VİTAMİN D VE GEBELİK
09 Şubat 2016, Salı 09:25D vitamini yağda eriyen bir vitamindir. D vitamini vücutta D3 vitamini (kolekalsiferol) ve D2 vitamini (ergokalsiferol) olmak üzere iki şekilde bulunmaktadır. Deri ultraviyole ışınlarıyla karşılaştığında derideki 7-dehidrokolesterolden D3 vitamini üretilmektedir. D2 vitamini yalnızca besinlerden sağlanmaktadır. Gereken D vitamininin yaklaşık %90’ı güneş ışınından, %10’u ise besinlerden karşılanır. D vitamini durumu dolaşımdaki 25-hydroksivitamin D [25(OH)D] düzeyleriyle ölçülür. 25(OH)D düzeyi 20 ng/ml’nin altında ise D vitamini eksikliği, 21-29 ng/ml ise D vitamini yetersizliği olarak kabul edilir. D vitamini eksikliği önemli bir halk sağlığı sorunudur. Uzun süreli D vitamini eksikliği çocuklarda raşitizme, erişkinlerde osteomalaziye neden olur.
Ayrıca D vitamini eksikliği kanser, otoimmün ve enfeksiyöz hastalıklar, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik ve dejeneratif hastalıklarla ilişkilidir. Türkiye’de D vitamini eksikliği sıklığı çalışmalarda %46 ile %80 arasında değişmektedir. Türkiye’deki D vitamini eksikliğinin yüksek olmasının nedeni yaşam tarzı, besinsel ve çevresel etkenlerdir.
Gebelikte D vitamini eksikliği ya da yetersizliği hem annenin hem de bebeğin sağlığını etkiler. Gebelik sırasında plasenta, fetus ve anne sağlığını desteklemek için D vitamini gereksinimi karşılanmalıdır. Gebelerde D vitamini durumu güneşle karşılaşma, diyetle alımın sağlanması ve ek olarak D vitamini alınmasıyla iyileştirilebilir.
Vitamin D kalsiyumun barsaklardan absorbsiyonu ve iskelet kalsifikasyonu için önemlidir. Yetişkin bayanlarda vitamin D idamesinde yiyecekler kadar güneş ışığına maruz kalmanın da önemi vardır.
Yumurta, et, balık yağı gibi yiyeceklerde doğal olarak vitamin D bulunur. Bir çalışmada eksik maternal vitamin D durumunda, bu annelerin 9 yaşındaki çocuklarının kemik kitlesinde bir azalma ve daha geç hayatlarında osteoporosis riskinde artış olduğu belirtilmiştir. Neonatal hipokalsemi ve kraniotabes oranlarını azalttığını gösteren bir çalışma olsa da vitamin D desteğinin gerektiğini gösteren çok az kanıt vardır.
Anne barsaklarında kalsiyum emilimindeki artışın anne kanında artan kalsitriol ile ilişkili olmadığı birçok çalışma tarafından desteklenmiştir. Ayrıca şiddetli D vit eksikliğine rağmen anne barsaklarında kalsiyum emiliminde artış olmuştur. Ve birçok çalışmada şiddetli D vit eksikliğine rağmen doğumda bebek iskelet yapısı, mineral içeriği, kordon kanı kalsiyum, fosfor, PTH (parathormon) düzeyleri normal bulunmuştur.
Üstelik gebe olmayan insanlarda bile barsak kalsiyum emilimi kalstriolden bağımsız olarak düzenlenebilir. Sonuçta anne barsağında kalsiyum emilimindeki artış kalsitriol ve D vitamininden bağımsızdır. Maternal serum kalsiyum düzeyleri ile anneye verilen vit D arasında bir ilişki tespit edilememiş olup şiddetli vit D eksikliğine rağmen anne kalsiyum düzeyleri normal bulunmuştur.
Gebelik sırasında yüksek dozda D vitamini verilmesi gebenin kanında 25 (OH) vit D vitamini düzeyini yükseltmesine rağmen; erken doğum, yüksek tansiyon, düşük doğum ağırlığı gibi gebelikle ilgili olumsuz sonuçları engelleyeceğine dair veriler literatürde çelişkili ve yetersizdir. Çalışmaların çoğunda gebelik sırasında vitamin D desteği anne kanı ve kordon kanı 25 (OH) vit D vitamini düzeylerini yükseltir. Ancak kordon kanı kalsiyum, fosfor, parathormon ve yenidoğanın kemik (iskelet) parametrelerini değiştirmediği görülmüştür.
EMZİRME:
Anne sütündeki kalsiyum miktarı anne iskeletinden sağlanır. Emzirme sırasında belirgin kemik rezorpsiyonu (erime) görülür. Bu muhtemelen annedeki düşük östradiol seviyelerine ve süt salgılayan meme tarafından üretilen PTHrP maddesine bağlıdır. Emzirmedeki annede meydana gelen kemik erimesi vitamin D ve kalsiyumdan bağımsızdır. Emzirme sırasında vitamin D, 25 (OH) vit D az miktarda süte geçer. Kalsitriol süte geçmez. Dolayısıyla emziren anneye verilen D vitamininin yenidoğana faydası yoktur.
Sonuç olarak anne sütü vitamin D ve metabolitleri açısından fakirdir. Dolayısıyla süt emen infant vitamin D yetmezliği ve rickets (kemik hastalığı) riski altındadır. Bu nedenle yenidoğanlara D vit takviyesi yapılır .(bazı kaynaklarda en az 1 yaşına kadar )
En kolay d vitamini alma yolu günde en az 15 dakika güneş ışığına maruz kalmaktır. Her gün el, yüz ve kolların en az 15 dk. güneş görmesi gerekir. Haftada 4-6 defa bu işlemi yapmak faydalıdır. Eğer bu mümkün değilse en az 400 ü günlük D vit almak faydalı olur.
Güneş görmeyen ülkelerde yaşayan insanlarda D vit vücutta daha az olduğundan onlarda multiple skleroz denilen hastalık daha çok görülür.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.