ÜRETİCİ AĞLAMASIN ÇİFTÇİ DERT YANMASIN ASGARİ ÜCRETLİ AĞZINI AÇMASIN (!)

Ülke olarak dün bir milli baramı hep birlikte idrak etmeye çalışırken görüyordum ki üç beş ailenin dışında milli bayram tam bir milli tatil günü gibiydi.

Adı Milli Bayram olan 30 Ağustos Zafer Bayramı çalışma zorunda olmayan kesim için tam bir yatış günü idi.

Bana her gün bayram olduğu için dün sabah evden yine erken çıkmıştım.

Ama günün tatil günü(!) olduğunu unuttuğum için atlamıştım.

Kimi aradım ise herkes yatışta idi.

Telefona bile bakmayanlar vardı.

………….

O anlarda aklıma hal geldi.

Adnan Menderes Hali.

Burası için yaz-kış, cumartesi-pazar, bayram-seyran olmaz.

Dahası burada iş yoğunluğu gecenin 2-3’ünde başlar Konyalının afyonu patlarken saat 10’dan sonra da buradan nerede ise el ayak çekilir.

Buradaki bir dostumu aradım.

“Abi eve geçtin mi yoksa dükkânda mısın?”

…………..

Abimiz ekibi ile işin yüzde doksanını bitirseler de henüz hali terk etmemişlerdi.

Yönümüzü hemen Adnan Menderes Yaş Sebze Haline çevirdik. 

Beni özleyen büyüğümüz biz geleceğiz diye muhteşem bir masa donatmıştı.

Ballı muzdan tutun tüm protokol meyveleri masanın üzerinde idi.

Adını bilediklerim aklımda tutamadıklarım dahil.

Bir güzel nefis muhteşem ve hiç de alışık olmadığımız ikinci bir kahvaltımızı yaptıktan sonra laf döndü dolaştı ekonomiye, tarıma, üreticiye, işçiye hatta işçi sıkıntısına.

………….

Dinlediklerimiz gerçekten akıl işi değildi.

Mesela halde asgari ücret 20 bin TL imiş.

20 bin TL’yi alanlarda zaten Suriyeliler imiş.

Bizim Türkleri siz düşünün

……………..

Halde muhabbet ne olur.

Ürün olur, tarla, tapan ve para olur değil mi?

…………

Hani hükümetin mısır fiyatlarını açıklamasının ardından mısır üreticisi ağladı ya da ağlarmış gibi yaptı yaaa.

Bunun hiç de aslı astarı yokmuş

Ha sadece şöyle bir durum varmış mısır üreticisi geçen sene kiloda 3-4 TL kazandı ise bu sene 1- 1.5 TL kazanıyormuş. 

……………

Bunu da zaten hükümet bilinçli olarak yapıyormuş.

Yani bölgede su tüketimini önlemek için mısır üreticisinin bu işten yavaş yavaş çaktırmadan vazgeçmesi için bu bir ulusal strateji imiş.

Sonuçta mısırda ağlayan kesim geçen seneki gibi bir kar oranı bulamadığı için sesini yükseltmiş.

İşin özünde tükenen biten bir üreteci yokmuş.

…………………….

Sebzede, meyvede yüksek rakamlar yani bizim gibi tüketiciler için yüksek rakamların sebebi de birbirine bağlı imiş.

Yani elma bugün dalında 14 TL imiş.

Ve büyük bir kesim bu elmayı alıp satma yerine buzhanelere gönderiyormuş.

Niye?

Üç ay sonra elmanın kilosu 50 TL olacağı için.

………………..

Mesela geçen seneden bu yana havuç üreticisinin hayatının en mutlu sezonlarını geçirdiğini söyleyen bu esnaf halde de kar oranının iyice düştüğünü hatırlatıyordu.

Niye?

Çünkü sattıkları malların dönüşü en erken 90 gün sonra oluyormuş.

Yani malı veriyorsunuz parayı 3 ay sonra alabiliyorsunuz.

