ÜRETİCİNİN SORUNU
20 Mart 2019, Çarşamba 09:08Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun verilerine göre tarım sektöründe son 12 yılda büyüme hızı yüzde 2’de kaldı. Olaya buradan bakıldığında durum iyi değil. Türk çiftçisi üretmiyor. Dolayısıyla ürün bazında da üretim her yıl bir önceki yıla göre geriliyor.
Üretmeyince ithal ediyoruz. Türkiye 126 ülkeden 135 farklı kalemde sebze, meyve ve gıda ürünü ithal ediyor. Akla hayale gelmeyen ülkelerden yine akla hayala gelmeyen sebze, meyve ve gıda ürünü ithal ediyoruz. İthal ettiğimiz ülkelerin ve ürünün adını görünce de hayret ediyoruz. “Vay be” dediğimiz anlar oluyor. Mesela; Bulgaristan’dan saman ithal edince hayrete düştük. Yunanistan’dan pamuk, tütün ithal edince hayrete düştük. Kanada’dan, Kazakistan’dan Mercimek ithal edince hayrete düştük. Almanya’dan fındık ithal edince çok şaşırdık. Arjantin, Meksika, Bangladeş, ABD ve Rusya’dan nohut ithal edince kanımız çekildi adeta. Sonra badem, ceviz ithal ettik. Buğdayı, arpayı, mısırı ve pirinci geçmişte ithal ediyorduk, bugün de ithal ediyoruz.
İthal ettiğimiz ürünler bu kadar mı? Elbette değil. Soğan, patates, elma, üzüm, armut, domates, ayva, erik, sivri biber, nar, lahana, şeftali, kiraz, dolmalık biber, turp, patlıcan ve karpuz ithal ediyoruz. Muhtemelen daha başka tarımsal ürünler de var ithal ettiğimiz.
Bu tablo karşısında sorulması gereken soru şu: Neden üretemiyoruz? Ne oldu da Türk çiftçisi üretimi askıya almaya başladı?
Muhalefete sorarsanız bu soruların cevabı gayet basit. “Tarım sektöründe girdiler arttı.Artan yüksek maliyetler karşısında çiftçi üretemiyor” diyeceklerdir.
Peki maliyetler arttı mı? Tabi ki arttı. Ama artan maliyetlerle birlikte ürün fiyatları da arttı.Bugünkü fiyatlar ne bir yıl önceki fiyat, ne de 2-3 yıl öncesinin fiyatları.
Maliyet ve ürün fiyatları karşılıklı artış gösteriyor. Ayrıca Ak Parti hükümetleri döneminde çiftçi toplamda 197 milyar TL. tarımsal destek gördü. Ama çiftçinin yine de üretim sorunu var. Üretim başta da belirttiğimiz gibi büyük ölçüde geriledi. İnsanların ihtiyacı ithalat ile karşılanıyor ve ithal ettiğimiz ürünler karşısında her yıl milyarlarca dolar harcıyoruz.
Ülke olarak büyük bir sorunla karşı karşıya bulunuyoruz. Sorun, Türk çiftçisinin hızla üretimden uzaklaşması. Peki üretimin önündeki tek engel yüksek maliyetler mi? Bu sebeplerden sadece birisi olabilir. Başka önemli sebepler de var.
Mesela, ne diyeceksiniz?
Malesef çiftçinin üretme noktasında şevki kırıldı. Çiftçi eski heyecanını kaybetti. Çiftçinin yeni bir heyecanla üretime teşvik edilmesi şart. Bunu yapacak olan en başta çiftçi kuruluşları ve devlet olmalı. Çiftçiye üretimin önemi gerekiyorsa ki gerekiyor defalarca anlatılmalı. Benim köyümde 10-15 yıldır neredeyse evlerin çoğunda artık ekmek yapılmıyor. Tavuk beslenmiyor. Peynir, yoğurt yapılmıyor.Yapılmadığı için ekmek, yumurta, peynir, yoğurt şehirden alınıyor. Yumurtanın, ekmeğin, yoğurdun, peynirin yüksek maliyetle ne ilgisi olabilir? Burda başka bir şey var.. Üretim zevkinin ve heyecanının kaybedilmesi. Bunun tekrar kazanılması lazım.
Çiftçiyi, köylüyü ve üretimi bilen birisiyim. Yıllarca mercimek, nohut, fasulye, ayçekirdeği, pancar, arpa, buğday tarımı ile uğraşan birisi olarak üretmenin zorluğunu da, güzelliğini de biliyorum. Bugün gördüğüm şu: Çiftçi üretmenin zevkinden hızla uzaklaşıyor.
Peki çiftçi kazanmadı mı?
Hiç kazanmaz olur mu? 17 Muhatarlığa ve 50-60 yaylaya sahip olan benim köyümde (Obruk) 20-25 yıl önce toru topu 15-20 traktör ve 15-20’de kamyon vardı. Araba hiç yoktu. Şimdi her köyde en az 50-60 traktör var. Her köyde 20-25 kamyon var. Bazı evlerde 3-4 traktör var. Gene bir çok evde en az 2-3 araba var. Köylülerim Allah’ın her günü şehre kendi arabaları ile gidip geliyor. Öyle 3-4 kişi falan bir arabaya binip gelmiyor. Bir çok köylünün şehirde bir kaç evi, dairesi var. Bunlar güzel ve elbette olmalı. Demek ki kazanılıyor.Ayrıca israf da var tabi ve bu da önemli bir sorun.
Demek istediğimiz o ki: Üretici kazanmıyor değil, kazanıyor ve harcıyor. Ayrıca üretimin önündeki tek sorun da yüksek maliyetler değil. Yineleyecek olursak, bu sebeplerden birisi. Ama bundan daha önemli olan uygulanan yanlış politikalar nedeniyle üreticinin, üretim zevkini ve heyecanını kaybetmesidir. Mesela Üreticinin “Kemal Derviş parası, tarla parası” gibi tanımladığı, tarımsal destek uygulaması da üretimin önünde ciddi bir engel olarak görülmeli. Bu desteği alan üretici kolaya kaçıyor ve “nasıl olsa tarlamın bir geliri var” diyerek, tarlasını ekmiyor dolayısıyla üretmiyor.
Tarım ürünlerinde ülkemizde üretilme imkanı olan bazı ürünlerin ithalatının önüne geçmek ya da azaltmak için soruna kalıcı ve doğru teşhis koymak gerekiyor. Tek sorun yüksek maliyet değil.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.