VALİ BEY VE MÜCADELEDE YENİ DÖNEM
11 Eylül 2020, Cuma 09:29Bugünkü yazıda iki farklı bilgi paylaşacağız sizlerle.
Dün önemli bir kamu bankasının müdürü bizi telefonla aradı ve şöyle dedi: “Ali Rıza bey kardeşim vali bey bedesten içindeydi. Esnafla görüşüyor, konuşuyor ve maske denetimi yapıyordu.Çok sevindim ve mutlu oldum.”
Böyle olmalı.. Bir ilin valisi kalabalıklara karışmalı. Halkın içine girmeli. Halk da valiyi iş başında görmeli, güvenmeli ve sevmeli. Özellikle olağanüstü dönemlerde bir ili ve ülkeyi yönetenlerin halkın içinde olmaları moral desteği bakımından çok önemli bir icraat.Gerçi vali bey halkın içine daha önce de giriyor ve maske denetimleri yapıyordu. Fakat Covid-19’la yeni bir mücadelenin başladığı şu günlerde vali beyin daha fazla sahada olması halkımızı sevindiriyor.
Haksızlık etmeyelim sahada olan yalnız vali bey değil.
Seçilmiş ve atanmış başka kamu görevlileri de var sahada, Covid- 19’la mücadele eden.
Mesela, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay.. Başkan belediye hizmetlerinin yanısıra salgınla mücadele kapsamında sahanın her yerinde kendisini gösteriyor.
Hakeza İl Emniyet Müdürü Mustafa Aydın’da öyle.. Müdür bey asayiş ve güvenliği sağlamaya çalışırken diğer yandan salgınla mücadelede sahanın her yerinde ve 7/24 defans yapıyor.Virüsü bu şehirden ve toplumdan uzaklaştırmak için cadde ve sokakları, meydan ve mekanları kendi mensuplarının sağlığını riske atarak takip ve kontrol ediyor.
Yeri gelmişken belirtelim: İl Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki 1000 personel salgınla mücadele kapsamında sahada. Devletin aldığı tedbirlere uymadığınız takdirde her an enselenebilirsiniz. Enselenir ve cezayı yersiniz. Bize kalırsa bu konuda emniyet mensuplarının nefesini omuzlarınızın üstünde hissetmenizde fayda var.Afları yok. Konu toplum sağlığını ilgilendirdiği için “Hadi bu sefer görmemiş olalım” demelerini sakın beklemeyin.
Tabi salgınla mücadelenin başka kahramanları da var. Biz ilimizde devletin aldığı tedbirlerin takip ve kontrolünü yapmakla yükümlü üst düzey yöneticilerden söz ettik. Elbette çok sayıda başka kamu görevlileri de var salgınla mücadele adına ter döken ve mesai yapan.
Gelelim alınan tedbirlere..
Covid - 19’la mücadele için alınan tedbirler yeterli mi?
Halkımızdaki duyarsızlığa bakınca yeterli olduğuna inanmakta zorlanıyor insan.
Bakınız aradan altı ay geçti ama bir çoğumuz maske, mesafe ve hijyenin önemini henüz kavrayabilmiş değil.
Salgınla mücadelede maske şart. Olmazsa, olmaz.
Salgınla mücadelede sosyal mesafe şart. Olmazsa, olmaz.
Salgınla mücadelede hijyen şart. Bu da olmazsa, olmaz..
Fakat halkımızda bunları bugüne kadar fazla görmedik.
Sonra devlet halkımıza” toplu düğün organizasyonları yapmayın, toplu nikah, nişan, kına, asker uğurlama törenleri yapmayın, cenazelerde kalabalıklar oluşturmayın. Her türlü kalabalık ortamlardan kaçın” diyor, fakat kim ne kadar dinledi.
Eğlence partileri düzenleniyor karada ve denizde.
Asker uğurlama törenleri yapılıyor ülkemizin şehirlerinin otogarlarında.
