda?.

Hiç arabasını evinin önüne kilitleyip otobüse, dolmuşa bineni gördünüz mü?

Arabası olan yine söve söve 100 TL lik de olsa alıyor yakıtını biniyor arabasına.

Olmayanın zaten yoktu.

…………

Evde çocuklar konuşuyor.

Peynir şu kadar, süt bu kadar.

Et bu kadar, pirinç bu kadar.

Eeeeee.

Çocuklara söyledim “Evde hala üç öğün yemek yeniyor. Hadi aile boyu oruç tutalım. Hiç olmazsa hem iki öğün sofra kurulur iki öğün yeriz. Hem de oruç borçları ödenmiş olur.”

Ne dersiniz bu konuda Diyanetten fetva almak gerekir mi?

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnsan menfaati söz konusu olduğu zaman firavundan daha zalim şeytandan daha da tehlikelidir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Şehrin göbeğinde kısa kestirmeden gideyim diye tek yönlü yolda ters yoldan gidip risk almadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.