ÜNİVERSİTE AÇMAK
15 Eylül 2021, Çarşamba 08:0140 yıl önce popüler vaatler arasında ilk sıralardaydı.
Siyasetçilerin elinde bulundurduğu önemli bir sermayeydi.
Önemli kamu yatırımlarını hayata geçirmekte zorlanan siyasi iktidarların popülizmden medet umduğu yıllardı, o yıllar. Toplumda karşılık görebilmek için akla ziyan vaatler yapılıyordu. Şehirlere üniversite açma vaadi de en önemli bir vaatti.
Üniversite sözcüğü insanların kulağına hoş geliyordu.
Siyasetçiler, insanların bu zaafından sonuna kadar istifade etmeye çalıştı.
Üniversitesi olmayan şehirlere üniversite açılmaya başladı.
Aynı dönemde çok sayıdaki ilçede üniversite sahibi yapıldı.
Öngörüsüz, ölçüsüz ve plansız bir şekilde açıldı üniversiteler.
O tarihe kadar kamu hizmetlerinin fazla uğramadığı yerlerde bile partilerin oy kapasitesine göre üniversite açıldı. Şehir merkezlerine uzaklık/yakınlık önemsenmedi. Okul binaları ve yurt ihtiyaçları da önemsenmedi. Böyle yerlerdeki üniversite bölümlerine kayıt yaptırmak zorunda kalan öğrenciler büyük mağduriyetler yaşadı. Farklı istismarlarda oldu ayrıca. Üniversite hocaları gitmek istemedi bu üniversitelere. Bir müddet sonra öğrencilerde yaşadıkları zorluklar nedeniyle gitmemeye başladı. Çoğu hocasız ve öğrencisiz kalan üniversite bölümleri, altından kalkılması zor sorunlar meydana getirdi.
En başta ülkede üniversite eğitiminin kalitesi düştü.
Üniversite eğitimi sıradanlaştı.
Siyasetçilerin şehirlere üniversite açma yarışına girdiği o dönemlerde insanlar ülkede Lise diplomasına sahip gençlere bilgili insanlar gözüyle bakardı. Lise diploması işe yarardı ayrıca. Günümüzde bazı alanlar dışında üniversite diploması işe yaramıyor.
Üniversite sayısı arttıkça, üniversiteler eski hüküm ve değerini kaybetmeye başladı.
Öte yandan üniversite mezunu gençler çalışmak için aldığı eğitime uygun alanlarda iş bulamıyor. Çok sıradan ve hiçbir eğitim gerektirmeyen işlerde çalışan üniversite mezunları var.. Üniversiteli işsizlerin sayısı her yıl giderek artıyor. Üniversiteli işsiz sayısı, işsizlikte ülke ortalamasının iki katına çıkmış durumda.
Üniversitelerimiz dünya üniversiteleri sıralamasında da ilk 500’de de değil.
Bilim, aydınlanma, kültür gibi değerler üretme anlamında üniversitelerimiz zorlanıyor.
Çok sayıda nedeninden söz edilebilir yaşanan olumsuzlukların.
Üniversite sayısının çokluğu üniversitelerin kalitesini bozdu her şeyden önce.
Sayı fazlalığının hiçbir alanda kalite getirmediği görülüyor.
1980’in başında ülkede 27 üniversite varken ve bu üniversitelerde de yaklaşık 200 bin civarında öğrenci okurken, üniversiteli olmak ve üniversite diplomasına sahibi olmak önemli bir avantaj ve üstünlüktü. Aynı yıllarda üniversitelerimiz her biri, ülkenin kutup yıldızıydı.
Çokluk ve siyaset bir araya gelince üniversitelerimizde kalite/değer erozyonu kaçınılmaz oldu.
Bu sığlıktan kurtarmak gerekiyor üniversiteleri.
Eğitim Bir-Sen Konya 2 No’lu Şube Başkanı Şenol Metin’in yerel bir gazeteyle yaptığı mülakatı okudum önceki gün.
Şenol Metin üniversitelerde acil reform çağrısı yaptı.
Aslında söz söyleme ehliyet ve yetkisine sahip her insan ve her kurum üniversitelerde reformu gündeme getirmeli.
Üniversiteler türlü nedenlerle farklı alanlarda zorlanmaya başladı.
Üniversite diplomaları eskiden olduğu kadar işe yaramıyor
Artan nüfus sayısıyla falan ilgili yok bu olayın.
Üniversite yönetimlerinin sadece akademik faaliyetlere odaklanması, eğitimde-bilimde kaliteye öncelik verilmesi halinde yaşanan sorunlar büyük ölçüde çözülecektir. Bu arada üniversitelere dünya üniversiteleri sıralamasında ilk 500’e girebilmeleri için yeni imkanların verilmesi gerekiyor. Hangi dönem olursa olsun siyaset dışı bir anlayışla değerlendirmek gerekiyor üniversitelerimizi.
Üniversite sınav sonuçları açıklandıktan sonra tercihler yapıldı, kayıt dönemi başladı.
Tek öğrencide olsa kaydını yaptırmayan 166 program var üniversitelerde.
Bir çok programda da taban puan oluşmadı.
Hangi açıdan bakarsanız bakın üniversitelerin kuraklık yaşandığı gerçeği karşınıza çıkıyor.
40 yıl önceye dayanan her şehre üniversite popülizmi, aradan geçen zaman içerisinde üniversiteleri bozdu ve nitelikten uzaklaştırdı.
Sorunun çözümü, acil reformda.
Üniversiteler daha fazla yorulmadan ve değerini kaybetmeden elden geçirilmeli. Reform ifadesi doğru. Reform gerekiyor
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Mustafa
15-09-2021 23:1740 yıl mı acaba!Sayın Taban,1923'ten 2003'e kadar olan 80 yılda 77 üniversite açılırken,2003'ten 2018'e kadar olan 15 yılda 129 üniversite açıldı.40 yıl diyerek konuyu biraz genellemek istedik galiba.Selamlar