VALİ BEY: O İŞ TAMAM
08 Kasım 2019, Cuma 08:45Önceki gün kahvaltıda vali Cüneyit Orhan Toprak’la bir araya geldik.
Çok sayıda basın mensubu vardı kalvaltıda.
Ulusal gazetelerin Konya’da görev yapan temsilcilerinin, yerel gazetelerin sahip ve yöneticilerinin, yerel televizyonların sahip ve yöneticilerinin, internet medyası ve köşe yazarlarının ciddi bir çalışma sonucu bir araya getirildiğini gördük.
Yaklaşık 100 civarında basın mensubunun katıldığı kalvaltının organizasyonunun Cumhurbaşkanlığı İletişim Konya İl Müdürlüğü tarafından yapıldığını biliyoruz. Önce şunu söyleyelim: Farklı ve başarılı bir organizasyon gerçekleştirilmiş. Niye mi? Her şeyden önce daha önceki yıllarda vilayet tarafından bu kadar basın mensubu bir araya getirilememişti. Ayrıca mekan tercihi falanda gerçekten mükemmeldi.
“Basın Buluşmaları” adı verilmiş söz konusu kalvaltıya. Bu sözden şunu anladık: Sanki bundan sonra bu ad altında yeni organizasyonlar belli aralıklarla yapılacak ve geleneksel hale getirilecek. İyi olur. Tarafların buna ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.. Kamu hizmeti yapan insanların, bir birini anlamalarında ve dinlemelerinde fayda var. Geçmişte vilayet ve basın kuruluşları daha sık görüşür ve gündemde olan konularla ilgili durum değerlendirmesi yapardı.
Neyse.. Önceki gün kahvaltı öncesinde vali bey konuşmaya başlarken “Özgür Basın” dedi.. Bu sözden anlaşılacağı gibi vali eleştirilere açık ve özgüveni yüksek bir insan. “Beni eleştirebilirsiniz.Ben bundan rahatsız olmam” diyor.. Ne diyelim? Aman hep böyle ol ve böyle kal. Yerinde ve zamanında yapılan eleştiri aynı zamanda iyi ve olumlu bir uyarıdır. Eski bir devlet büyüğü “Beni her zaman övmeyin arkadaşlar.Övdüğünüz zaman hata yapıyorum.Hiç değilse ara da bir eleştirin. Benim hiç mi yanlışım yok” derdi..
Vali Cüneyit Orhan Toprak bir yıldır Konya’da. Zaten yukarıda sözünü ettiğimiz kalvaltının sebebi ve gayesi de vali beyin geride bıraktığı bir yılın özetiydi. Bir yılda yapılanları ve önümüzdeki yıllarda yapılacak olanları dinledik.
Vali beyi biz son bir haftada iki kere dinledik. İlki Selçuk Üniversitesi’nde son başbakan Binali Yıldırım’ında katıldığı toplantıdaydı. Vali bey o toplantıda yaptığı konuşmada çok rahat ve samimiydi. İçinden geldiği gibi konuştu. Öyle ki kendisi Hakkari valisi iken o dönemin başbakan olan Binali Yıldırım’dan, Hakkari için nasıl para istediğini, para isterken nasıl ısrarcı olduğunu ve sonunda da başbakandan para kopardığını esprili bir dille başbakanın gözlerinin içine bakarak anlattı. O salonda gülüşmelere sebep olan başka hoş anılarını da anlattı dinleyicilere vali bey.. Özgüveni yüksek insanlar bir devlet büyüğü karşısında ancak bu kadar rahat ve samimi olabilir. Bu iyi bir özellik olmalı.
Önceki gün kahvaltıda da rahat ve samimiydi vali Cüneyit Orhan Toprak..
Hele icraatları öyle bir anlatması vardı ki, hayret etmemek mümkün değil.
Görevde olduğu bir yılı anlatırken sanki dersini çok iyi çalışmış olan bir siyasetçi gibiydi.
Hem de öyle böyle değil.. A’dan, Z’ye kadar ne varsa çalışmış hatta ezberlemiş..
Her yerden, her şeyden haberdar.
Konya’nıın hangi köşesinde ne yapılıyor, nasıl yapılıyor haberi ve bilgisi var..
Bu arada “Özgür Basın” hakkımı kullanarak şunu sormam lazım: Vali bey bir çok yere gösterdiği ilgi ve özeni acaba yerel basına neden göstermiyor.? Kendisi bugüne kadar kaç gazeteciyle oturdu, konuştu? Hangi konuları bu şehirdeki ihtiyaç ve sorunları yıllardır büyük bir özveri ile izleyen gazetecilerle oturup istişare etti ve değerlendirdi? Ve bugüne kadar vali olarak kaç gazeteyi ziyaret etti? Geçmişte valiler bu konuda duyarlıydı. Bazı konularda gazetecilerle oturur, konuşur ve desteklerini alırlardı.
“Özgür Basın” hakkımı kullanırken önceki günkü kalvaltılı basın toplantısında kafamı fazlasıyla kurcalayan bir konudan da söz etmek istiyorum.. Vali bey önceki dönem görev yaptığı Hakkari ile Konya’yı mukayese ederken, iki vilayet arasında benzerliklerden söz etti.. Buna ne gerek vardı? Doğrusunu söylemek gerekirse pek anlayamadım.. Konya ve Hakkari arasında eğitim, kültür ve insani özellikler bakımından, insani değerler bakımından nasıl bir benzerlik olabilir? Yani Hakkari ile aynı noktada mıyız? Bu benzetmede bir sürçü lisan olmalı.
Son olarak şunu söyleyelim.. Vali bey gerçekten iyi bir insan ve iyi bir yönetici.
Valilik tarzı olarak biraz Kemal Katıtaş’ı, biraz da Necati Çetinkaya’yı hatırlatıyor bilenlere.
Kemal Katıtaş’a yürüyüş ve külhan tarzı, Necati Çetinkaya’ya da konuşma tarzı bakımından benziyor. Çetinkaya’da konuşmaya çok severdi ve siyasetçilerle yakınlığına hep vurgu yapardı.
Haa. Bir de şu var.. Vali bey gerek Selçuk Üniversitesi’nde gerekse k önceki gün kahvaltıda yaptığı konuşmalarda iktidar mensuplarının seveceği ve çok da hoşuna gideceği sözler söyledi. Her iki konuşmayı da dinleyenlerin konuşan devletin valisi mi yoksa iktidarı bir yetkilisi mi diye, düşünenlerin olduğunu tahmin edilebilirsiniz.
Ne diyelim..Belki de öyle olması gerekiyor.
Vali bey: O iş tamam.. Siz epeyce buralısınız.Konuşmalarınızdan bunu anladık.
Samimi bir de itiraftada bulunayım: Gerçekten sizin gibi mütevazi, hizmet ehli babacan ve çelebi tarzında valileri bulmak da zor ayrıca.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.