Tabii bu arada alabiliyorsanız.

Arada öyle sekenler varmış ki alıyormuş sonra yok para diyormuş.

Abimiz diyor ki “Bittim diyen insanın canını mı alacaksın?

Birde böyle bir kesim türedi”

…………..

Tabii mazota yapılan zamlar girdilerin üç ay öncesine göre en az üç kata çıkması, kasa sorunu, tarlada üreticinin bir işçiye günlük 700-800 TL yevmiye vermesi filan hesaplandığı zaman millete olan girdiler yani bize etiketlerde girenler kat be kat artıyordu.

………..

Halden çıkarken gözümün önünde şöyle bir tablo canlanıyordu

Şimdi üreteci tarlasındaki ağacındaki ürünü satarken para kazanıyordu.

Zararda değildi.

Ama geçen seneki gibi para kazanamıyordu.

………………

Nakliyeci her şeye rağmen tekerini döndürüyordu ama parası pulu olduğu için direksiyonda eski keyfi alamıyordu.

………….

Halci!

Halci esnafı da işini düzgün yapan helal ve yasal yoldan sapmayan alışverişine devam ediyordu.

Ama halde eski tatlı para yoktu ki.

…………….    

Halden marketlere pazar yerlerine giden ürünü satan esnaf sürekli etiket fiyatları ile oynayarak para kazansa da zarar etmese de burada da o eski tatlı kaymaklı para yoktu.

Çünkü giderler büyüyor, gider rakamları tutulamıyordu.

…………….

Sonuç.

Tarladan hale, halden bizim gibi tüketicinin eline poşete giren üründe Allah için hiç zarar eden yok.

Herkes kazanıyor.

İşçi ücreti asla açıklanan asgari ücrette kalmıyor.

İşçi kardeşlerimiz bile gecenin karanlığında insanlıklarından çıkarcasına alın teri ile çalışarak para kazanırken karınlarını doyuruyorlar, sigortaları ödeniyor, çay, kahve, menemen, kavun, karpuz, peynir asla aç kalmıyorlar ve sonunda da en az alan 20 bin TL alıyorlar.

……………..

Peki şu mevsimde bile Allah’ın domatesini, salatalığını, üzümünü, karpuzunu, alırken kimin canı yanıyor.

Hem de ağlamadan seve seve kim yanıyor.

Tabii ki tüketicinin.

…………….

Yukarıdan bu yana saydığımız kesimler tüketiciye nasıl bakıyor?

“Abi karı koca çalışsa bir eve en az 50 bin TL giriyor.

Bunlar ayda kaç gün çalışırlar ki?

Çalışsalar da bizim gibi reziller mi?

Masa başında gelsinler çaylar gitsin kahveler.

Daha ne isterler?

Devlet oturana para veriyor.

Bak yine binlerce insan belediyelere ve devlete alınıyor.

Bizim kazandığımız bunların yanında ne ki?

Hiç değilse biz alın terimizle kazanıyoruz” diyorlardı.

…………….

Peki bu cadı kazanında sizce kim haksız?

Kim ağlamalı?

MERAM BELEDİYESİ’NE

TEŞEKKÜR EDERİZ

Sıkı bir okurumuz iyi bir dostumuz olan Abdurrahman Bey bize ve belediyeye şöyle bir istekte bulunuyordu;

“Sayın yetkili

Aşkan mah. Evliya çelebi sok. Üzerinde bulunan ve ekte resimleri sunulan çöp konteynerlerinin temizliği yanında Deformasyona uğramış ve kapakları olmayan bu konteynerlerin gerekirse yenilenmesi gerekmektedir.

Sıcaklardan ve kapaklarının olmamasından olsa gerek çok koku yaymakta olan bu konteynerler ile ilgili temizliklerin de yapılması ve tarafınızca yapılan hususlar hakkında bilgi verilmesini önemle arz ediyorum.

Koku nedeniyle balkona çıkamaz, pencereyi açamaz durumdayız.