Pazar yerleri tıklım tıklım.
Lokantalar, restoranlar, kafeler tıklım tıklım..
,İnsanların ve toplumun sağlığına kasteden eğitimli/eğitimsiz bir takım cahil güruhlar var aramızda dolaşan. Bu konumda olanlar yalnız insanların sağlığına değil aynı zamanda ülkenin ve insanların ekonomik hayatına , ticarete, istihdama, sosyal hayata ve hatta iç ve dış güvenliğimize dahi ihanet ediyor. Demem o ki: İçinde bulunduğumuz tehlike sadece sağlıkla sınırlı değil.
Yazının başında iki bilgiden söz etmiştim.
Bu bilgilerden ilkinin vali beyin bedestende yaptığı ziyaret olduğunu yazdım.
Gelelim ikinci bilgiye..
İkinci bilgi şu.. Bundan 100 yıl önce insanlar İspanyol Gribini yaşadı.
1918-1920 yılları arasında yaşanan ve bütün dünyada görülen İspanyol Gribinde, dünyanın nüfusu bir istatistiğe göre iki milyardı. Ülkemizde de görülen o salgında şayet istatistikler doğruysa 50 milyona yakın insan hayatını kaybetti.
Değerli okuyucular dünyamızın nüfusu 2020’de sekiz milyara ulaştı.
Anlayacağınız dünyanın nüfusu 1920 yılına göre, 2020’de tam dört misli arttı. Covid- 19’un, İspanyol Gribinden daha tehlikeli bir salgın hastalık olduğunu belirten bilim insanları artan dünya nüfusu da gözönüne alındığında, kesin ve radikal tedbirler alınmaması halinde Covid’den ölenlerin sayısının çok daha fazla olabileceğine dikkat çekiyor.
Ve dünyada altı aydır yaşanan Covid-19 salgınından dolayı bir milyon insan hayatını kaybetti. Ülkelerin açıkladığa resmi rakamların toplamı böyle. Muhtemelen hayatını kaybedenlerin sayısı daha fazla olmalı.
İkinci bilgi tam da İspanyol Gribiyle ilgili.
Takdir edersiniz ki 100 yıl önce insanlar bu kadar eğitimli değildi. Bilgi ve teknolojide sınırlıydı. Ulaşım, iletişim sınırlıydı. 1. Dünya Harbinin yaralarını saramayan, harbe taraf ülkelerde yoksulluk, açlık, yönetim ve sağlık sorunları zirvedeydi. Bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi bir de grip salgını çıkmıştı ortaya. İnsanlar kitleler halinde ölüyor ve bir çoğu için de gömmek için mezar bulunamıyordu.
İki yıl süren ve önlenemeyen İspanyol Gribinde bazı ülkeler vatandaşlarının boynuna iki ucu ince iple bağlanan ve bir bez üzerine yazılı, uyarı yazısı asmak şartıyla sokağa çıkmalarına müsaade etti. İnsanların boynuna halka biçiminde geçirilen bezde şöyle yazıyordu : “Ya maske takarsanız ya da hapse girersiniz.”
Demek ki bir salgın ne olursa olsun maske önemliymiş. Günümüzde olduğu gibi, 100 yıl önce de önemliymiş. Tabi bir de bu olayın korkutma ve zorlama boyutu var. Ya takarsın ya da hapse girersin.
Umarım, Covid – 19 salgını karşısında devletimiz buna benzer çok daha sert tedbirler almak mecburiyetinde bırakılmaz. Devletin kamuya açık alanlarda en son maske takma zorunluluğu getirmiş olması önemli bir işaret olarak görülmeli. Bunu daha başka tedbirler takip edebilir.
Devlet, vatandaşlarının her alanda ve her geçen gün daha fazla kaybederek yaşamalarına müsaade etmeyecektir.Kaldı ki devletimizde kaybediyor.
Bilmem anlatabildim mi?
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.