Ayrıca kısa bir süre sonra hemen 20 metre mesafedeki Mehmet Hasan Sert İlkokulunun açılacak olması da bu konteynerler ile ilgilenilmesini gerektirmektedir.

Saygılarımla”

………..

Bu Meramlı vatandaşın istediğini yerinde ve haklı bulan Meram Belediyesi gereğini yapar.

Dostumuz Abdurrahman beyde bizi dolayısıyla kamuoyunu şöyle bilgilendiriyordu;

“Sayın yetkili

Konteyner kapak talebim sonrası gerekli işlemler yapılmış ve kapaklar takılmıştır. Kısa sürede yapılan bu çalışmanız için teşekkür ediyorum.

7 ve 8 nolu konteynerlere yapılan bu işlemlerle birlikte konteyner gövdesinde oluşan ayrılmalar ile birlikte kenarlarının temizliğine de özen gösterilmesi hususunu önemle rica eder, yeniden teşekkür ve takdirlerimi sunuyorum.

……………

Bizde hem duyarlı vatandaş Abdurrahman Beye ve de duyarlı Meram Belediyesi yetkili ve etkili isimleri ile çalışanlarına teşekkür ederiz.

MUAMMER YILDIZ

BEYİN HAKLI BİR

İSTEĞİ VAR

Yine duyarlı insanlarımızdan aynı zamanda bizi de günlük olarak takip eden büyüklerimizden Muammer Yıldız Bey önceki gün şöyle diyordu;

“Selamünaleyküm

Uğur bey hayırlı akşamlar

Bugünkü yazınızı okudum önemli konulara değinmişsiniz

Maalesef eğitimde bir tabiri caizse halk diliyle dikiş tutturamadık.

Sayın Cumhurbaşkanı da zaman zaman ifade ederler istediğimiz düzeye gelemediğimizi ifade ederler.

Sınıfta kalmanın gelmesi çok önemli kızımda öğretmen kararın doğru olduğunu söyledi bizim zamanlarımızda ilk, orta, lisede kalma vardı.

Bu karar devamlılık arz eder.

Üniversite sınavlarında da başarı oranları yükselecek bu karardan sonra.

Selçuklu, Karatay belediyelerimizin eğitim için verdikleri katkıları gönülden tebrik ediyorum.

Meram Belediyemizde bu yarışta olacaktır.

…………

Erbakan Tıp’ta yapılan düzenlemeler önemli rahatlatıcı yalnız dolmuşlar yolcuları tıp giriş sağda indiriyorlar

Bu doğru değil kaldırımlar yüksek yaşlıların kaldırımlardan atlayarak geçmeleri çok zor oluyor. Dolmuşçuların iş güzarlığı zaten dönüp geliniyor gelince indir yok şimdi inin bu önemle oda tarafından çözülmeli minibüsler dönüşte yolcuları indirmeleri gerekir.

Allaha emanet olun.

Selam dua ile…

Muammer Yıldız”

…………..

Muammer abimize bilgi verirken sizlerle de paylaşalım.

Bu eğitim desteği işinde Selçuklu ve Karatay inanın örnekler.

Hele Karatay ve Başkan Hasan Kılca eğitime başlayacak ilkokul çocuklarına dahi inanılmaz destekler veriyorlar.

Ve bu çalışmaya bu desteğe dün de Meram Belediyesi katıldı.

Bizim belediye başkanları bu yarışta birbirleri ile değil adeta kendileri ile yarışmaya devam ediyorlar.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yaşım ilerledikçe anladım ki insanların ne söylediğine takılmayacaksın. Çünkü onlar sizin iyi olup olmadığına bakmıyorlar. Sadece kendilerine bir faydası olup olmadığına bakıyorlar.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Şefik Can Caddesinin özellikle şehre geliş yönünde araçların yol boyunca cadde boyunca sağ şeride yasak ve uygunsuz park yapma alışkanlığını ortadan kaldırdığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.